Bir bomba traduction Espagnol
6,254 traduction parallèle
Şoktayım, bu yüzden düşündüğüm şey, sizin çeşitli kimyasallara yasal erişiminiz var ve... ben yasal rahatlama ihtiyacı olan bir bomba kurbanıyım.
Estoy conmocionado, sí, así que lo que estoy pensando es, que tienes acceso legal a diversos medicamentos y... yo soy una víctima legítima de una bomba que necesita alivio.
İkinci bir bomba bir sabah erkenden kulübü vuracak.
Una segunda bomba explotará en el club una mañana temprano.
Ayrı bir grup iseniz bir bomba koymanızın tek nedeni daha sonra "O bizdik" diyebilmenizdir.
Si eres de un grupo escindido, la única razón para poner una bomba... es que se hable después. "Somos nosotros."
Hâlâ trafonun üzerine kurulu bir bomba duruyor.
Aún tenemos una Bomba de Miel en el transformador general.
Irak'ta sıhhiyedeyken, el yapımı bir bomba patladı, üç kişi öldü.
Un IED se disparó, matado a tres chicos.
Vay be. Göğsüne bir bomba bağlamak istemesine şaşmamalı.
No me sorprende que esté dispuesto a atarse una bomba al pecho.
Amerikan topraklarında bir bomba patladı.
Una bomba detonó en suelo estadounidense.
Ve yine de CIA'in kayıt dışı bir tesisinde bir bomba patladı ve ben de bunun nedenini öğrenmeye çalışıyorum.
Y aún así, una bomba explota en una instalación desconocida de la CIA, y aquí estoy intentando averiguar por qué.
Bir bombayla 12 kişiyi öldürdü ve o zamandan beri önüne çıkan herkesi öldürüyor.
Mató doce personas con una bomba, y ha matado a todo el que se interponía en su camino desde entonces.
Eğer Julie haklıysa ve içinde bir bomba varsa eğer- - Ne yapacağımı bilmiyorum.
Pero si Julie tiene razón y hay una bomba en él, no sé qué hacer con eso.
Güç çekirdeğini havaya uçurmamız gerekiyor ve artık elimizde bir bomba yok.
Tenemos que volar la fuente de energía y no tenemos una bomba.
Belki de bu gemiyi bir bomba olarak kullanabiliriz.
Tal vez podemos usar esta nave como una bomba.
İki dahinin hızlandırıcıda birbirine bağladığı plütonyum tabanlı bir bomba tasarlıyoruz.
Hemos estado diseñando una bomba basada en plutonio... que dos genios producen sin parar con un ciclotrón.
Merrick bir bombadan bahsetti.
Esa llamada de Merrick era sobre una bomba.
Çünkü senin de bildiğin gibi Vega'nın çok güçlü bir bomba yapma kapasitesi var.
Porque como sabes muy bien, Vega tiene la capacidad de crear una bomba catastrófica.
Bana bir bomba gösterdiğinde hemen ipucu bulabilirim.
Si me muestras una bomba, por lo general encuentro una pista.
- Bunun bir bomba olmadığını söyle.
Dime que eso no es una bomba.
Tam bir bomba ve sana doğru gelmekte.
Es una bola de demolición y se dirige hacia ti.
Ne zaman bir bomba patlasa aklım başımdan gidiyor.
Pero cada vez que una bomba explota, salto fuera de mi piel.
Bana söz ver. Bir şeyler ters giderse, bu karmaşanın üzerine bir bomba at. Bu mübadele planının neyle alakalı olduğunu biliyorsun.
Debes prometerme... si algo sale mal, arrojas una bomba sobre todo este desastre.
Tom, bombayı patlattı ve ticari bir gemide işe girmeyi düşündüğünü söyledi.
Ya sabes, Tom ha lanzado la bomba atómica : está pensando en volver a alistarse en la marina mercante.
Kardeşinin dilenci mektubu için o bombayı bir bahane yapıyorsun.
¿ En serio quieres hacer de esa bomba una excusa para disculpar el comportamiento de tu hermano pidiendo dinero?
1994'teki Dünya Finans Enstitüsü bombalanmasıyla alakalı olarak aranan kaçak bir suçlu kendisi.
Es una fugitiva buscada por delito de asesinato conectado al atentado con bomba de 1994 del instituto financiero mundial.
Parmak izini buldukları yer patlayıp da bir hademeyi öldüren bombanın bir parçası.
Son sus huellas las que encontraron en un fragmento de la bomba de la cañería que explotó y mató al conserje.
Arndale'nin bombalandığı o cumartesinden bu yana, bir hayat yeterli değil gibi geliyor.
Desde aquel sábado, de la bomba de Arndale... siento como que una vida no es suficiente.
Bu 14 ay önce Pakistan'da olan bir araba bombalama isi.
Esto fue un coche bomba en Pakistán hace 14 meses.
Şimdi dışarıda yelekleriyle bir grup canlı bomba var.
Ahora hay un puñado de suicidas con chalecos...
En büyük bomba Aaron'un CIA'ye kayıtlı bir silahla öldürülmesi.
Quiero decir, siendo la mayor sensación que Aaron fue asesinado con un arma registrada por la CIA.
Eliyle devenin kiçina vuran bir Müslüman gördügünüzde ne derseniz?
¿ Qué dice un profesor musulmán de hombres bomba cuando instruye a sus alumnos?
Tam bulunduğumuz yerde patlatılacak 100 nükleer bomba,... yaşayan, hassas bir yaratığın tam tepesinde... Sırtında güneşi hiç hissedemeyecek.
100 bombas nucleares explotando en este mismo lugar encima de una criatura viva y vulnerable que nunca sentirá el Sol sobre su espalda.
... üzerine bomba yerleştirilmiş bir şekilde, aşağı doğru uçup patlayarak,... prensin olay yerinde ölümüne sebep olduğunu teyit edebiliriz.
... armado con una bomba, voló y explotó, matando al príncipe en el acto.
Bir bakalım, geçen sene bir tavşan, ondan önceki sene bir canlı bomba haberi verdin.
El año anterior me diste una granada viva.
Makale Prens Abboud'un ölümüne sebep olan bombanın ateşleyicisi hakkında bir kanıttan bahsetmiş.
El articulo cita evidencia sobre el detonador usado en la bomba que mató al Príncipe Abboud.
Evet, bomba imha ekibine haber ver. Onu bir sığınağa koy.
¡ Llama al escuadrón de explosivos, o enciérralo en algún lugar!
Bir ay sonra içlerinden biri otobüs durağında ya da tren istasyonunda bombayla karşımıza çıkardı.
En un mes, cualquiera de ellos se habría presentado en una parada de autobús o en una estación de tren con una bomba.
Biz inanılmaz bir helikopter çıkarma vardı, Yüksek oktanlı kovalamaca ve tutuklama. Onun sarışın bomba donanma mühür suç ortağı,
Tuvimos una extracción helicóptero increíble, la persecución de alto octanaje y paro de su bomba rubia Cómplice Navy SEAL,
Harika. Yürüyen bir saatli bomba sana güç verir.
Le diste poderes a una bomba de tiempo andante.
Bomba yada başka bir şeye ayarlanmış olabilir.
Podría detonar una bomba o algo.
Sanırım One Wilton'daki bombada bir şeyler ters gitti ve erken patladı. - Diğer bombaların patlaması da yakındır.
Creo que la bomba en un mal funcionamiento Wilton y se fue temprano, y más bombas están viniendo pronto al mercado muy pronto.
2 ay sonra, hem kendi hem de bombası bir otopsi masasında yatıyor oluyor ve hiç kimse, sizin ofisinizden çıkan resmi belgelere bir anlam veremiyor.
Dos meses después, está tumbado en una mesa de autopsias, igual que su bomba, y nadie puede sacar en claro... nada de los documentos que aparecen en su oficina.
Nazilerin bomba projesinde bir casusumuz olduğunu ne zaman öğrendiniz?
¿ Cuándo se dio cuenta usted de la existencia... de un espía aliado en el proyecto de bomba Nazi?
Kostümdeki ambleme dokundu ve bir anda bombaya dönüştü.
Ella tocó el emblema del traje y lo convirtió en una bomba.
Bir siber bomba.
Una ciberbomba.
Diyor ki, hala orada olsalar bile, çok uzun süredir bekliyorlar, ve en ufak bir hata patlamalarına sebep olabilir.
Está diciendo que incluso si todavía está allí, llevará puesta demasiado tiempo, e incluso una bomba pequeña podría hacerlo explotar.
Birkaç olay hariç. Ventura meselesi, molotof olayı, bir iki telefon parçalama, birkaç alçıpan duvar yumruklama... Tamam, öfke sorunum olabilir.
Si dejas de lado eso que ocurrió con Ventura, lo de la bomba y algunos celulares destruidos, unos agujeros en el muro de yeso está bien, quizá tenga un problema de ira.
Sen uzun süre hapiste kalacak bir beyaz teröristsin ve kimsenin adını bilmemesini sağlayacağım.
No, ibas fabricar una bomba con fertilizante. Eres solo un terrorista blanco que va a pasar en la cárcel mucho, mucho tiempo, y me voy a asegurar de que nadie sepa jamás tu nombre.
Bir sonraki bomba çukuruna elinden geldiğince hızlı koş.
Corre tan rápido como puedas al siguiente agujero.
Bombalar dikenli telin bir kısmını yerinden çıkarmış.
Parece que una bomba a quitado una sección del alambre.
Hong Kong Polisi'ne göre, Cheng Hong Kong'ta bir yere bir patlayıcı yerleştirdi.
Según la Policía de Hong Kong, Cheng puso un artefacto explosivo en algún lugar de Hong Kong, necesito que hables con él, y averigües la situación de la bomba.
Kızımın annesi bir adamın kafasındaki bombayı patlatmaya çalıştı, şimdi de adam onu öldürmek istiyor.
La madre de mi hija intentó detonar una bomba que estaba dentro de la cabeza de un hombre y ahora él trata de matarla.
Barry, bombayı çözmeye çalışırsan ikinci tetikleyici bir sinyal gönderecek ve diğer bombalar patlayacak.
Barry, si tratas de desactivar la bomba, el segundo gatillo transmitirá la señal y el resto de las bombas explotarán.
bomba 122
bombay 54
bomba gibi 19
bombalar 39
bombacı 44
bomba mı 28
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bombay 54
bomba gibi 19
bombalar 39
bombacı 44
bomba mı 28
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir baksana 40
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir baksana 40
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bayan 21
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27