Sen karar ver traduction Anglais
464 traduction parallèle
Sen karar ver Jess.
You better decide, Jess.
Sen karar ver.
You decide.
- Buna da sen karar ver.
- I'll leave that up to you.
Alacağım olsun. - Ne olacağına sen karar ver.
- Well, I want a rain check.
Sen karar ver sevgilim.
You decide, darling.
Nasıl yapacağına sen karar ver.
They're to be executed tomorrow. You decide how.
Sen karar ver.
You decide
Ve onunla ne yapacağına sen karar ver.
And then you decide what to do with it.
Sen karar ver.
You decide which.
- Sen karar ver.
- You be the judge.
- Sen karar ver.
- It's up to you.
Onunla ne yapacağına sen karar ver.
It's up to you to decide what to do with her.
- Sen karar ver.
- You decide.
Sen karar ver. Bir çift yumrukla mı kalmak istersin yeteneğini ödünç vermek mi?
You decide whether you want to end up with a pair of stumps or lend us your talent.
Kehanetlerin doğruluğuna sen karar ver artık.
Judge, then, if prophecies predict the future.
Sen karar ver, Teer.
Let that be your choice, Teer.
Yo yo. sen karar ver. evet mi hayır mı?
No, you decide, yes or no.
- Buna da sen karar ver. - Peki bay "Karar verici".
Okay, Mr. Decision-Maker.
- Sen karar ver.
- Whatever you do will be right.
Sen karar ver.
Let me decide.
İsmine sen karar ver.
You decide what you want to name him.
Benim fikirlerimi beğenmiyorsun, sen karar ver.
You don't like my ideas, you decide.
Bak bu senin evin, sen karar ver?
Look, it's your house, you decide.
Durbeyfield, sen karar ver.
Durbeyfield, you decide.
Onu ne zaman döveyim sen karar ver.
But you decide when I should finish him
"Pekâlâ Dan, kimin hakkında konuşmak istiyorsun? Sen karar ver."
"Okay, Dan, whoever you wanna tell us about, you decide"?
Sen karar ver, Dona.
You be the judge, Dona.
Sen karar ver.
Use your own judgment.
Biraz düşün ve ne anlatacağına sen karar ver.
You just think it over, you decide what you want to tell me.
Söyle ne yapalim, sen karar ver.
Well, you call it.
Sen karar ver, pislik.
Your move, creep.
- Sen karar ver.
- You choose.
Sen karar ver.
You be the judge of that.
Şey, sen karar ver.
Well, you judge.
Sonrasına sen karar ver.
You'll decide if I'm crazy.
Gelip gelmeyeceğine sen karar ver.
It's up to you whether you'll come with me or not.
Artık kararı sen ver.
You must decide.
- Pekâlâ. Bizi sen getirdin, kararı da sen ver.
You pays your money and you takes your choice.
Kararını sen ver.
Draw your own conclusions.
Michiko... Bunun kararını benim için sen ver.
Michiko... will you decide for me?
Sen kalmaya karar ver ben de bunu gazete bürosunun önüne asmana izin vereyim, kirasız ve ne kadar gerekirse.
You decide to stick around, and I'll let you hang this outside the newspaper office rent-free, for as long as it lasts.
Sen karar ver!
Don't just stand there!
Buna da sen karar ver.
You decide.
- Sen de kararını ver.
- You say what you mean.
- Sen karar ver.
- You judge.
- Bir karar ver sen de!
- Make up your mind, will you?
Sen ilk önce ne olmak istediğine karar ver, kalanı ben olurum.
You decide what you want to be first, and then I'll be what's left.
Kararı sen ver, onlara nasıl yardım edeceksen.
Decide you must how to serve them best.
Kararı sen ver
But it's up to you, Lyon.
Zamanımız azaldığı için sen dinleyip karar ver.
Since we're short on time, you could listen and decide.
- Kararı sen ver.
You decide.
karar ver 40
karar verildi 59
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar veremiyorum 28
karar verilmiştir 38
vera 163
veronica 131
versailles 42
karar verildi 59
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar veremiyorum 28
karar verilmiştir 38
vera 163
veronica 131
versailles 42
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78