English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sigara

Sigara traduction Anglais

17,947 traduction parallèle
Sigara dumanının üzerine sinmesi gibiydi.
The way smoke gets into your clothes.
biz tampon alabilmek için karşılığında sigara vermek zorunda değiliz.
"Look at us, not having to trade cigarettes for tampons."
Yandaki evde oturan, verandasında... sigara içen bir adam varmış. Morris Black'de sokağa çıkıp verandada sigara içiyor diye ona bağırırmış.
There was a guy that lived in the house next door that used to sit on the porch and smoke his cigarette, and Morris Black would walk down the street and yell at him for smoking on his porch.
- Eve girmeden önce söyleyeyim, evin içinde sigara içemezsin.
All right, listen, before we go in there, you can't smoke inside the house, you know.
Beni vurursan, sigara düşer.
You shoot me, the cigarette drops.
Belli ki sigara içerken uyuya kaldı.
He fell asleep smoking, apparently.
Sigara içerken uykuya daldı.
He fell asleep smoking.
- Sigara dumanı değildi, değil mi?
That's not cigarette smoke, is it?
Sigara yaktın ama içmiyorsun.
You lit a cigarette, and you're not smoking it.
Sigara ve dergi okuyarak geçiyor
♪ Of cigarettes and magazines ♪
Burada sigara içilmez aptal.
There's no smoking, idiot.
Sigara kokuyorsun.
Ah. You smell like cigarettes.
Yalpalamaya başlayınca dışarı çıktık, sigara içtik ve öpüştük.
I started rolling really hard, and we went outside and we smoked a cigarette, and we were kissing.
- Bana bir sigara lazım.
Yo! I need a cigarette.
Zaman zaman kafeteryada sigara içerdik, hasbihal ederdik.
We'd have a smoke in the dining room, uh, now and again, bit of a natter,.
Eric Slater kafeteryada Jimmy ile sigara içtiğini söylemişti.
Eric Slater said he used to have a fag with Jimmy in the dining room.
Eğer bu kadar derinden nefes alacaksam ağzımda bir tane sigara istiyorum.
If I'm gonna breathe that deeply, I want a joint in my mouth.
Sigara içeceğim, ister misin?
I need a smoke. Want one?
Sigara tekrar başlamak.
Started smoking again.
İspiyonlayan birçok kızın üzerinde sigara söndürüldü dilleri kesildi.
Plenty of girls who talked got burned with cigarettes... their tongues cut.
Sigara fenaymış gerçi.
Got a smokin'hot rack, though.
Bir de sigara içiyorum.
And I smoke.
Muhtemelen bu Levin tırrığı sigara içip küçük kulübündeki diğer ödleklere o lânet kasabanda isyana sebep olduğunu anlatmayı seviyordu.
Probably'cause this piece of shit Levin liked smoking and telling those other chickenshits in her little club to cause a riot in your goddamn town.
Sigara almak için sokağın karşısına geçeceğim, ama mahsuru olmazsa buraya gelip birkaç gece uyumak isterim. yani yalnız değilsin.
I need to go across the street to get some of my things, but if it's okay, I'd like to come back and sleep here for the next few nights so you're not alone.
Evet, sigara içmek gibi.
Um, yeah. Like the smoking.
Neden sana habire sigara içirdiklerini açıklamadın.
You never really explain why they make you smoke all the time.
Onu birkaç ay sonra gördüğümde, beyazlar içerisindeydi ve sigara içiyordu.
So the next time I saw her a few months later, she was wearing white, smoking a cigarette.
Ama sigara içmemelisiniz.
But you really shouldn't smoke.
Sigara içmek için çıkmıştım.
I... I like to come out here to smoke.
Sigara içer misin, Kevin?
Mm-hmm. Uh-huh. Do you smoke, Kevin?
Neden sigara içiyorsun?
Why do you smoke?
Bunlar ne, sigara mı?
What are those, cigarettes?
Sigara almalıyım.
I need to buy cigarettes.
Sigara içerek, güzel kızının doğumunu kutladık.
We smoked cigars, and we celebrated his beautiful new daughter.
Sigara içmezdi.
She doesn't smoke.
- Partide sigara içmeyeyim mi?
Could you not... Not smoke at a party?
Olmaz, partide sigara içmeden duramam.
No, I cannot not smoke at a party.
Yardım parasıyla sigara almama da izin vermiyorlar artık.
It's 2015, bitch, and EBT ain't even trying to let me buy smokes anymore.
Küçük kütüphane... Büyük kütüphane, tablolu oda... Kabul odası, sigara odası, büyük salon...
They'll start in the small library, then through the big library, the painted room, the smoking room, the great hall, the dining room and back outside.
Sigara öldürür.
They'll kill you.
Depoda izler buldular, bir sigara izmariti bir meslektaşı Agota'nın bardan biriyle çıktığını görmüş.
They've found prints in the warehouse, a cigarette butt, a colleague said that Agota was with someone when she left the club.
Tanrım, sigara alıp hemen dönerim demiştim.
Oh, God, I told him we were only nipping out for fags.
Burada ne yapacağım, koyunlarla sigara mı içeceğim?
What am I gonna do here, smoke with the sheep?
Sigara sadece sigara içme odasında.
Smoke only in the smoking room.
Bir sigara ver Aşkım.
Give me ( Oppa ) a cigarette.
Poposunun deliği üstünde sanki yüzlerce sigara söndürülmüş gibi görünüyor.
His bum looks like that guy with a hundred cigarettes in his mouth.
Sigara içmeme rağmen.
I don't even smoke.
Yahut da sigara içme.
Either that or smoking.
Ağacın arkasında sigara içildiğini kesinlikle göremezsiniz.
When people smoke behind a tree, it really is so hard to see them.
Tiryaki sigara görünce, ventral striatum ona zevki hatırlatır.
When a smoker sees a cigarette, their ventral striatum reminds them of its pleasures.
HATIRLATMAK İÇİN SİGARA İÇİYORUZ
_

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]