English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir köpek

Bir köpek traduction Espagnol

7,199 traduction parallèle
Belki sadece ağzı çalışıyordur. Havlayan küçük bir köpek gibi.
Quizá sea de las de mucho ruido y pocas nueces, como un perrito ladrador.
Sen yaşlı bir köpek.
Perro viejo.
Hiç bir köpek alma hakkında düşünüyorsunuz?
¿ alguna vez has pensado en tener un perro?
Bir köpek?
¿ Un perro?
.. nedenini bilmediğim bir sebepten.. .. beni takip eden siyah bir köpek.
Y por alguna razón, un pequeño perro negro... que me sigue a todas partes.
Burada bir köpek olduğunu biliyorum.
Sé que había un perro.
Onun annesini bir köpek gibi yakaladım ve Hecuba hapisanesine yolladım.
Bueno, di caza a su madre como a un perro y la llevé a la prisión hecuba, así que...
Çok sadık bir köpek.
Eso es un perro leal.
- Sanırım bu soruyu cevaplamak için ne tür - bir köpek olduğumu bilmeliyim.
Creo que primero necesitaría saber que tipo de perro fuese para ser capaz de realmente responder esa pregunta.
- Yani, bir köpek için?
Para ser un perro?
Geçen gün yolda bir köpek gördüm. Kafası lastik gibi patlamıştı.
Mirad, el otro día, vi como atropellaban a un perro y el peso de los neumáticos hizo estallar su cabeza.
Halıya sıçan bir köpek gibi, biliyor musun?
Es como un perro que se caga en la alfombra.
- Bir köpek balığı gibi ilerliyoruz. - Tamam.
Como los tiburones.
- Bir köpek balığı gibi hayata devam ederim.
Me sigo moviendo, como los tiburones.
Artık bir köpek değil.
Por no hablar de que el perro perro muerto.
- Bağlı olmayan bir köpek varsa...
- Se supone que... no debemos entrar en la casa si hay un perro suelto.
Callie geliyor ve sen de üzgün, yavru bir köpek gibi onun peşindesin.
Callie se presenta y tú la persigues como un triste perrito faldero.
İşte, dün gece buraya milleti getirirken camdan dışarı baktım ve bir köpek gördüm.
Bueno, anoche cuando estaba metiendo a gente aquí después del ataque miré por la ventana y vi a un perro.
Çirkin mi çirkin, uyuz bir köpek.
Un perro feo y malo.
Kendi pisliğini yiyen ve onu sığır bifteği sanan bir köpek o.
Es un perro que come sus propias heces y cree que es solomillo de ternera.
- Ben bir köpek değilim.
- No soy un perro.
Bir köpek bile karnını doyurunca sizin için havlar.
Incluso un perro ladra si lo alimentas y acaricias su barriga...
Bu gerçek bir köpek miymiş?
¿ Eso era un perro de verdad?
Altında psikopat bir köpek yatan bir adam hakkında konuşalım.
Hablemos de un hombre que tiene un perro psicópata acechando bajo la superficie.
Karşısında büyük bir köpek heykeli var.
Hay una farola. Enfrente está la estatua de un perro.
YouTube'de bu atışları yapabilen bir köpek görmüştüm.
Vi a un perro haciendo esas cestas en YouTube.
Parka gitmişler. O bir köpek.
Tiene que ser un perro.
Bir köpek gibi seni istememi sağlamıştın.
Hiciste que te deseara, como un perro.
Ve o çizik ve ediyorum Bir köpek gibi beni ısırmaya.
Y me arañaba y mordía como un perro.
Yemek istemiyorsan onu yemekten mutlu olacak bir köpek var.
Y, bueno, si no lo quieres hay un perro aquí que estaría más que feliz en comerlo.
Onaylamadığım bir köpek için dışkı çantası taşımayacağım.
Mira, no voy a llevar una bolsa de caca para un perro que nunca aprobé.
Bir ailenin kayıp bir köpek bulduğunu duydum ona çok iyi bakmışlar ve çok sevmişler.
Escuché sobre esta familia que encontró un perro perdido y lo trataron muy bien y el los amó mucho.
Yakınlarda büyük bir köpek parkı var.
Sabes, hay un gran parque canino cerca.
- Yok artık, bunu bir köpek balığı mı yaptı?
Estás bromeando. ¿ Un tiburón te hizo eso?
Kendine bir kurt bulup, bir yere yerleşip...... bir kaç köpek yavrusu mu doğuracaksın?
Vas a buscarte un lobito. Asentarte. - Criar un par de cachorritos...
- Ne tür bir köpek olurdun?
Que tipo de perro serias?
"Köpek balığına döndürebileceğimiz bir balık işte" demiştim!
eso de ahí es un pez y podemos convertirlo en un tiburón!
Bu kasaba vampirlerle dolu, başkanı da köpek ve bir telepattan öğüt alıyor.
Esta ciudad está llena de vampiros, tiene un perro por alcalde y una telépata nos está dando sermones.
- Köpek alacağız bir tane.
¡ Compraremos un perro!
Seni işe aldığımda ; daha doğrusu Basra'dan kurtarıp sana yeni bir kimlik verdiğimde köpek olduğunu biliyordum.
Cuando te contraté, o debería decir cuando te rescaté de Basora, y creé una nueva identidad para ti, sabía que eras un bulldog.
Küçük veya ölü herhangi bir şeye ameliyat yaptın mı? Güzel köpek.
¿ Le has hecho una cirugía a algo pequeño o muerto?
Köpek gibi bir şey mi?
¿ Como un perro?
Daha temiz ölümler var. Tek köpek de değil. Böyle bir çete tarafından parçalara ayrılmaktan daha temiz ölümler.
No merecía irse así, descuartizado por una manada de perros.
- Kaçtı. Köpek bir şeyler biliyor.
Perro sabe algo.
Penisim için köpek kapısı gibi bir şey.
Es como una gatera para mi pene.
Şey, köpek bir Labrador ve onlar yemeklerine düşkündür.
Bueno, ese perro es un Labrador y le gusta su comida.
Sarasota'da köpek çiftliği olan bir arkadaşım vardı. Alkollü araba sürerken enselendi.
Tenía a este colega que llevaba un criadero de perros en Sarasota... y lo metieron el cárcel por conducir borracho.
Bir sürü ölmüş yavru köpek buldum.
Y encontré... una camada de cachorros muertos.
Benim arabanın ızgara kontrol uyandım emin birileri yoktu yapmak için köpek ya da ezilmiş bir çocuk.
Despertaba y revisaba el auto para ver que no hubiera un perro o un niño aplastado en él.
Bu bir köpek dışkısı. Franks'lerin köpeğinin.
Es de un perro.
Bir daha ne zaman bir kaplan köpek balığını besleme fırsatı bulacağım ki?
¿ Cuándo voy a tener otra oportunidad para acariciar un tiburón tigre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]