Yağmur geliyor traduction Anglais
111 traduction parallèle
- Büyük bir yağmur geliyor.
- Big rain's coming.
Yağmur geliyor gibi.
Looks like rain.
Yağmur geliyor gibi.
We can definitely expect a downpour.
- Yağmur geliyor.
- Oh, the rairs coming in.
Bay Brooks, yağmur geliyor.
Mr. Brooks, the rairs coming in.
Yağmur geliyor.
It's going to rain.
Yağmur geliyor.
The rain is coming now.
- İyi değil. Yağmur geliyor.
The rains are about to start.
- Yağmur geliyor.
- Showers later.
Yakında yağmur geliyor.
And soon it starts to rain.
Sanki yağmur geliyor...
Do you think it's going to rain...
Yağmur geliyor.
Looks like rain.
- Sanırım yağmur geliyor.
- I guess there will be a rain.
Yağmur geliyor. San Francisco'nun havası da hiç belli olmaz.
Looks like we might have some rain.
Yağmur geliyor.
- We'll stay the night.
Yağmur geliyor gibi.
Feels like rain.
Yağmur geliyor.
Rain's coming.
Yağmur geliyor.
The rains are coming.
Yağmur geliyor.
Rain's on the way.
Yine yağmur geliyor.
It's going to rain again.
Yağmur geliyor!
The rain's coming!
Yağmur geliyor.
The rain's passing.
Yağmur geliyor.
Rain comin'in.
Yağmur geliyor!
It's going to rain.
Yağmur geliyor
Rain on its way.
- Gidelim, yağmur geliyor.
Let's go, it's gonna rain.
Yağmur geliyor Niles. Başını ört. Yağmur her gün yağar.
Shield yourself, Niles, for the rain, it raineth every day.
Yağmur geliyor, kediler yağmurdan nefret eder.
Rain's coming, and cats hate rain.
Sanırım yağmur geliyor.
I guess it's supposed to rain later tonight.
Bunları eksem iyi olacak. Yağmur geliyor.
I have to get these in the ground, because there's rain coming.
Cincinnati üzerinden bu tarafa doğru yağmur geliyor.
There's rain coming now through Cincinnati.
YAğmur geliyor
Rain on its way
Yağmur buradaki çöp yığınının örtüsünü kaldıracak gibime geliyor.
This rain seems to have uncovered a pile of garbage around here.
Ve yağmur da geliyor.
And the rain's coming.
Yağmur Bulutları geliyor.
Here come the rain-clouds.
Aman Tanrım, yağmur mu geliyor?
Oh, dear. Is that rain?
Altı saatlik yürüyüş şunlara bakın yağmur altındalar ve elinde bir ortaçağ kılıcıyla güzel bir kadın geliyor yanlarına
A six hours walk, look at them in the rain. And here a beautiful woman arrives, with a medieval sword.
Büyük bir yağmur geliyor.
A big rain comes.
Yağmur yine geliyor.
The rain's come through again.
Arabamın üzerindeki yağmur vaftiz anlamına geliyor.
The rain on my car is a baptism.
Mösyö Chopin, kulağa yağmur damlaları gibi çok büyülü geliyor, ama sizden biraz güneş ışığı yerine geçecek birşeyler çalmanızı istemek durumundayım.
Monsieur Chopin, it sounds so like the raindrops, it's quite magical, but I must ask you to produce a little sunshine for us instead.
Yağmur dikine yağıyor. Şey, belki biraz yandan geliyor olabilir.
The rain is falling almost straight down.
Duydun mu, yağmur geliyor.
Do You Hear?
Yağmur akşamüstü azalıyor. Ardından kısmi açık hava geliyor ve sıcaklık 18 derece'ye kadar...
( T.V. Announcer ) Rain tapering off this afternoon, followed by a partial clearing and a high of 64.
Şimdi ise "Çocuklarla Neşelenin" korosu yağmur ormanlarını anlatmak için geliyor.
And now, here to teach us about the rainforest is... Getting Gay with Kids.
Bilemiyorum. Her an yağmur yağmaya başlayacakmış gibi geliyor.
I don't know, it's just it always seems like it starts raining right about now.
İlk kez yağmur bu kadar özel geliyor.
"But for the first time, the rain feels special today"
Sen de "Yağmur nereden geliyor?" isimli makaleyi yazan harika bilim adamı değil misin? Sana gelince...
[Cheering continues]
Burnuma yağmur kokusu geliyor.
Smells like rain.
Yagmur bulutlarï geliyor.
Here come the rain-clouds.
Yoksa yağmur mu geliyor?
You feel one coming on?
geliyorum 2650
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyormusun 18
geliyoruz 309
geliyorum efendim 21
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyormusun 18
geliyoruz 309
geliyorum efendim 21
geliyorlar 662
geliyor mu 41