Size göstereceğim traduction Anglais
1,040 traduction parallèle
Size göstereceğim.
I will show you.
Size göstereceğim kör bir alet örneğine sahip olduğumu sanıyordum.
I did think I had an example of a blunt instrument to show you.
Şimdi size göstereceğim bir kaç resim çekmeyi başardım.
I did manage to take some pictures which I shall show you now.
Size göstereceğim!
I'll show ya!
Telefonun nerede olduğunu size göstereceğim.
I'm going to show you where the phone is.
Size göstereceğim.
I'll show you.
Size göstereceğim, bakın!
I'll show you - look!
Rogosh'un 3 yıl önce Amerika'dayken iki yönlü ajan olduğunu size göstereceğim.
I will also show that Rogosh, three years ago, when in America, became a double agent.
Size göstereceğim alçak herifler!
I'll show you!
Vaal bana açıkladı. Size göstereceğim.
Vaal explained it to me. I will show you.
Uzaklardan gelen Galyalılar gücümü yok etmeye yemin etmişler, Bir Kraliçe'nin nasıl ölebileceğini size göstereceğim.
Gauls from far, sworn to destroy my power, I shall show you how a Queen can die.
Uzaklardan gelen Galyalılar, gücümü yok etmeye yemin etmişler, Bir Kraliçe'nin nasıl ölebileceğini... size göstereceğim, artık büyük aşk...
Oh Gauls from a far, sworn to destroy my power, I will show you how... a Queen... can die, now is the great love...
Rally dön buraya. Size ayrıntıları göstereceğim.
Here, rally round and I'll show you the points of interest.
- Size bir şey göstereceğim.
- I'd like you to see something.
Gelirseniz, size çalışmayı göstereceğim.
If you come, I will show you what that work is.
Şimdi size iyonlaşmanın gizemini göstereceğim.
Now I'll show you something very interesting, the mystery of ionization.
Göstereceğim size.
I'll show you!
Tamam, size yolu göstereceğim.
All right, I'll show you the way.
Size bir şey göstereceğim.
You want to see something? Here. Here.
Size engelleri ve gizli yerleri göstereceğim.
I'll show you the roadblocks and hideouts.
Bakın size bir şey göstereceğim.
Here, let me show you something.
Size bunu göstereceğim.
I'll give you a demonstration.
Fransa'yı niye sevdiğimi açıklayan bir şey göstereceğim size.
I'd like to show you something that explains why I love France.
Beni izlerseniz size süitinizi göstereceğim.
If you just follow me, I'll show you to your suite.
Size bir numara göstereceğim, bakalım yapabilecek misiniz?
Don't be silly. I want to teach you a difficult game.
Hey, bakın size ne göstereceğim.
Hey, wait till I show you this.
Gelin, size bir şey göstereceğim.
You're not a bunch of bums.
Size geçen sene ne yaptığını göstereceğim!
He really is crazy, isn't he?
Size Canticchia'nın kim olduğunu göstereceğim!
I'll show you who Canticchia is!
Size ne kadar deli olduğumu göstereceğim.
I'll show you just how mad I am.
Size Gümüş Göl yolunu göstereceğim.
I point to you the way.
Buraya gelin, size benzersiz bir şey göstereceğim.
Come over here, I want to show you something really unique.
Size çok ilginç bir şey göstereceğim.
I want to show you something really interesting.
Size yol göstereceğim, siz de bundan faydalanacaksınız.
I'm short of money.
Size en önemli delili göstereceğim.
Here's important evidence.
Ben size şimdi gerçek cesareti göstereceğim, emirle gelen bir cesareti.
I shall give you an example of real courage that comes from authority.
Size, telefonda bahsettiğimiz mücevherleri göstereceğim.
I'll show you the jewels.
Göstereceğim size.
I'll show you.
Düşman ateşi altında Sarı Nehir'i nasıl geçtiğimizi göstereceğim size.
I'll show you how we crossed the Yellow River under enemy fire!
Bayan Simpson, bu otel odasından çıkıp gitmeden önce, size esrarengiz bir yabancının ne kadar heyecan verebileceğini göstereceğim
Miss Simpson, before you escape the confines of this unpretentious hotel room, it's my intention to show you just how exciting a mysterious stranger can be.
Size, ellerim arkada ve puro içerken beni silahla tehdit eden bir düşmanı nasıl saf dışı edebileceğimi göstereceğim.
I'll show you how I, with my hands on my back and smoking eliminate an enemy who keeps me at gunpoint.
Size nasıl bir kayınbiraderiniz olduğunu göstereceğim!
I'll show you the kind of brother-in-law you've got!
Size kimin sorumlu olduğunu göstereceğim.
I'll show you who's in charge!
Döndüğümde size nasıl aranacağını göstereceğim.
When I return, I will give you a demonstration how to search.
Sanırım size müzeyi ben göstereceğim.
Suppose I show you the museum?
Burada size sevgilimin bir resmini göstereceğim.
Here, I'll show you a picture of my girl.
Size Costello'yu bir kez daha göstereceğim.
I'm going to show you Costello once more.
- Size bir şey göstereceğim.
- I'll show you something.
Size bir şey göstereceğim.
It's crazy. I've got something to show you.
Pekala anacıklar, şimdi size Richardson'un kim olduğunu göstereceğim.
All right, you mothers. I'll show you who Richardson is!
Şimdi size onun kendi boyutunu ve ağırlığını ona karşı nasıl kullanılabileceğini göstereceğim.
But you'll note how his own size and weight can be used against him.
göstereceğim 43
size nasıl yardımcı olabilirim 99
size de 156
size iyi eğlenceler 23
size iyi günler 35
size bir şey sorabilir miyim 51
size iyi şanslar 32
size katılıyorum 43
size soruyorum 36
size minnettarım 60
size nasıl yardımcı olabilirim 99
size de 156
size iyi eğlenceler 23
size iyi günler 35
size bir şey sorabilir miyim 51
size iyi şanslar 32
size katılıyorum 43
size soruyorum 36
size minnettarım 60
size nasıl yardım edebilirim 39
size güveniyorum 66
size de mutlu noeller 19
size bir mektup var 20
size bir telefon var 22
size yardım edebilir miyim 48
size yardım edeceğim 39
size yalvarıyorum 169
size katılabilir miyim 50
size yardım edeyim 68
size güveniyorum 66
size de mutlu noeller 19
size bir mektup var 20
size bir telefon var 22
size yardım edebilir miyim 48
size yardım edeceğim 39
size yalvarıyorum 169
size katılabilir miyim 50
size yardım edeyim 68