Ğa traduction Anglais
40,674 traduction parallèle
Baba kıyının 90 km uzağında balık avlıyordu ama artık kıyığa çok yakın.
He's been fishing 50 miles offshore, but now he's not far away.
Aramızda yeni olan arkadaşlarımız için, gelenek şudur ki tören alayı, Mount Argus'lu Aziz Charles'ın heykelini kiliseden mezarlığa, ölümü onurlandırdığımız yere taşır.
Hey! For our new friends, it's tradition that the procession carries the statue of St. Charles of Mount Argus from the church to the cemetery, where we honor the dead.
Evet, dosdoğru mezarlığa gidiyor.
Yeah, it's heading right for the cemetery.
Gizli görevdeydin ve kimliğin açığa çıktı herhalde değil mi?
I assume you were undercover and got made?
İster açık deniz balıkçılığı, ister tetikçi avı olsun, arkadaşlarını ortalığa yem diye atamazsın.
Whether it's deep-sea fishing or hit man hunting, you don't throw your friends out there as bait.
Dans konusunda bir şeyi açıklığa kavuşturayım.
Yeah, well, let me explain something to you about dancing.
Bu ufaklığa iyi bak, ben gidiyorum Mühendis
Take care of our little dear, I will go engineer
Peki bu yeni bilgi nasıl böyle açığa çıktı?
And how, pray tell, did this new information come to light?
Ve senin için endişeleniyorum. Ama daha çok Raimy'nin bu karanlığa bulaşmasından korkuyorum. Buna asla izin veremem.
And I'm worried about you, but I'm more concerned about that darkness touching Raimy and I can't let that happen.
Renal hilumu açığa çıkarmak için yapay böbreğe medyal ayırma uygulamalıyız.
Need more medial retraction on the artificial kidney to expose the renal hilum.
Uzaylı deneyimim evliliğimdeki bazı problemleri açığa çıkarıyor sanırım.
Maybe my alien experience is highlighting some problems in my marriage.
Bizim dünyamızı açığa çıkardığının farkında değilsin.
You don't know what you're about to unleash on our world.
Katretsin... minibüs açığa çıktı.
Damn it... the van's blown.
Birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let's you and me get a couple of things straight.
Ayrılığa gelince, olamaz.
No.
Buraya her gece gelirim ve yeşil ışığa bakarım.
I come down here to think every night and gaze at that green light.
Bu... zorlu süreç bana bir şeyleri açıklığa kavuşturmamı sağladı.
This... ordeal has clarified some things for me.
Başkanlığa oynuyorsun şu an.
You're playing the premiership now.
Chopper Üssünü açığa çıkaracak.
He's going to expose Chopper Base.
İş arkadaşlarım sanki dünyadaki açlığa çare bulmuş gibi hareket ediyorlar patronum da tam anlamıyla bir çizgi romandan çıkmış kötü adamlara benziyor.
My coworkers act like they're curing world hunger, and my boss is literally like a bad guy out of a comic book.
Tüccarlığa başlasın istiyorsun.
You think he should be a tradesman.
Bağlantı kurduğu kadın bir sapığa benzemiyor, ama kararı siz verin.
The woman he reached out to didn't look like a pervert, but you be the judge.
Işığa bir kez daha yürüyeceğim.
And I'll walk in the light once more.
Bu, yavrusu. Yetişkinliğe ve bağımsızlığa doğru ilk adımlarını atıyor.
It's her cub, taking her first steps towards adulthood and independence.
Nihayet yunus, ekibi ormanın içindeki bir açıklığa getiriyor.
Eventually, the dolphin leads the crew to an open gap in the forest.
Fakat hiçbir aslan, çölde yaşayanlar kadar sık başarısızlığa uğramaz.
But no lions fail more often than those that live in the desert.
Bir düzen içinde uçarak avlarını açıklığa sürmeye çalışırlar.
Flying in formation, they try to drive their quarry into the open.
Yol bataklığa dönmüş durumda.
The road has turned into a bog.
Derin karları yarıp geçmek çok zahmetli bir iş ve bizonlar artık yavaşça kıtlığa giriyor.
Pushing through deep snow is exhausting work, and the bison are now slowly starving.
Aladoğanların, avlarını açıklığa çekmesi gerekir.
The falcons need to flush their prey into the open.
Angela Rance'in içindeki varlığa sesleniyorum...
I'm speaking now to the presence inside Angela Rance...
Ayrıca, bir bakıma, hepimiz bazı küçük ipuçlarıyla kendimizi açığa vurma tehlikesiyle karşı karşıyayız, şey gibi mesela... mağara adamı gibi ambalajlama yeteneği.
Also, to that point, we're all in danger of revealing ourselves through little clues such as... cave man wrapping skills.
Ve onun boyutundaki insanların envaiçeşit ölümcül hastalığa daha elverişli olduğunu.
And that men of his large stature are more susceptible to a wide array of life-threatening diseases.
Siz insanlığa bir hediyesiniz.
You are a gift to mankind.
Karıncığa doğru ittirip yakalamaya çalışacağım.
I'm gonna push through into the ventricle to try and capture.
Işığa ihtiyacın olsaydı kibrit bulurdum.
Oh, I can't. ♪ If you need a light ♪ ♪ I'd find a match ♪
Bir çukura düşmüş olabilir veya bataklığa batmış olabilir.
She could be stuck in a pit somewhere, or quicksand.
Işığa teslim olma!
Don't go to the light!
Soyunuzdan gelip de beni hayal kırıklığa uğratan biri olmadı.
You've never disappointed anyone.
Işığa doğru git.
Go to the light.
Kimliğimin açığa çıkmasına müsaade edemem.
It's because I can't have my identity leaked.
Bütün olayları inceleyip, birkaç efsaneyi de açığa çıkarınca üçgenin sınırları içinde kaybolduğu bilinen bütün gemilerin bir listesini oluşturdum.
Once I was able to weed out all the crank cases and debunk a few of the myths, I was able to tabulate a list of all the known disappearing ships within the borders of the triangle.
Bildiğim kadarıyla bekarlığa veda partisine gidiyor da olabilirsin.
For all I know, you could be on your way to a bachelorette party.
Bilimin insanlığa en muhteşem hediyesi.
It is science's greatest gift to mankind.
Saçmalığa bak! O beyinsiz insanları nereden bulacaklar?
A bunch of garbage!
Bunu halkın temizlemesi akla mantığa sığıyor mu?
Does it make any sense that the people have to clean it up?
Yakalanmadan geçen zamana bakarsak üç yıl önce başladılar ama karanlığa karıştılar. YAKALANMA SÜRESİ : HENÜZ YAKALANMADI
And as far as time until caught... they started three years ago but have gone dark... so they are still on the loose.
Ve işleri açığa çıkaran da işte buydu.
And that's really what cracked things open.
Bu denli işe yarar olman beni şaşkınlığa sürükledi de ondan.
I'm surprised that you're actually useful.
- Güzel, keza bulut mezarlığa giriyor ve saygısını göstermek için geldiğini sanmıyorum. - Tamam.
Okay.
- Seong, hazırlıklar yolunda gidiyor mu?
Sung Ga, is the feast preparation going well? Yes.