English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir bakacağım

Bir bakacağım traduction Espagnol

1,497 traduction parallèle
Tarlaya bir bakacağım.
Yo me voy a ver nuestro campo...
Hey, Damon'a bir bakacağım, tamam mı?
Iré a saludar a Damon, ¿ sí?
Ben gidip Arvilla'ya bir bakacağım.
Voy a echar un vistazo a Arvilla.
Ne yapabilirim bir bakacağım.
Veré lo que puedo hacer.
Sanırım ben yine de bir bakacağım.
Aun así, echaré un vistazo.
Bir bakacağım.
Lo investigaré.
Dosyana bir bakacağım.
Bueno, voy a echarle un vistazo a tu expediente.
Çıkıp kendim bir bakacağım sanırım. Arabasında falan bir sorun olabilir.
Creo que voy a salir y echar un vistazo yo mismo,... por si tiene una avería o algo así.
Gidip bir bakacağım, belki yumurta veya yuva bölgesi bulabiliriz.
Ahora puedo ir y ver si puedo encontrar algún huevo o el nido.
Onu getirebilir miyim bir bakacağım.
Voy a ver si la puedo traer.
Omen'in göğsüne bir bakacağım. Bakalım'ölüm bizi ayırana kadar'ın diğer yarısı kimmiş bulabilecek miyim.
Bueno, voy a echar un vistazo al pecho de Omen ver si puedo averiguar quién es la otra mitad de : "hasta que la muerte nos separe."
Burnham Fox'taki şu işe bir bakacağım.
Voy a ir a ver ese trabajo en Burnham Fox.
Köpeğe gidip bir bakacağım.
Iré a revisar como está el perrito.
Başkonsolosla konuşup, ne yapabilirim bir bakacağım. Teşekkürler.
Hablaré con el embajador, para ver que se puede hacer.
Kalan enerjiyi kullanabilecek miyim bir bakacağım. Baern'ın senin burada olduğunu bilmesini sağlayacak sinyali gönderecek kadar olsa yeter.
Quiero ver si puedo puedo invertir lo que quede en las reservas de poder lo suficiente como para mandar una señal
Meraklanmaya başladım, bak içeri girip ona bir bakacağım.
Me estoy asustando un poco. Me voy a ir a verla.
Dinle, dinle, Şimdi yarana bir bakacağım, tamam mı?
Escucha, escucha, Voy a mirar tu herida ahora,
Stadyuma bir bakacağım.
Le echaré un vistazo al estadio.
Ben buna bir bakacağım.
Voy a ver esto.
Biliyorsun, ben çocukken bir matematik kitabını bir haftada bitirebiliyordum. O yüzden bana verebilecekleri bir iş var mı diye bakacağım.
De niño me aprendía todo un libro de matemáticas en una semana así que voy a averiguar acerca de un trabajo.
- Bir şeye bakacağım.
Debo buscar algo.
Ben bir gidip bakacağım.
Voy a buscar una radio.
- Bir apartman dairesi bakacağım.
- Ya buscaré un apartamento.
Kendime bile bakmaktan acizim. Bir çocuğa nasıl bakacağım?
Ni siquiera puedo cuidar de mi, ¿ Cómo voy a cuidar al niño?
Şu köpeğe gidip bir bakacağım.
Yo me voy a ir a ver que lo que le pasa a esa perra...
Cumartesi Gecesi Şovundan sonra işi bırakıp yeni bir şeyler bakacağım.
Renunciaré después de Saturday Night Live hoy.
Bir sonraki adım ne? Warren'ın annesinin haberi olmadığı arkadaşları var mı diye bir bakacağız.
Vamos a ver si Warren tenía amigos, aunque los padres no los conocieran.
Warren Granger'ın kalıntılarına bir daha bakacağım.
Voy a volver a examinar los restos de Warren Granger.
- Bir şey sana saldıracak mı, bakacağız.
- A ver si algo le ataca. - ¿ Qué?
- Bir hâl çaresine bakacağım, Pam.
- Me ocuparé de ello, Pam.
Bir takas yapıp yapamayacağımıza bakacağım.
A ver si podemos hacer un intercambio.
Eğer mor papül bulursanız, bana bir iyilik yapın ve parça alın. Erdheim Chester hastalığına bakacağım.
Si llegas a encontrar pápulas púrpuras, hazme un favor y toma una rebanada quiero analizarla por Erdheim-Chester.
- Ben kamyonla başka bir yola bakacağım.
Yo daré otra vuelta con la camioneta.
Bu bebeğe nasıl bakacağımı bilmiyorum. Daha yaşayacak bir yerim bile yok.
Ni siquiera tengo donde vivir.
- Ben bir şeye bakacağım.
Yo, quiero ver algo.
Gidip, kayıp kişi ihbarlarından bir şey çıkacak mı diye bakacağım.
Voy a ver si hay algo en personas desaparecidas.
Bir şeyler öğrenebilir miyim diye bakacağım.
Veré si hay algo que pueda averiguar.
Bir şeye bakacağım.
Solo a revisar algo.
Ne mi olacak.Lanet olası bir başka bıçağım varmı diye bakacağım, bu olacak.
Lo que pasará es que voy a ver si por casualidad, no es posible que yo sea dueño de otro maldito cuchillo.
Pompanın etrafında. Ben tekerleklere bakacağım... Bir de...
Comprobaré la rueda y las marcas de calzado.
Ben gidip tek kollu adamın testere kullanmayı bilen bir karısı var mı diye bakacağım!
Veré si el del brazo tiene esposa que sepa usar una motosierra.
Bir çaresine bakacağım.
Veré qué puedo hacer.
Tim Hecht'e bakacağım. Bir dakika sonra yanına gelirim.
Me contactaré con Tim Hecht y te veré en un minuto.
Başka ne bulacaksın bir bak. Ben kurbana bakacağım.
Bien, mira qué más puedes encontrar y yo echaré un vistazo a la víctima.
Bakacağımız başka bir yer olmalı.
Puede que algo de aquí nos de una pista. Deberíamos seguir mirando.
Demek istediğin şu ki, eğer bizim şube sizinkini yutarsa, Stamford'da senin için bir pozisyon bakacağım.
Y quería que supieses que si nuestra sucursal absorbe a a la tuya, te dejaré un lugar en Stamford.
Bir şeye bakacağım.
Quiero comprobar algo.
Acaba kayıtlardaki herhangi bir numara, Penny Garden ve Izzy Delancy ile ortak mı diye bakacağım.
Veré si alguna de ellas coincide con los números que Penny Garden y Izzy Delancy tienen en común.
Ben bir de Hıristiyat Rock pogosuna * bakacağım.
Voy a probar este pogo cristiano.
Halkın, Şam'da çekilecek bir diziye ne kadar seksi olsa da sıcak bakacağını sanmıyorum ama istersen izlemeyebiliriz. Seversin diye düşünmüştüm. Sadece biraz dalgınım.
Bien, yo creo que la cadena no apostaría por un drama "teen" picante tan confuso, pero podemos apagarlo si quieres, solo creí que te gustaría.
Davaya ben bakacağım ve dokuz aylık bir davaya dönüştüreceğim.
Lo litigaré yo mismo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]