Saçmalıyorsun traduction Anglais
2,392 traduction parallèle
Ne saçmalıyorsun, George?
What are you going on about, George?
Saçmalıyorsun.
You're not making any sense.
Marv, ne saçmalıyorsun sen?
Marv, what the hell are you talking about? What's going on?
- Saçmalıyorsun dostum!
- That's bull, man!
Lily, saçmalıyorsun. Yatağa gel.
Lily, you're talking nonsense- - get in bed.
Ne saçmalıyorsun be?
What are you yapping about?
Ne saçmalıyorsun?
- You delusional?
Saçmalıyorsun.
What the flip, man?
Yeter. Saçmalıyorsun.
You're talking crap.
Saçmalıyorsun.
You're ranting. - Hey.
Baba, saçmalıyorsun.
Dad, you're being ridiculous.
Jim, saçmalıyorsun artık.
Jim, you are talking crazy now.
Ama saçmalıyorsun.
But you're talking bollocks.
Ne saçmalıyorsun?
What are you talking about?
Ne saçmalıyorsun, Ray?
What the hell are you doing, Ray?
Saçmalıyorsun, sen hiçbirşey yapmadın.
You've been fooling around and doing nothing at all.
Neler saçmalıyorsun sen?
What nonsense are you jabbering?
Ne saçmalıyorsun sen?
What nonsense are you talking?
Sen ne saçmalıyorsun, Milletvekili Kang?
What nonsense are you talking, Mr. Kang Congress Member?
Tanrım! Ne saçmalıyorsun?
What in the world is this girl talking about?
Ne saçmalıyorsun?
What bullshit are you saying?
Sen ne saçmalıyorsun?
What nonsense are you talking about?
Sen ne saçmalıyorsun?
What kind of nonsense are you making up?
Saçmalıyorsun.
You are full of shit.
Ne saçmalıyorsun?
What on earth are you saying?
Saçmalıyorsun.
Where do you get this shit?
- Tanrım gerçekten saçmalıyorsun
You make it sound like I'm moving in with Hugh Hefner.
Hadi ama, saçmalıyorsun.
Oh, come on. You're being ridiculous.
Ne saçmalıyorsun?
What the fuck is it! Asshole...
Saçmalıyorsun.
You're ridiculous.
Saçmalıyorsun.
You're being ridiculous.
Ne saçmalıyorsun sen?
What are you talking about?
- Ne saçmalıyorsun?
- What am I talking about?
- Saçmalıyorsun resmen.
- You're being an idiot right now.
Ne saçmalıyorsun?
What's this bullshit?
Saçmalıyorsun
You talk so much nonsense
Sen misin? - Saçmalıyorsun!
- You are ridiculous!
Ramon, saçmalıyorsun.
Ramon, you're being ridiculous.
Saçmalıyorsun. Kes şunu!
You're being ridiculous.
O zaman neden böyle saçmalıyorsun?
So why do you talk about it?
Ne saçmalıyorsun sen, Felipe?
What are you saying, Felipe?
- Evet. - Saçmalıyorsun.
OK, shite.
- Ne saçmalıyorsun sen?
- What are you talking about?
- Ne saçmalıyorsun?
- What nonsense you're speaking!
Saçmalıyorsun.
I didn't...
Ne isterlerse yapıyorsun. Her saçmalıklarına ilgili davranıyorsun.
You do whatever they want and you got to look interested the whole day.
Çünkü iyinin bir sonraki adımı ciddidir ve sen bununla başa çıkamazsın. Bu yüzden tüm bu saçmalıklarla aramıza mesafe koymaya çalışıyorsun.
Because the next step from fine is serious, and you can't handle that, so you're trying to keep me at arm's length with all this crap.
- Kes artık, saçmalıyorsun.
You sound crazy.
Ne saçmalıyorsun?
Ehh...
- Ne saçmalıyorsun?
- What are you saying?
Dinle, durmadan saatlerce seninle konuşmak için eğitildim buradan düşecek kadar sersemleyene dek daireler çizip duracağım fakat içimden bir ses bu saçmalık için fazla akıllı olduğunu söylüyor bu yüzden neden kısa kesip bana sorununun ne olduğunu anlatmıyorsun?
- Listen, I'm trained to talk to you for hours on end, and I'll go around and around in circles until you're so dizzy that you fall off of here, but my gut tells me that you're too smart for the standard bull, so why don't we just cut right to it and you tell me what's your problem?
saçmalık 1235
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40