Birinin traduction Espagnol
36,585 traduction parallèle
Herhangi birinin ihtiyacı olabilecek her bilgiyi barından bir kitap.
Tiene todo el conocimiento que cualquiera pudiera necesitar.
Herhangi birinin ihtiyacı olabilecek her bilgiyi barından bir kitap.
Tiene todo el conocimiento que nadie podría necesitar.
Başka birinin zarar görmesini istemiyoruz.
No queremos que nadie más salga herido.
Radcliffe ile beraber Ajan May'i öldürdüğünüz zaman olduğu gibi birinin ölümünden çok fazla şey öğrenebiliyoruz.
Podemos aprender mucho cuando alguien muere, como cuando tú y Radcliffe matasteis a la agente May.
Birinin yapması gerek.
Alguien debería.
Öğlen birinin sandviçinin kenarlarını kestim, ama onun dışında harikaydı ve sen olmasaydın mümkün olmazdı.
O sea, traté de cortarle la corteza de su sándwich a alguien a la hora de la comida, pero fuera de eso, estuvo increíble y no hubiera sido posible de no ser por ti.
Bu listedeki bazı taraflar kesinlikle kuşkulu bir menşei belgesini satın alabilirdi ama onlardan hiç birinin suikatçi görevlendireceğini sanmıyorum.
Algunos de los involucrados en esta lista seguramente comprarían un objeto de dudosa procedencia, pero... me cuesta mucho imaginarme a alguno de ellos encargando asesinatos.
Lucy'yi bize bıraktığında Bay Murphy onu almaya birinin gelebileceğini söylemişti.
Cuando dejó a Lucy con nosotros, el señor Murphy dijo que mandaría a alguien a recogerla algún día.
Ve birinin başı dertte bu yüzden ona yardım gönderebileceğimi umuyordum.
Y uno de ellos está en problemas, así que estoy tratando de mandarle ayuda.
Her birinin kıyafetinden bir parça aldım.
Les arrebato un poco de su ropa a todos.
Ama birinin yapması gerekiyor.
Pero... alguien tiene que hacerlo.
Herkese eşit davranabilmek için her birinin yemeklerini bile özelleştirdim sırf birisi haksızlık yapılıyor zannetmesin.
Porque preparo comidas personalizadas y los arropo a cada uno a su manera para que ninguno se sienta desplazado.
Herhangi birinin sen şansını denemeden kafasını karıştırmasını istemezsin, değil mi?
No querrá que alguien la convenza antes de tener su oportunidad, ¿ no?
Birinin yardım etmesini beklemeyeceksin, neyin işe yaradığını kendin çözeceksin.
No esperes a que alguien te ayude. Averigua qué puede funcionar.
Sadece birinin hastane yatağında yatıyor olması gerekiyor.
Se supone que una persona está en la cama del hospital.
Erkeklerin soyunma odasındaki duş kabinlerinden birinin kapısını kırmışlar da.
Alguien derribó una puerta de las duchas... - del vestuario de los hombres. - ¿ Colby y Travis?
Mailimde tüm bildiğimizin Rob'un eve gelip çitlere birinin çarptığını söylediğini yazdım.
Dije en mi correo que lo único que sabía era que Rob vino por la casa, hablando de alguien que había chocado contra la valla.
İçler acısı liseli aşkından, birinin mahremiyetini ihlal ettin.
Violada la privacidad de alguien por un patético colegial.
Mailimde tüm bildiğimizin Rob'un eve gelip çitlere birinin çarptığını söylediğini yazdım.
Dije en mi e-mail que lo único que sabíamos era que Rob venía a la casa, hablando de alguien que chocó contra la valla.
- Birinin bu kadar ilaç biriktirmesinin tek nedeni... - Biliyorum.
- La única razón por la que alguien habría reunido una farmacia así...
Birinin başı ağrırsa herkes başının ağrıdığını zanneder.
Una persona obtiene un dolor de cabeza, todo el mundo piensa que consiguieron un dolor de cabeza.
- Birinin Curtis'i öldürdüğünü gördük.
- Hemos visto a uno matamos Curtis.
Benim değil... Ajanlarımdan birinin.
Yo no... una de mis agentes.
Şu an üzerinde çalışılan teori, birinin oradaki kontrol paneliyle oynadığı...
La teoría actual es que alguien manipuló el panel de control en el lugar...
Karşı taraftan da müttefikleri olduğu için her zaman minnettardı ve bugün o dostlarından birinin burada konuşma yapacağını bilmekten mutluluk duyardı.
Siempre estuvo agradecido de tener aliados en el otro partido y estoy seguro de que estaría agradecido de tener a uno de esos amigos aquí hoy para decir unas palabras.
Keşke hayatımda senin gibi birinin olmasını isterdim.
Ojala tuviera a alguien como tú en mi vida.
Birinin bu çantaya baktığını gördüm.
Vi que alguien miraba el bolso.
Birdenbire, evde birinin oldugu hissine kapildim.
De pronto, tuve una sensación horrible de que había alguien en la casa conmigo.
Oda arkadaslarindan birinin kapisi.
La de una compañera de apartamento.
Ve birinin duvari tirmanarak eve girdigine dair iz de yoktu.
Y no había pruebas de que hubieran trepado la pared.
Evle baglantisi olan birinin üstündeki süpheleri ortadan kaldirmaktan baska bir islevi olamazdi.
No podría tener otra función que quitar la sospecha de alguien que tenía una conexión con la casa.
Biliyor musun, o ikimizden birinin bir kadınla sağlıkı bir ilişkiye yaklaştığı tek kişi. Hayır.
Sabes, ella es lo más cercano que tenemos a una relación estable con una mujer.
Bu hükûmetin senin gibi birinin halk karşısına çıkmasına ihtiyacı var.
Esta administración puede requerir a alguien como tú de pie allí en el podio cada día.
Doktor Bailey diye birinin bilgisayarında bir çeşit otopsi videosu buldum.
Encontré un video de una autopsia en la computadora del Dr. Bailey. Aquí vamos.
Birinin gölgesinde kalmak zorunda değilsin
No tienes que estar... a la sombra de nadie.
Orada birinin tutulduğuna dair hiç kanıtın var mı?
¿ Tienes alguna prueba de que alguien fuera retenido allí?
Mesela tezgâhın üzerinde, "Jelibon bağımlısı birinin masasından" birilerinden gelen bir not mesela?
- Sí. - Hola chicas. ¿ Habéis leído algo interesante últimamente?
Birinin Aslan Kral'ı beğenmeme fikrine nasıl karşı vereceğimi bile bilmiyorum.
Sinceramente no puedo entender que a alguien no le guste "El rey león".
Steven gibi birinin kaybını tanımlamak için kolay bir yol yok, Umut veren ve gelecek için söz veren biri. Parlak şekilde parlayan bir ışık,
No hay un modo fácil de describir la pérdida de alguien como Steven, alguien con tantas esperanzas y promesa de futuro, una luz que brilló con tanto fulgor y que pudo apagarse tan fácilmente.
Yeni birinin aileye katılmasının ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Sé que es difícil cuando hay un nuevo miembro en la familia.
Aileme, birinin onları bana karşı silah olarak kullanacağından korktuğumu söyledim.
Le dije a mi familia que temía que alguien las usara contra mí.
İçinizden birinin, göbüşümü kaşıma gibi bir imkanı var mı acaba?
¿ Hay algo que pueda hacer para que me rasquéis la barriguita?
İçimizden birinin bir ev sahibi olmaya en çok yaklaştığı an bu olsa gerek.
Esto es probablemente lo más cerca que cualquiera de nosotros ha estado de tener una casa.
- Birinin yapması gerek.
Alguien tiene que hacerlo.
Çünkü silahlarınızdan birinin bir cinayette kullanıldığına inanıyoruz.
Porque creemos que una de sus armas era el arma homicida.
Bunlardan hiç birinin Paco olduğunu sanmıyorum.
No estoy seguro si alguno de ellos es Paco.
Ve o büyüklükte birinin bulunmasın zor olmaz.
Y un tipo de ese tamaño no debe ser difícil de encontrar.
Sadece evde birinin olması değil... ama ellerinde çok birşey yoktu.
No solo había alguien en la casa, tampoco tenían mucho.
Güvenlik elemanı için deniz kuvvetlerinden birinin özgeçmişine bakacağım hiç aklıma gelmezdi.
Nunca pensé que estaría viendo un currículum de un SEAL de la Marina para el puesto de guardia de seguridad.
Tecrübelerine göre böyle birinin güvenini nasıl kazanabiliriz?
En su experiencia, ¿ cuál es la mejor manera de ganarse la confianza de alguien como... ese?
Keskin nişancı birinin onu yakın mesafeden vurduğunu yutan başkaları var mı?
¿ Alguien más está teniendo problemas para creerle que un tirador le disparó de cerca?
birini 32
birinci gün 16
birinci 55
birine 18
birinci katta 19
birincisi 390
birinci kat 30
birinci dünya savaşı 32
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
birinci gün 16
birinci 55
birine 18
birinci katta 19
birincisi 390
birinci kat 30
birinci dünya savaşı 32
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30