Saat 1 traduction Anglais
4,290 traduction parallèle
Ses kontrolü saat 1 : 00'de.
Sound check's at 1 : 00.
Saat 13.30 demişti.
I mean, he said 1.30.
30 Aralık tarihli istihbarat raporuna göre, saat 18.45'te... Branilaca Otesa 32'de bulunan kapalı otoparkta... devlet yetkilisi Bay Mirsad Melic'e görevi başındayken... saldırıda bulundunuz.
According to an intelligence report dated December 30th, at 1 8.45 in a parking garage located at Branilaca Otesa 32 you assaulted a state official, Mr. Mirsad Melic while he was performing his duties.
Saat 1 : 00 oldu.
It's 1 : 00 A.M.
Saat 1'de taksiyle CheongDam-dong restoranına gitmenizi istedi.
She said you should go to the CheongDam-dong restaurant at 1pm.
Hayır, saat 13.00 civarı belediyede bir randevum var ama sorun değil.
No, I have an appointment at 1 pm in city hall, but that's cool.
Yemeğiniz saat 1'de miydi?
Was your lunch at 1 : 00 pm?
Saat 1 : 56'da bir başkası daha ölecek.
At 1 : 56, someone else will die.
O'Leary'nin onunla saat 1 : 00'de Botanik Bahçesinde buluşmayı planladığına dair bir duyum aldık.
Anyway, we got word that O'Leary's planning to meet him at the National Arboretum at 1 : 00 today.
Saat 1 : 00'de bir toplantıya gitmem gerekecek gibi görünüyor.
Uh, looks like I have to get to a meeting at 1 : 00.
Pekala, saat 1 : 00 oldu çocuklar.
Okay, it's 1 : 00, guys.
Eğer 1 saat içinde gazeteci kimliğiyle orada olursan seni almaya gelirim.
If an hour from now you will be there with journalist's documents I'll pick you up.
24 saat içinde 17 kez şafağı görmek.
Seeing 1 7 dawns in a matter of 24 hours.
- Hayır. 1 saat izin almam gerekiyordu.
Oh, no. I had to take a personal hour.
- İç bence 20 dakikaya gelir çünkü 10.15 saat.. dölyatağı nerde?
Well, you better have one, because once he ejaculates, you really should insert it within the first 20 minutes. Okay. It`s 1 0 : 1 5.
Yamashiro'ya 1.5 saat var, o zamana kadar burada sıkıştık.
Train lands at Yamashiro in about an hour and a half. Until then, we're stuck.
Zaten 1.5 saat sonra Bilgisayar gidecek.
I promise.
Babası en son 10 : 30 da odasına giderken görmüş. Ve arkadaşları saat bir civarı cesedini bulmuşlar.
Emily's dad saw her at 10 : 30 p.m. when she came to her bedroom, and her friends found her here at around 1 : 00 a.m.
Ama onun yerine, üzgün, yaşlı ve ne dediğini üç saniye sonra unutan bir kadınla bir buçuk saat oturdum.
But instead, I sat with a sad, old woman for 1 1 / 2 hours who forgot I existed three seconds after she left.
O gece saat tam 01.00'da telefon çaldı.
And 1 : 00 in the morning that night, the phone rang.
- Malvino's'da saat birde.
1 : 00 at Malvino's.
Saat sabahın 1'i, Sue.
It's 1 : 00 in the morning, sue.
Saat henüz 1.
You know, it's 1 : 00 P.M.
1 saat ve 15 dakika.
About 1 hour and 15 minutes
Kuzeydoğuya 6 saat..... Kore'ye yarım gün, Japonya'ya da 1 gün süre alacak.
It'll take 6 hours to the Northeast, half a day to Korea, one day to Japan...
1 saat içinde limanda olmuş olacaklar.
They'll be at the port in an hour's time.
Ancak 1 saat içinde mesaim bitmiş olucak
But I'll be done with my shift In an hour.
Neredeyse 1 saat oldu.
Almost an hour now.
East Rivers'de 4 saat toplum hizmetini tamamlamanız için 1 hafta süreniz var.
You have one week to complete four hours of community service in East Riverside.
Kurbanın midesi ve yaralarının analizine göre ölüm zamanı iki gece önce saat 22 : 00 civarlarındaymış aşağı yukarı 30 dakika oynayabilir.
Based on the digestion in the victim's stomach and wound analysis, the time of death was around 1 0 pm two nights ago, give or take 30 minutes.
- Saat daha bir.
It's 1 : 00.
Bir kaç saat geçtikten sonra, öğlen 1 gibi falan olabilir, Sidney'e bakıyoruz ve.. vay be!
A couple of hours into it, you know,'cause it could have been till 1 in the morning, you're looking at Sidney as.. wow!
Yarın sınav sabah... 1 saat sınav... sadece gelmen gibi... sadece gitmen gibi!
Tomorrow exam morning... 1 hour exam... like that only yöu come... like that only yöu go!
Eddie'nin barında 1 saat sonra benimle buluş.
On my own. Meet me at Eddie's in an hour.
Tamam, saat 4'e 1 var.
Okay, it's 1 minute to 4 : 00.
Saat sabahın 1'i.
It's 1 : 00 in the morning.
Yaklaşık 1,5 saat sonra dönmüş oluruz. tabii tekrar yapmazsak.
We'll probably be about an hour and a half unless we do an encore.
Daphne'den 1,5 saat önce uyanıp pratik yaptım.
I woke up an hour and a half before Daphne did and I practiced.
Onu 1 saat önce "Amanda" yı limanda görünce anladım.
I figured that when I saw the "Amanda" in her slip an hour ago.
Konuştuğumuz gibi saat birde, 12. Bayshore Yolu'ndaki Er ya da Güveç restoranda görüşecek miyiz diye aradım.
Just wanna confirm we're still on for 1 : 00 at Schooner or Later at 12th and Bayshore Drive.
Bir keresinde arkadaşım dalış yaparken açık denize sürüklenmişti. Kurtarma ekibinin onu bulması 1,5 saat sürdü ama sonunda buldular.
Hey, my friend got swept out to sea on a dive once, and it took the rescuers an hour and a half to find her, but they did.
Giyinip, hazırlanıp, bir salon dolusu yardım bekleyen eziğin karşısına çıkmadan önce tam olarak 1 saat 43 dakikanız var.
Okay, you have exactly 1 hour and 43 minutes... - To be dressed, pressed, and ready to help another ballroom full of losers.
Saat şu anda 1 : 38.
It's 1 : 38 now.
Her kimse, 1 saat 56 dakikası kaldı.
Well, whoever it is, they have exactly one hour and 56 minutes to live.
- 1 saat sonra.
- In 1 hour.
- 1 saat 35 dakika önce. Peki.
- For an hour and 35 minutes ago.
23 buçuk saat.
23 1 / 2 hours.
1... ( 16 SAAT ÖNCESİ ) Kokain vücudundan çıkana kadar yatıştırılmış şekilde kalmasını istiyorlar.
One... They want to keep him sedated, until all the cocaine's out of his system.
Bize 1 saat ver.
Give us an hour.
1 saat içinde ülkeyi terk edebilirim.
I can be out of the country in an hour.
Orası buraya 1 saat uzaklıkta değil mi ya?
Isn't that like an hour away?