Sadece biraz traduction Anglais
12,241 traduction parallèle
Sadece biraz çevreyi tanımama ve oksidatif strese dayanamama yaşıyorum o kadar.
Um, it's just a little disorientation, attributable to oxidative stress.
Sadece biraz utangaç.
Just a little shy.
İyi sadece biraz yorgun olabilir.
She's good, a little tired maybe.
Sadece biraz meyve suyu verin.
Just give me some juice.
Sadece biraz daha gülümse...
Just a little more smiling...
Sadece biraz uyku uyuyabilir miyiz?
Can we please just get some sleep?
Sadece biraz koktuğunu söylemiştin.
You said it only stings a little.
Sadece biraz baharatlı içecek o onun için ders oldu diyor.
Just spiced yak bladder. She says that'll teach him to break her staff.
Sadece biraz zamana ihtiyacım var.
Please? I just need more time.
Sadece biraz yorgunum.
Just tired.
- Kimse gitmeni istemedi, sadece biraz işbirliği.
Ladies, we're all on the same team now.
Sadece biraz yağ.
- It's not the... don't, no...
Sadece biraz daha sabır ha?
Just a little farther now, okay?
Bazen sadece biraz zaman vermek zorundasındır biraz mesafe.
Sometimes you just have to give it some time, a little bit of space.
Sadece biraz stresliyim.
Just a little stressed out.
Sadece biraz sade. Fena değil yeterli değil.
Not bad is not good.
Affedersin büyük adam, sadece biraz...
Sorry, big fella, just gonna get...
Sadece biraz bir şeyimiz kaldı. Cidden yarın sabah oradan oraya koşuşturmak istemiyorum.
We only got a little bit left, and I really don't want to be running around tomorrow morning.
- Sadece biraz yemek sipariş et.
Just order up some food.
- Sadece biraz eğlenemez miyiz?
Can't we just have some fun?
Sadece bira içilir müstehcen ozanlar, jonglörlük, ateş büyüleri, düello ve biraz- -
It's more just like ale drinking, bawdy bards, juggling, fire magic, jousting, little arch...
Ayrıca onlar cüce değildi sadece boylan biraz kısaydı.
And those weren't little people- - they were just short.
Evet, sadece kafamda biraz ağırlık var.
Yeah, just stiff.
Sadece biraz dinleniyoruz.
We just chilling.
Sadece... Bunu alacağım. Üstüne biraz tat süreceğim.
I'll just take this... rub little flavor on it.
Sadece eski karımla biraz konuşmak istiyorum.
I just want a minute with my ex-wife.
Biz sadece küçük Lulu'yu biraz kontrol etmenin iyi bir fikir olabileceğini düşündük.
We just think it'd be a good idea to you know give the baby a little checkup. That's all.
- Sus biraz. Konuşma, sadece dinle.
Don't speak, and listen.
Ben sadece bize bunu halletmek, bunu neticeye bağlamak için, bize biraz zaman vermek istiyorum.
I want to give us a little time so that we can work this out, we can make this Okay.
Sadece, tercihlerimi biraz eski usul bulursunuz diye korkuyorum. Ben biraz konstitüsyonel olmayı seviyorum.
Despite my fears that you may find my predilections somewhat old-fashioned, the truth is I rather enjoy a constitutional.
Sadece onu biraz desteklememiz gerekli.
We just need to reinforce it.
Sadece tadına bakınca fiyatının biraz düşündürücü olduğunu söylemek istemiştim.
I'm just saying it's a bit pricey considering how it tastes.
Ben sadece sevgili yaşlı babamla biraz vakit geçirmek istemiştim.
Oh, I just... wanted to spend some time with my dear old dad.
- Evet, gidecektim, ama sadece arabada biraz oturdum.
Yeah, I was gonna but I just sat in the car for a little bit.
Ben sadece onlara, yanlış gayelerinin peşinden gitmelerinde yardımcı oldum biraz.
I merely empowered them to follow their apparently misguided dreams.
Sadece kızımla biraz vakit geçirmek istemiştim.
I just wanted to spend some time with my daughter.
Uçuştan dolayı biraz gergin sadece.
- He's grumpy from the flight.
Sadece onun peşinden şimdi gitmek için biraz erken olduğunu düşünüyorum.
I'm just wondering if going after him now is premature.
Konunun sadece Zoom olmadığı konusunda biraz haklıydın konu biraz da Ters Flash.
You were right a little bit about this not being just about Zoom... about it being about the Reverse Flash.
Hadi ama Laura, bu zor zamanlarda biraz hassas davranmanı istiyorum sadece.
Come on, Laura, I'm just asking you to show some sensitivity in a difficult time.
Hayır, hayır, ben sadece ortamı biraz yumuşatmak...
No, no, no, I merely mean to bring some lightness into...
- Hallediyorum, biraz gecikti sadece.
I'm working on it. Just a little hampered.
Sadece bazen istiyorum ki sen de benimkini biraz da olsa umursarsın.
I just wish that sometimes you would give a damn about mine.
Sadece bana karşı biraz sabırlı olmanı istiyorum galiba.
I guess I'm just asking if maybe you could be a little patient... with me.
Sadece 5 dakika hakim ol kendine sana biraz daha kan getiririz.
Um, ok. Just get a grip on yourself for 5 minutes, and we'll get you more blood.
Ayak uydurmak için biraz zamana ihtiyacı var sadece.
She just... she needs a little time to adjust.
Lily sadece mobilya düzenlenmeyecek Çünkü Ve o yaşamak için biraz zamana ihtiyacı var, Şimdi, Lily çünkü sadece bütün mobilya aşık
Because Lily just rearranged the furniture and she needs a little time to live in it, ow, fall in love because Lily just with the whole furniture feng shui of it all.
Sadece... biraz zamana ihtiyacım var ve biraz da fazladan büyüye.
I just... Need some time and a hell of a lot of magic.
- Peki, ama biz akşam yemeğini yedik bile. Yani sadece sarımsaklı marul salatası, bir biftek ve biraz aperatif alırız.
All right, but we already ate dinner, so maybe just an iceberg wedge, a steak, and some sides.
Eğleniyorum biraz sadece.
- It's a little fun.
Toby sadece ölüme biraz yaklaşacağını söylüyor.
Toby says you-you just come close to death.
sadece biraz yorgunum 21
sadece biraz daha 24
sadece birazcık 42
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
sadece biraz daha 24
sadece birazcık 42
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha dayan 42
biraz bekle 203
biraz daha kal 33
biraz sakin ol 53
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha dayan 42
biraz bekle 203
biraz daha kal 33
biraz sakin ol 53