Saat 16 traduction Anglais
849 traduction parallèle
Saat 16.00'da havaalanında ol.
Be at the airport at 4 : 00.
Senatör Smith 23 saat 16 dakikadır konuşuyor.
Senator Smith has now talked for 23 hours and 16 minutes.
- Saat 16 : 30, değil mi Jennings?
It's 4 : 30. Isn't it, Jennings? Yes, ma'am.
Godzilla Saat 16 : 30'da Kasonzaki'nin kuzeyinden kuzey doğuya doğru ilerlerken görüldü.
At 16 : 30 hours, Godzilla was sighted north of Kasonzaki, moving in a northeast direction.
Siyah Kadillak'ı saat 16 : 30'da istiyorum.
I want the big, black Cadillac at 4 : 30.
Saat 16 : 30'da.
4 : 30, hmm?
Schultz polis birliklerini devralacak ve saat 16 : 30'dan itibaren akan trafiği durduracak.
Choates will take over troopers and block all traffic approaches from 4 : 30 on.
Mario saat 16 : 30'da gazeteyi çitin üzerinde içeri atar.
Mario slings the paper over the fence around 4 : 30 or so.
Çünkü saat 16 : 55 ve bir silah sesi eyalet polislerini
Because it's five minutes to five. And a shot might bring those state troopers storming all over the joint before the president arrives.
İzin verirseniz, Avukat, görüyorum ki, saat 16 : 30 olmuş, ve ben bu noktada ara vermek istiyorum.
If you will excuse me, Counselor, I find that it is now 4 : 30, and I would like to call a recess at this point.
Bu arada, gelecek Perşembe günü saat 16.00'da her yer Cape Anne'deki tüm erkek, kadın ve çocuklar tarafından doldurulacak.
By the way, next Thursday at 4 : 00... the whole place will be filled with every man, woman and child in Cape Anne.
Bayan Hudson'la saat 16 : 00 da bir randevum vardı.
I have an appointment with Ms. Hudson for 4 : 00 o'clock.
Saat 16 : 30'u geçiyor.
It's past four-thirty.
Saat 16 da, Koloni Müzesinde, timsahların yanında.
Four o'clock, Musée des Colonies, near the crocodiles.
Saat 16.00, Mart'ın 17'si...
1 600 hours, March 1 7.
Saat 16 : 30 da gastronomi komedisi üzerine kurs göreceğiz.
At 4 : 30pm we will be having lessons about using the comedy in gastronomy.
Saat 16.10'da, o öğleden sonra Juliette ve Marianne'ın Juliette'in kocasının çalıştığı garaja gelişlerini, nasıl gösterir veya anlatabilirsiniz?
How to say or show that at 4.10 p.m. That afternoon Juliette and Marianne came to the garage where Juliette's husband works?
Yarışa 17. sırada başlayacaksın, saat 16 : 45'te.
You enter the race on 17th at 16 : 45.
Saat 16.30.
4 : 30 p. m.
"24 Ağustos'ta saat 16 : 00 sularında..."
"At 16 : 00 on Sunday 24th of August..."
Dün saat 16.20'de Sarah Cross bir telefon görüşmesi yaptı. Viyana'da kaydedilen mesajın aynısı burada Washington'da başka birine daha geldi.
Yesterday at 16.20, Sarah Cross received a local phone call, the same message as the one monitored in Vienna to someone here in Washington.
- 16 saat 29 dakika geciktim.
- I'm 16 hours and 29 minutes late.
- Ayrıca günde 16 saat çalışıyorum.
And I work only 16 hours a day.
Zamanında teslim edebilirim sanmıştım ama sis yüzünden Newfoundland'da 16 saat mahsur kaldık.
I thought I could deliver it on time but we were held up in Newfoundland for 16 hours - fog.
Evet, günde 16, 18 saat çalışarak bunu hak ediyoruz.
Yeah, it's coming to us working 16, 18 hours a day like we do.
Haftanın yedi günü günde 16 saat çalışıyordum.
I worked seven days a week, 16 hours a day.
Günde 16 saat çalışırdım.
I work 16 hours a day.
Ve bunu öğrenmek istiyorsan, bir saat sonra benimle 16. Liman'da buluş.
And if you want to hear it, meet me at pier 16 in... in an hour.
Günde 16 saat çalışıyor.
He works 16 hours a day.
10 yaşındayken onun için günde 16 saat çalıştım. ve onun bana tek yaptığı, kiralık biriymiş gibi davranmak.
I worked 16 hours a day for him when I was 10 years old... and all he ever did from that day to this was treat me like a hired hand.
Günde 16 saat uyuyorsun.
You sleep 16 hours a day.
"Saat 12 : 16, Profesör Flostre aradı."
"At 12 : 16, Professor Flostre called."
16 saat daha var, uçağın kalkmasına.
Sixteen hours until your flight.
Tekstil fabrikasında kalmamı istemişti. Suya batırılmış ellerle geçen günlük 16 saat mesai. Sonra tanıdığım bir sürü aptal gibi gözlerimi hastanede açayım.
He wanted me to stay in the textile factory. 16 hours a day... with my hands in water and end in a hospital... like so many fools I know.
Günde 16 saat!
Sixteen hours a day!
Saat tam 16 : 00'da aramanızı istiyorum.
I wanna leave a call for 4 p.m. sharp.
567 00 : 49 : 16,449 - - 00 : 49 : 20,370 Frank, o ayrılalı 6 saat oldu
They got speedboats, everything.
" en büyük yarışının başlamasına 16 saat kala...
" before the start of the greatest race of all time,
- Saat 15 : 16.
- It's 16 minutes after 3.
Askeri üniformalı karşıt ajan, saat tam dörtte, Kanavakatu Rus Kilisesine gelecek.
Agent will arrive on steps of Russian Church on Kanavakatu, at exactly 16.00 hours today, wearing military uniform.
Maksimum ters itiş gücüyle bile, sadece 16 saat tam enerji konumunda olabiliriz.
With maximum thrust against the pull, we'll only be able to maintain full power for 16 hours.
Daha 16'sında ve akşam onu eve getirdiğinde dışarıda yarım saat öpüşüyorlar.
You know, she's barely 16, and when he brings her home at night... they stay outside for about half an hour, kissing.
Baylar, buraya gelin. NATO'nun Gizli ödeneklerini taşıyan bu Tren... Yarın, Yani 16 Temmuz Günü, Saat 18 : 56'da "Gare du Nord" istasyonundan hareket edecek.
In conclusion, gentlemen, the special train containing NATO funds will leave tomorrow, July 16 from the Gare du Nord at 18.56 and follow this itinerary to Brussels.
Saat daha 16 : 00.
It's only four o'clock.
Saat sekizi 16 dakika geçiyor.
The time is now 16 minutes past 8.
Aşağı inmemiz 16 saat alacak bu yüzden ilk 4. seviyeye kadar, izole programını takip edeceğiz taa ki 5. seviyedeki ana laboratuvara gelene kadar.
It'll take us 16 hours to descend through the programmed decontamination procedures on the first four levels to level 5 where the main labs are.
Saat 16 : 30'da polis koruması sağla.
Arrange for a police escort at 1630 hours.
Bir trende 16 saat boyunca ne yapacaksınız?
What the hell can the two of you do on the train for 16 hours?
Günde 16-18 saat çalışmak zorundaydık.
We had to work anything up to 16, 18 hours a day.
Saat 09 : 16.
The time is 9 : 16.
Dinle, adamı yakalayacağız, bombaları etkisiz hale getireceğiz. 16 saat daha var.
Look, we catch the man, disarm the bomb. There's still 16 hours to go.
1600 18
16 yaşında 30
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
16 yaşında 30
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 8 244
saat 22 41
saat 20 32
saat 10 325
saat 21 38
saat 13 39
saat 07 28
saat 9 217
saat 2 157
saat 8 244
saat 22 41
saat 20 32
saat 10 325
saat 21 38
saat 13 39
saat 07 28
saat 3 195
saat 17 40
saat 11 234
saat 19 45
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat sekizde 35
saat 17 40
saat 11 234
saat 19 45
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat sekizde 35