English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yardım edemem

Yardım edemem traduction Anglais

2,273 traduction parallèle
Yardım edemem.
I can't help.
Üzgünüm, sana yardım edemem.
I'm sorry. I can't help you.
Sana yardım edemem.
I can't help you.
Sana yardım edemem.
Well, I can't help you there.
Sana yardım edemem.
I can't hp you.
Üzgünüm, size yardım edemem.
I'm sorry I can't help you.
Bak, burdan ona yardım edemem.
Look, I can't help him from here.
Kaçmanıza yardım edemem.
I cannot help you go AWOL.
Çok fazla yardım edemem ama, az önce burada küçük bir kavga mı çıktı?
I couldn't help but notice that you had a little trouble here.
Güzel, ben sana yardım edemem.
Well, I can't help you.
Bu karar konusunda sana yardım edemem.
Maya, I can't help you with this decision.
Ama karar vermene yardım edemem.
But I can't help you decide.
Kıçımın bir tarafı, dışarıda kalıyor. Kusura bakma, yardım edemem.
What, I'm sneakin a cheek over here.
Ne söylediğini bana söylemezsen sana yardım edemem.
I can't help you if you don't tell me what you're saying.
Üzgünüm, yardım edemem.
Sorry. I can't help you.
Yardım edemem
I can't help it.
Kahretsin, sana yardım edemem.
I can't fucking help it.
- Anlamak zorundasın. Mei-li'nin olayla bağlantısını çözemezsem, nerede olduğunu bilmezsem amcana yardım edemem.
But you must understand, unless I find out how Mei-Li is involved in this or where she is,
Eddie Dunn'a yardım edemem, ve sana da edemem.
I can't help Eddie Dunn. And neither can you.
Gerçekten üzgünüm, Finn fakat size yardım edemem, çünkü ailem korkunç derecede ahmak!
I'm really really sorry, Finn. But I can't help you because my parents are horrible idiots.
Maalesef yardım edemem.
I can't help you.
Sana yardım edemem!
I can't help you...
Sana bu masanın arkasından yardım edemem ama koridorları denetleyen ekstra bir çift göz olabilirim.
I can't help you behind that desk, but I can be an extra pair of eyes out in those hallways.
Üzgünüm yardım edemem
I'm s0 s0rry I can't help y0u.
- Sana yardım edemem dedim.
- I said I can't help you.
Beni bırakmazsan yardım edemem.
I can't help you if you don't let me go.
- Ben de sanırım yardım edemem.
- I guess I can't help you.
- Size yardım edemem. - Edebilirsiniz.
- I can't help you.
Ama sana yardım edemem.
But I cannot help you after all.
Doktor değilim ki, yardım edemem...
I'm not a doctor, I can't...
Affedersin ama sana yardım edemem.
Well, I'm sorry, but I can't help you.
Pekala, ama ona de ki, onunla konuşmazsam... O'na yardım edemem.
O-okay, but tell him I can't help him u-unless I can talk to him.
Uyumana yardım edemem, Ari.
I can't help you sleep, Ari.
- Sana bu işte yardım edemem.
- I can't help you there.
Hayır ben sana ya da Jesse'ye yardım edemem.
No, I mean I can't help you or Jesse.
Bu konuda sana yardım edemem, anlıyor musun?
There is nothing I can do about this. Do you understand me?
Sana yardım edemem, dostum.
I can't help you, man.
Bu benim hatam değil, onlara yardım edemem.
It's not my fault, I can't help it.
Size yardım edemem.
I cannot help you.
Eğer benimle iş birliği yapmazsan, sana yardım edemem.
I can't help you if you're not going to work with me.
Demek istiyorum ki, beni de yanında götürmediğin sürece Cervantes'i bulmanda sana yardım edemem.
I'm saying I can't help you find Cervantes unless you take me with you.
Ne yazık ki, nasıl bir işe bulaştıysanız bu davada size yardım edemem.
Now unfortunately, whatever you guys are involved in, I don't think I can assist you on this one.
Doğruyu söylemezsen sana yardım edemem.
I can't help you unless you tell me the truth.
Yardım edemem.
Well, I can't help.
Ne olursa olsun ne yapıyor olursan ol eğer izin vermezsen, sana yardım edemem.
Whatever it is, whatever you're going through, I can't help you if you won't let me in.
Size yardım edemem.
I can't help you.
O konuda yardım edemem.
- I can't help you there.
- Bana yardım etmelisin cadı. - Öldürürsen edemem ama.
I can't help you if you kill me.
Sana yardım edemem Frank...
I can't help you none, Frank.
Bunu tek başıma yapamam. - Sana yardım edemem.
And I can't help you anymore.
- Ne yazık ki yardım edemem.
What about cannulating the aqueduct of Sylvius?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]