English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Biliyor

Biliyor traduction Espagnol

172,533 traduction parallèle
David, biliyor musun, yine aynı rüyayı gördüm...
David, ya sabes, he tenido ese sueño otra vez...
Biliyor musun sadık biri olduğunda, çok seksi görünüyorsun.
¿ Sabes? , estás sexy cuando eres leal.
Bence ne yap, biliyor musun?
¿ Sabes lo que tendrías que hacer?
Adını zaten herkes biliyor, salak.
Todo el mundo sabe su nombre, tonto.
Yumuşak bir dayanaktı resmen, tüm ruhunla birlikte dayanabileceğin, biliyor musun?
Fue un buen apoyo para las almas perdidas, ¿ sabes?
Neyi farkına vardın biliyor musun, gülme efekti ve tekrar çekimlerin yardımı olmadan, bir şey yapamayan, ayrıca herhangi bir yeteneği olmayan 40 yaşında bir playboy olduğunu.
Creo que se dio cuenta de que sin la ayuda de cinco actos y risas programadas, no es más que un vividor de 40 años sin talento.
Dans ettiğini biliyor musunuz?
¿ Sabéis que bailaba bien?
Biliyor musun?
¿ De verdad?
Evet, sorun değil. Biliyor musun?
Sí, no importa, ¿ sabes?
Biliyor musun, bana ilk senin bu nöbetlerinden bahsettiğinde, ona inanmamıştım.
Sabes, al principio no le creí cuando me dijo que tuviste un ataque de nervios.
William, ilk nereye gitmek istediğini, biliyor musun?
William, ¿ sabes a dónde quieres ir primero?
Biliyor musun?
¿ Sabes qué?
Biliyor musun, para kazanıp sana da kira ödüyorum.
- Sí, me refiero a un trabajo de verdad, con sueldo. , estoy ganando dinero y te pago alquiler. ¿ Sabes qué?
Biliyor musun? Bu da bir şey.
Bien, ¿ sabes qué?
Biliyor musun, tanıştığımız gece başka biriyle randevum vardı.
, se suponía que tenía que estar en una cita la... noche en que nos conocimos.
Başka kim normal değildi, biliyor musun?
¿ Pero sabes quién más no era normal?
Her şeyi biliyor o.
Él lo sabe.
Deli olduğuna inanıyor ama bir yanı da tüm bu gücün gerçek olduğunu biliyor.
Bueno, él cree que está mentalmente enfermo, pero al mismo tiempo, parte de él sabe que el poder es real.
Hakeem Olajuwon'ın NBA finallerinde oruç tuttuğunu biliyor muydun?
¿ Sabían que Hakeem Olajuwon ayunó durante las finales de la NBA?
Ailen biliyor mu?
¿ Tus padres lo saben?
Eğer doğruyu söylüyor olsaydı, ailesi o zamana kadar onun nerede olduğunu biliyor olmalıydı.
Si dice la verdad, entonces la familia no sabía su paradero.
Merak ediyorum, Michael, o adamın kim olduğunu biliyor musun?
Lo que me pregunto, Michael, es si podría saber quién es este hombre.
Kim olduğunu biliyor musun?
¿ Alguna pista de quién es?
'İsmini biliyor musun''evet.'
¿ Conoce ese nombre? Sí.
Yaptığı işi biliyor musun?
¿ Sabía a qué se dedicaba?
Nasıl olurda kişisel hayatınız hakkında bir şeyler biliyor olabilirim?
¿ Cómo demonios podría saber alguna cosa de tu vida personal?
Biliyor musun Michael, başka avukatlar var, daha iyileri.
¿ Sabe Michael? Hay otros abogados, mejores abogados.
Jade Hopkirk ismini biliyor musun?
¿ Conoce el nombre de Jade Hopkirk?
Çünkü Tanrı biliyor ya bunu bizim adımıza o yapmayacak.
Porque el Señor lo sabe, él no lo hará por nosotros.
Beni kaç tane deli doktoruna gönderdiler biliyor musun?
¿ Sabes a cuántos psiquiatras me enviaron?
Aslında, ne biliyor musun?
De hecho, ¿ saben qué?
Biliyor musun?
¿ Sabes?
Biliyor musun, karakteri olmayan bir tek benim.
¿ Sabes que soy la única que no tiene personaje?
Bu kız işi biliyor.
Esta chica sí que sabe.
Herkes nasıl gerçek adımı biliyor?
¿ Cómo es que todos saben mi nombre verdadero?
Yani, adımı biliyor mu ki?
¿ Acaso sabe mi nombre?
Adını biliyor.
Sabe tu nombre.
Hayır, biliyor musun?
¿ Sabes qué? Tienes razón.
Yentl'ı biliyor musun?
¿ Conoces a Yentl?
Sırada ne var, biliyor musun?
¿ Sabes qué pasa después?
Tüm sahne eşyalarını ve dekorlarını kendimizin yaptığı kaç tane bütçesi olmayan oyunda oynadım, biliyor musunuz?
¿ Saben cuántas obras he hecho sin presupuesto, y donde tuvimos que fabricar cada utilería, cada decorado?
Bu karışıklığın en çılgın yanı ne biliyor musun?
¿ Sabes cuál es la parte más loca de todo... este lío?
Biliyor muydun?
¿ Lo sabías?
Çocukken bana karakola gitmemi söylediğinde... ben olduğumu biliyor muydun?
Cuando era una niña y me dijiste que fuera a la comisaría, ¿ sabías que era yo?
Ne hurda değil biliyor musun?
Bien, ¿ sabes lo que no es basura?
Neyiniz yok biliyor musun?
¿ Sabes que es lo que no mantienes?
Kalp atışlarının ne kadar yüksek sese sahip olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes lo ruidosos que son los latidos de un corazón?
Biliyor musun?
¿ Lo sabes?
Biliyor musun, beyin insandaki en büyük cinsel bölge diyorlar.
¿ Sabes? , dicen que el cerebro es la zona erógena más grande.
Biliyor musun, bu çok çılgınca.
¿ Sabes?
Biliyor musun Ted, sanırım...
¿ Sabes, Ted?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]