Çok kötüydü traduction Anglais
1,340 traduction parallèle
Çok kötüydü. Oturmuş çorba içerken birden şarkıya geçiyorsun.
You're sitting there eating soup and, all of a sudden, it's, like, time to sing.
Tekniği çok kötüydü ve hissedemiyordu.
His technique was sloppy, and he had no feel for flying.
Durumu çok kötüydü.
She was quite upset.
Çok kötüydü.
Terrible.
Ortaları çok kötüydü ama.
Too bad about those years in the middle.
- Bam önceden çok kötüydü de...
- Bam was a loser before he got sponsored.
Evet, ve beraberinde hafıza kaybı da vardı, işte bu çok kötüydü.
- And she had the memory loss. And... that was terrible.
- Çok kötüydü.
- It was bad.
Yaptığım şey çok kötüydü.
That was very bad of me
Zemin kilometrelerce uzundu ve çok kötüydü.
It's kilometers and kilometers and on really bad ground.
Çok kötüydü, Mr takama
That was awesome, Mr. Takama.
Perspektifi çok kötüydü, anatomi bilgisi daha da kötü.
His perspective was terrible, The anathomy was all over the place...
Onu ben de kullandım ve çok kötüydü. Sahi mi?
Sorry, I tried that once and totally broke out.
Üstelik çok kötüydü.
Real bad too.
Sonra çekti gitti. Çok kötüydü.
It was all horrible.
- Yemek o kadar kötü müydü? - Sadece... Evet, gerçekten çok kötüydü.
Oh, honey, it was just... well, yeah, it was really that bad.
Evet.Çok kötüydü.
Yes. They were terrible.
Avukatım çok kötüydü.
I had a lousy lawyer.
Son birkaç ay çok kötüydü.
Actually, it has been a couple of rough months.
Bu sefer ki çok kötüydü.
It was a bad one.
O Beatles gerçekten de çok kötüydü Raymond.
Those Beatles were awful, Raymond.
Son reklamın çok kötüydü, millet bir şey almıyor.
Last ad was shit. people won't buy anything.
Bugün işler çok kötüydü.
Nothing happen today, bad day.
Ekonomi çok kötüydü.
The economy stopped dead.
Bize elektrik verdiler, beşimize karanlık, çok kötüydü.
They wired us into this current, the five of us darkness, the pit itself.
Çok kötüydü.
Like, so bad.
Saçım çok kötüydü.
- Bad hair day.
Çocukken dişlerim çok kötüydü.
I had really bad teeth as a kid.
Çok kötüydü.
It was terrible.
Tamam, o zaman bu çok kötüydü.
Oh, that was shitty.
Sadece çok kötüydü.
It's just so bad, you know.
İşler çok kötüydü öyle ki, neredeyse bir kurtuluş bu.
Things were so bad, that this is almost a relief.
Sonra cidden paniğe kapılmaya başlamıştım, çünkü zaman durmadan geçiyor ama seni bulamıyordum... seni hiçbir yerde bulamıyordum! Çok kötüydü.
Then I really started to panic, because time was passing, and I couldn't find you anywhere!
Olanlar çok kötüydü.
It was all such a terrible business.
Çok kötüydü.
Too bad.
- Oh, anladım. Orada Almanların durumu çok kötüydü.
I'll tell you, they've got it worse over there- - the Germans.
Zavallı küçük köpeğin, sahibinin etrafında dönüp durması çok kötüydü.
The poor little dog whimpered over his master. It was awful.
Daha önce de başımıza gelmişti ve çok kötüydü.
That happened before and it was an awful mess.
Andrew'in hali gerçekten çok kötüydü.
Andrew is in really bad shape.
Çok kötüydü, çünkü herkes benden kaçıyordu çünkü içmiştim ve içimdeki şeytanı görmüşlerdi.
That was awful because everybody avoided me, because I had drank, and they saw a devil in me.
Çok mu kötüydü?
Was it awful?
- Britney çok kötüydü.
( SNORTS ) She was rubbish.
Benim zamanımdaki veba, şimdikinden çok daha kötüydü.
The pestilence in my day was much worse than it is now.
Ordu onlardı. Halkı koruyacak kimse yoktu ve gerçekte zulüm çok daha kötüydü.
There was no one to defend the population and in fact the atrocities were far worse.
O anda düşündüm ki, tüm tırmanış umduğumuzdan çok daha kötüydü.
I thought at that stage it was pretty much in the bag I suppose, the whole climb.
Trafik çok kötüydü.
Traffic sucked.
Olsun, sanki Romeo ve Juliet'in arası çok mu kötüydü? Zehirleme ve bıçaklama olayına kadar, diyorum.
It worked for Romeo and Juliet, up until the poison and the stabbing.
- Çok kötüydü.
- Horrible.
Sonra bana geldi, çalışanların çıkarılması araştırması ile sanki Helen patronummuş gibi, beni kovma şekli kötüydü çok kötü.
Then it came to me, with my employee-termination research that if Helen was my boss, then the way she fired me was bad bad in every way.
# Bu kötüydü, hem de çok #
/ lt was bad, very bad /
Tamam, çok kötüydü.
Okay, it was that bad.
kötüydü 25
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kısa 47
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kısa 47
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27