English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir bakayım

Bir bakayım traduction Espagnol

7,665 traduction parallèle
Müsaadenle bir bakayım o hâlde.
No te importe si lo hago.
E-postaya bir bakayım.
Puedo verlo.
Bir bakayım.
Veré qué puedo hacer.
- Bununla ilgili bir şeyler yapabilir miyiz? - Bir bakayım.
Déjame ver.
Bırak sana bir bakayım.
¿ Qué paso? Déjame verte.
- Ben gidip bir bakayım.
Iré y echaré un vistazo.
Sunucu şifreleme olayına bir bakayım dedim.
Pensé que podría saltarme la encriptación del servidor que pediste.
Yerini tespit edebilir miyim bir bakayım.
A ver si puedo localizar su móvil.
- Bir bakayım.
- Déjame revisar.
Ajandama bir bakayım. - Sana da uyuyor mu, Laura?
- ¿ Por tu parte va bien?
İzin ver bir bakayım.
Veamos.
Tamam, dur bir bakayım, dur.
De acuerdo.
- Şuna bir bakayım. - Jess'e sağlık öğretmek istemediğimi söyledim.
- Le dije a Jess que no quiero enseñar Salud.
- Bir bakayım.
Démelo, permítame mirarlo.
Bir bakayım şuna.
Déjame ver esto.
- Dur, bir bakayım!
- ¡ Déjame ver!
- Bir bakayım.
- sin que ella lo supiera. - Déjame ver.
Kız olan var mı bir bakayım.
A ver si ahora son chicas.
Bir bakayım.
Um, vamos a ver.
Pekala, bir bakayım sana. İyi misin?
Bien, déjame ver. ¿ Estás bien?
-... kullanılmış mi diye bir bakayım. - Tamam.
- para comprobar si las usó?
Gidip bir bakayım.
Voy a ver cómo le va.
Yardım bulabilecek miyim bir bakayım.
Veré si pudo encontrar ayuda.
Dur bir bakayım.
Debería echarle un vistazo a eso.
-... değiştiremeyeceğime bir bakayım.
- si consigo cambiar los asientos, ¿ eh? - De acuerdo.
Ne yapabileceğime bir bakayım.
Lo sé.
Ne yapabilirim, bir bakayım.
Veré lo que puedo hacer.
Ne yapabileceğime bir bakayım.
Déjame ver qué puedo hacer.
Bir bakayım dedim.
Solo... estaba comprobando.
Tıkanmayı açabilecek miyim bir bakayım.
Veré si puedo despejar el atasco.
Gidip bir bakayım.
Así que voy a ir para allá a ver cómo va.
Durun görev detaylarına bir bakayım.
Déjame buscar los detalles del trabajo.
Bir bakayım.
Estoy en ello.
Neler yapabilirim bir bakayım olur mu?
Déjame ver lo que puedo hacer, ¿ de acuerdo?
Ne yapabileceğime bir bakayım.
Bueno, voy a ver qué puedo hacer.
Bir saniye. Müsait mi bakayım.
- Veré si está disponible.
Uğrayıp nasıl bir felaket olduğuna bakayım dedim.
Pensé en pasarme, a ver cómo va este completo desastre. ¿ Dije completo desastre?
Bakayım bir.
Deja que mire.
- Yichuan, şunu bir dene bakayım.
Pruébatelo, Yichuan.
Bir bakayım
- Pollar fue el ingeniero jefe... en la empresa de los Porter...
Sen polis işlerini yap. Ben de Crocker ölüm kitabında bir şey bulabilecek miyim diye bakayım.
Mira, tú haz de poli... que yo me pondré a buscar... en el libro de muerte de Crocker.
Dur bir bakayım.
Déjame ver.
Bu arada ben de onun DNA'sını sistemde aratıp bir eşleşme var mı diye bakayım.
Mientras tanto, veré si el ADN de la sangre... concuerda con alguien en el sistema.
Bir saniye bakayım.
Esperen.
Şu gururunu bir kenara bırak da şu yarana bakayım.
Trágate el orgullo, y déjame revisarte.
Bana bir golf sopası verip, bahçenin yolunu göster bakayım.
Pásame un palo de golf y y llévame al patio trasero.
Sana bir bakayım.
¡ Pero qué guapa estás!
- Bir daha söyle bakayım!
¿ Qué dijiste?
- Teğmene dönmeden sevgiline bir öpücük ver bakayım.
Antes que nos transformemos en candidato y teniente, dale un beso a tu chica.
- Hazır siz de yokken ben de fotoğraflara ve plaketlere bir güzel bakayım diye düşündüm.
- Y ustedes se fueron hace mucho y pienso que observé demasiado cada foto y placa de estas paredes.
- Şef, bir adam alıp bakayım istersen.
Jefe, déjeme enviar un hombre y ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]