English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Acele etmene gerek yok

Acele etmene gerek yok traduction Espagnol

140 traduction parallèle
Araba dışarıda. Acele etmene gerek yok.
Te tranquilizarías si diéramos una vuelta en mi coche.
Burbank, California, Payne Havayolları adresine gönder. ama acele etmene gerek yok.
A la dirección de las aerolíneas Payne, en Burbank, California, pero no corre prisa.
Acele etmene gerek yok hayatım.
No tienes que apresurarte, cariño.
Acele etmene gerek yok. Her şey için bolca vaktimiz var.
No tenemos por qué correr.
- Acele etmene gerek yok.
- Tómese su tiempo. No se preocupe por mí.
Sabah ayini geçtiyse acele etmene gerek yok.
Falta para la reunión, no hay prisa.
- Karar vermekte acele etmene gerek yok.
- No te precipites en la elección.
Acele etmene gerek yok.
De acuerdo, tranquila no hay prisa.
Acele etmene gerek yok.
No tienes por qué darte prisa.
Acele etmene gerek yok...
No lo eches.
Acele etmene gerek yok.
Y puedes tomarte tu tiempo.
Acele etmene gerek yok.
No hacía falta que corrieras tanto.
Acele etmene gerek yok.
No... hay apuro.
Acele etmene gerek yok, Bastian.
Tómate tu tiempo, Sebastián.
Merak etme. Acele etmene gerek yok.
No se preocupe que no tengo prisa.
Rahatına bak, acele etmene gerek yok.
Bien.
- Acele etmene gerek yok.
- Tómate tiempo.
Bu kadar acele etmene gerek yok.
No hace falta que me la devuelvas enseguida.
Acele etmene gerek yok, Anna.
Tómate tu tiempo.
Bence acele etmene gerek yok.
Por mí no tengas prisa.
Acele etmene gerek yok.
No estás obligada a apresurarte
Ama acele etmene gerek yok.
Pero ya sabes que no tienes por qué irte, no hay prisa.
Acele etmene gerek yok.
No te apresures.
Benim için acele etmene gerek yok Basanio. İstediğin kadar kalabilirsin.
No os apresuréis por mí, quedaos el tiempo preciso.
Acele etmene gerek yok.
Puedes ir de a poco.
Acele etmene gerek yok ; kütüphane kaçmıyor.
la biblioteca no se va a ir.
Acele etmene gerek yok. Gitmek istemiyorsan tabii.
No hay necesidad de apurarse a menos que tú quieras.
Acele etmene gerek yok, yavaş yavaş anlat.
Tómese su tiempo, Trista.
Eve gelmek için acele etmene gerek yok.
No tienes que correr a casa.
Acele etmene gerek yok.
Sabes de sobra que ni hace falta pedirlo.
Acele etmene gerek yok.
Acomódate. Tómate tu tiempo.
- Acele etmene gerek yok.
No tiene sentido que te apures, Max.
Acele etmene gerek yok.
Tómate todo el tiempo que necesites.
Aslında bitirmek için acele etmene gerek yok.
No tienes por que apurarte para terminarlo.
Bu arada köpek maması için acele etmene gerek yok.
Oh, y no te apresures en regresar con la comida de perro, por si acaso.
Acele etmene gerek yok.
No tienes por qué apurarte.
Acele etmene gerek yok.
No necesitas apresurarte.
Acele etmene gerek yok.
Tómate tu tiempo.
Bebek yapmak için acele etmene gerek yok.
Es que eres tan joven, Cerie. No hay tanto apuro por tener bebés.
- Hayır, acele etmene gerek yok.
No, está bien, no te preocupes.
- Geri dönmek için acele etmene gerek yok.
- ¿ Qué? No tienes por qué apurarte a regresar.
Acele etmene gerek yok bir iki hafta daha kalabilirsin.
Pero no te preocupes u otra cosa, puedes estar en casa por una semana o algo así.
Acele etmene gerek yok, Chuck.
No hay apuro, Chuck.
O zaman takım elbiseni giymek için acele etmene gerek yok.
Y después saliste corriendo a ponerte tu traje.
- Acele etmene gerek yok.
No tienes por qué darte prisa.
Çok acele etmene gerek yok.
- No hay prisa.
Acele etmene gerek yok.
No hay prisa.
Acele etmene hiç gerek yok.
Tomate el tiempo que necesites.
Hareket etmek için acele etmene gerek yok.
Nunca es muy pronto para acomodarse.
Acele etmene gerek yok.
Tomate tu tiempo.
Haber iyiyse, acele etmene hiç gerek yok.
Para las buenas, puedes tomarte tu tiempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]