Öyle sanıyorum ki traduction Anglais
161 traduction parallèle
Ben öyle sanıyorum ki bu ticari nedenlerdendi.
And I thought you did it for business reasons.
Öyle sanıyorum ki...
The way it looks to...
Öyle sanıyorum ki ; hasarı onarırlarken bize birkaç yüz metre kürek çektirecekler.
I imagine they'll row us out a few hundred yards while they repair the damage.
Öyle sanıyorum ki, evlenince beni görmek istemeyeceksin?
I suppose you won't see me once you're married?
Öyle sanıyorum ki, sizinki gibi dine karşı işlenen suçları... Kilise'nin nasıl önemsediğini anlıyorsunuzdur.
I assume you understand how the Church regards sacrilege such as yours.
Öyle sanıyorum ki...
I suppose...
Öyle sanıyorum ki, sığır bir oyuncu olarak olduğundan fazla önemsenmiş.
I feel that the cow has been very much overrated as a performer.
Kendi tarzında, öyle sanıyorum ki, mutluydu.
In her own way, I suppose, she was happy.
Ama öyle sanıyorum ki senin tarzını yakalayacaktır, Ace.
I guess she'll be able to catch your drift, Ace. You nasty boy, you.
Öyle sanıyorum ki, bir torpil tarafından vuruldu... ve hasar gördü.
Hit by a torpedo, I'll bet, and damaged.
Diğerlerinden daha iyisini yapacağımı sanmıyorum. Fakat öyle sanıyorum ki bizler sık sık insanların zekasını hafife alıyoruz.
It's not that I think I can talk any better than the others, but I think we often underestimate the intelligence of people.
Öyle sanıyorum ki sadece zaman geçiriyor.
Just killing time, I'd say.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
The Greeks, I think, thought of nepenthe as a state of mind induced by drugs, probably hashish.
Öyle sanıyorum ki, bağışlanmak için de yetersiz.
Too swiftly, perhaps, even for forgiveness.
Öyle sanıyorum ki kendini suçladığın tereddüt anı senin türünün karakter özelliği.
I would like you to consider that the hesitation for which you are blaming yourself is a hereditary trait of your species.
Öyle sanıyorum ki, ölen erkeğin iyi bir adamdı.
He was a good man, I reckon, your man who died.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
I refuse to believe that the people of Great Britain, always friends... feel it their duty to lead Europe into a catastrophe... by defending an African nation.
Bulduğum bu Tangait madeni, öyle sanıyorum ki bütün dünyaya yeni bir çehre verecektir.
I believe this Tangait mine will really change the world
Öyle sanıyorum ki ne isim ne de yüz sizde bir çağrışım yapmadı
Not the name, not the face I thought so
Öyle sanıyorum ki Melike için iyi olmayacak. Bu adamdan korkuyorum ben.
I think it won't be good for Melike.
Öyle sanıyorum ki biraz şarap da istersin.
With pagrita you also want some wine.
Öyle sanıyorum ki, bana kızgınsınız.
I feel that you are angry with me.
Wolf öyle sanıyorum ki, pek yakında canımız sıkılacak.
Wolf, I got a hunch we're just a little way from trouble.
Öyle sanıyorum ki önümüzdeki günlerde daktilosunu kıçına sokmamız gerekecek!
And I've got a hunch that one of these days we're gonna have to cram his typewriter up his ass!
Öyle sanıyorum ki, siz de ona güveneceksiniz.
I think you will find that you can rely on him.
Öyle sanıyorum ki, sizin de değil?
Nor yours, I presume?
Onları henüz bitiremedim fakat öyle sanıyorum ki zamanında...
Well, I haven't finished those up yet, but I figured since they weren't due till...
Öyle sanıyorum ki 1960 yılında..... kadıncağız fotoğraf çektirmek için..... tekrar fotoğrafçıya gitmiş.
I think it was in 1 960... the widow visited a photographer to have her own photo taken.
Öyle sanıyorum ki..... babanın yüreğinde taşıdığı sıcaklık..... hepimize yeter de artar bile.
I think that "his" kindness would be enough to see us all through. But he'll be around longer than that.
Şimdi, eğer o fotoğrafları gördüyseniz öyle sanıyorum ki küçük siyah bir çanta da görmüşsünüzdür orada.
Mm-hmm. Now, if you've seen those pictures, I imagine you also saw a little black bag up there, too.
Öyle sanıyorum ki Douglas Gold'dan ceplerini kendisi boşaltmasını istediniz.
I deduct what asked the Douglas Gold to empty his pockets.
Öyle sanıyorum ki... Hamlet'in deliliğinin nedenini buldum!
... so sure as it hath use to do that I have found the very cause of Hamlet's lunacy!
Öyle sanıyorum ki, temelde ona karşı çıkmayan insanlar var.
On the basis I suppose that there are those who do not oppose him.
Öyle sanıyorum ki Geo Storm model arabalarda yapılan... beş yüz dolarlık indirimi duyunca... benden daha çok çalışmanız gerekecek.
I have the feeling that when people find out about the $ 500 cash rebate on all Geo Storms and Geo Storm convertibles that you'll be even busier than I am.
Öyle sanıyorum ki gördüklerinden ziyade kendilerinden hoşnutlar.
Better pleased with themselves than what they see, I think.
Öyle sanıyorum ki kız kardeşinizin kendisini bu şekilde sergilemesini istemezdiniz.
I'm inclined to think you wouldn't wish your sister to make such an exhibition.
Evet doğrusu. Ayrıca bu doğanın bir armağanı olsa da öyle sanıyorum ki sebatla çalışmam bunu bir sanata dönüştürmemi sağladı.
Yes, indeed, and though it is a gift of nature, constant study has enabled me, I flatter myself, to make a kind of art of it.
Öyle sanıyorum ki, senin şu süslü kılıcını da alabiliriz.
And I think I'll have that fancy sword of yours, too.
Öyle sanıyorum ki biz bu konuyu halledebiliriz.
I think we can handle this very well on our own.
John, öyle sanıyorum ki Japonların pozisyonu şimdi kırılabilir.
John, I'm convinced that the Japanese position can be broken now.
Sonunda, öyle sanıyorum ki, aklını kaçırmış ve o günden beri de böyle.
Finally, the way I figure it, he went out of his mind and he's been that way ever since.
Öyle sanıyorum ki buna neyin yol açtığına dair kesin olmayan bir kuramım var.
[Sighs] Well, I think I have a loose theory as to what caused this.
Öyle sanıyorum ki ateş etmeniz onları ürkütebilir.
Ibelieveyourshooting might bescaring them off.
Öyle sanıyorum ki katil, bu kadınlardan birisi ile aşk yaşıyordu.
I think the killer was in love with one of the women.
Sanıyorum ki öyle.
Yes, I suppose so.
Oradaysa ki, öyle sanıyorum kolay olur.
Well, if he is where I think he is, it's going to be easy.
Doğru anladıysam, ki öyle sanıyorum, Eyalet Polisi'ni arayacaksın.
Well, if I've got you pegged, and I think I have you're calling the State Police.
Ama öyle sanıyorum ki- -
[BOTH CHUCKLE]
Sana sarılmayı öyle istiyorum ki, aklım başımdan gidecek sanıyorum.
I want to feel your body against me so bad, I think I'm going to bust.
Sanıyorum ki bütün sanatçılar öyle.
It must be the same for all performers.
Kuşkusuz, öyle sanıyorum ki, bu evin ana bölümü, ahır değil.
I thought you'd be home by now.