Sen körsün traduction Anglais
139 traduction parallèle
Sen körsün.
You're blind.
Sen körsün, değil mi?
You're blind, are you?
Sen mi? Sen körsün.
You are blind.
Hey, sen körsün.
Hey, you're blind.
Oh, sen körsün.
Oh, you're blind.
Sen körsün Jubal!
You're blind, Jubal.
Michael, sen körsün.
Michael, you are blind.
- Sen körsün.
- You're blind.
Sen körsün Zobar?
Perhaps you're blind, Zobar?
Sen körsün!
You're blind.
Çünkü sen körsün.
Because you're blind.
Sen körsün Franz. Her iki gözün de kör.
You're blind, Franz, in both eyes.
Sen körsün Sara.
You see, you're blind, Sara.
Çünkü Whitlow, sen körsün.
Because, Whitlow, because you're blind.
- İyi de sen körsün!
- But you're blind!
Sen körsün.
You are blind
Whistler, söylemek istemiyorum ama sen körsün.
Whistler, I hate to tell you this, but you're blind.
Scarlett, sen körsün.
Scarlett, you're blind.
Çünkü sen körsün.
You're just slow. What?
Sen körsün, ama ben değilim, sadece sağır ve dilsizim.
You're blind I'm not blind, I'm only deaf.
- Sen körsün!
- You're blind.
Ama sen körsün.
But you're blind.
Sen körsün, dostum.
You are the blind bullshit, my main man.
Tanrım haklısın, sen körsün.
Goddamn right, you're blind.
Gözlüklerini tak Frank. Sen körsün.
Frank, put your glasses on.
Ama sen körsün.
But you are blind.
Belki de sen körsün.
Well, you're blind.
Sen körsün, bebeğim.
You're blind, baby.
Sen körsün, züppe!
You're blind, dude. Blind.
- Sen körsün.
You're blind.
Samson, Samson, körsün sen!
Oh, Samson, Samson You're blind.
Sen körsün
You're blind.
Bana diyorsun ama sen, yaşamın gerçeklerine karşı daha körsün.
You're as blind to the facts of life as you say I am.
Zaten körsün sen.
You're blind to begin with.
Sen körsün.
You are blind.
Yani, sen de artık benim gibi körsün.
So, you're blind like me now.
- Sen bir aptalsın, körsün!
- You are a fool, you are blind!
Sen de mi körsün?
You're blind, too?
- Richard, sen körsün.
- Richard, you're blind.
Sen körsün!
You're blind!
Sen, sen gerçekten körsün!
You really are blind.
Kumandan onun cebinde ama sen bunu göremeyecek kadar körsün.
He's got your prick in his pocket, but you're too blind to see it.
Sen doğuştan körsün.
You've been blind all your life.
Seni kullanıyor, evlat. Kumandan onun cebinde ama sen bunu göremeyecek kadar körsün.
He's got your prick in his back pocket, but you're too blind to see it.
Sen zihinsel olarak körsün.
You are mentally blind.
Sen Helen Keller kadar sağır ve körsün.
You're about as perceptive as Helen Keller.
Sen aptal ve körsün!
You're stupid and blind!
Sen bir körsün.
You're blind.
Sen benim kör olduğumu göremiyor musun? - Sen de mi körsün?
- You're blind too?
- Sen de mi körsün?
- Are you blind too?
Körsün kızım sen.
You're colorblind
sen kimsin 1268
sen kaç yaşındasın 49
sen kaybettin 44
sen kimsin ki 21
sen kaybedersin 20
sen karar ver 57
sen ki 17
sen kal 82
sen kötüsün 25
sen kullan 51
sen kaç yaşındasın 49
sen kaybettin 44
sen kimsin ki 21
sen kaybedersin 20
sen karar ver 57
sen ki 17
sen kal 82
sen kötüsün 25
sen kullan 51