English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Burada mısın

Burada mısın traduction Espagnol

4,512 traduction parallèle
- Nicky, burada mısın?
Nicky, ¿ estás aquí?
Burada mısın?
¿ Estás aquí? - No.
Hâlâ burada mısın?
¿ Aún estás aquí?
- Hâlâ burada mısın?
- ¿ Todavía estás ahí?
Burada mısın?
¿ En el lugar?
- Hâlâ burada mısın?
- ¿ Sigue aquí?
Tyreese. Burada mısın?
Tyreese. ¿ Estás aquí abajo?
Gerçekten de burada mısın?
¿ Está realmente aquí?
Burada mısın?
¿ Estás aquí?
Şef Park, hâlâ burada mısınız?
¿ Capitán Park? ¿ Sigue aquí?
Burada mısın Sharon?
GRABACIÓN ORIGINAL DE LA SESIÓN DE JEFF ¿ Eres tú Sharon?
- Arama geldi, burada mısın?
¿ Recibes llamadas?
Duke? Burada mısın?
¿ Estás aquí?
- Hâlâ burada mısın?
- ¿ Estás aquí?
Burada mısın? !
¿ Estás aquí?
Mahir Bey siz hâlâ burada mısınız?
Señor Mahir ¿ Todavía aquí?
Hâlâ burada mısın?
¿ Todavía estás aquí?
Esas soru şu. Onlar geldiğinde elinde barut kalıntısıyla burada mı olacaksın?
Así que la pregunta es, ¿ vas a estar aquí con residuos de pólvora en tus manos cuando lo hagan?
Burada kalamaz mısın?
¿ No puedes permanecer aquí en la villa?
Beni burada bırakacak mısın yani?
- Sí, lo estamos. ¿ Me dejarás aquí como una basura?
Ama burada kalmalısın, tamam mı?
Pero necesito que te quedes aquí, ¿ de acuerdo?
Başkomiser, Max'in burada bir ev hayvanından çok tanık olduğuna karar verdi. Ve şimdiye kadar öğrenmiş olmalısın ki, biz tanıklarımızla ciddi bir şekilde ilgileniz.
La capitán decidió que Max es más un testigo que una mascota, y tú deberías saber qué tan en serio cuidamos a nuestros testigos.
Hâlâ burada mısın?
- ¿ Seguimos juntos?
Bakıcılıkta sana iyi eğlenceler. Burada karşılacağımızı hiç sanmamıştım hele de bir ıslah evinden çıkmış kızla, ama... yaşasın!
Diviértete haciendo de niñera.
Ben'in hala burada olmasından dolayı iyi olacak mısın?
¿ Vas a estar bien con Ben todavía aquí?
Batının masum, sarışın hanımı da burada mı gömülü?
¿ Es ahí donde está enterrada la Doncella Rubia del Oeste?
Kızlar seninle beraber mi? - Evet, kızlar burada. - Yalnız mısın peki?
¡ Alma! Necesito algo para derribar esto.
- Ama güzel bir kız. Minnettar olmalısın çünkü bir gün seni giydirmek için burada olmayacağım.
Entiende, necesitas ser más agradecido, porque un día no estaré aquí para ayudarte a vestirte.
Seni burada gördüğüme sevindim. Yaz saati uygulaması başlıyor, heyecanlı mısın?
Me alegro de verte aquí. ¿ Estás... emocionada por el cambio de hora?
Ayaktakımına liderlik etmekten hoşlandığını biliyorum ama burada sıçanlar gibi yaşamak insan bundan çok çabuk bıkıyor.
Yo sé que te gusta toda esta cosa de ser el líder de un grupo caótico de rebeldes... pero vivir aquí abajo, como un par de ratas, nos hace más viejos, más rápido.
- Burada olmamalıyım. - Haklısın.
Yo no debería estar aquí.
- Buradayım, baban burada. - Sen de aynısın!
E... estoy aquí, pa... papá está aquí.
Hep burada mı çalışırsınız?
¿ Siempre trabajas aquí?
Burada mısın sen?
¿ Dónde estabas?
- Ester, sorun yok. Beni burada herkesin önünde vuracak mısın onun önünde? Her şey yolunda.
Ester, está bien, no pasa nada.
- Burada yalnız mısın?
- ¿ Estás solo aquí?
- Coby burada mısın?
¿ Estás aquí?
Güzel soru, buraya kapana kısılmadan önce, Bu tuşa bastım, en iyi arkadaşımın kolunda da aynından var, yani her an burada olabilir...
Bien, antes de que nos capturasen, se me ocurrió apretar este botón de llamada al reloj de mi mejor amigo, así que debería aparecer...
Umarım sen bana bunun mümkün olmadığını söylemeye çalışmıyorsundur, Michael, çünkü başarısızlık burada bir seçenek değil.
Espero que no me estés diciendo que esto es imposible, Michael, porque el fracaso no es una opción aquí.
Burada olman ne kadar tehlikeli farkında mısın?
¿ Sabes lo peligroso que es el que estés aquí en este momento?
Bay Anderson tam burada ve Joan Campbell'ın başkanlık görevinde seni sahanın dışına itmesini dengelemek için beni ya da çalışanlarımı aşağılamandan keyif almıyorum.
El Sr. Anderson está justo aquí, y no me gusta que amenaces con dejar caer tu martillo sobre mí o mi gente para compensar el hecho de que Joan Campbell te dejara fuera para el trabajo del DCS.
Zamanı gelince anlatacağım. Muhtemelen birkaç gün daha burada kalmamız söylenecek ama bir ay içinde duvar dışına büyük ölçekte bir keşif olacağını duydum.
Te diré cuando sea el momento propicio. fuera de los muros.
Hey, burada böyle oturacak mısın yoksa Octo Mount Tango'yu deneyecek miyiz tekrardan?
Oye, ¿ T vas a quedar sentado aquí o vamos a ir a intentar el Octo Mount Tango de nuevo?
Burada neler dönüyor bilmiyorum ama sen banyomu terk etmelisin ve sen de resepsiyona inip kokulu mumları var mı diye sormalısın.
No sé qué está pasando ahí dentro, pero tienes que salir de mi baño.
- Burada ne olduğunu anlatır mısınız?
- Díganos que pasó aquí.
Bu sonsuz zamanda yaşamaya mecburuz, burada ambardaki o ışığın hiçbir önemi yok, bu faydasız nesneleri toplamak kadar bile, ağzımıza koyacağımız bir şeye sahip olduğumuz sürece de, yemekte ne olduğu hiç önemli değil.
Estamos forzados a vivir en este eterno tiempo presente, y aquí la luz en la despensa no es lo importante, no tanto como para reunir todos estos objetos inútiles, y siempre y cuando tengamos algo que poner en nuestras bocas, no importa qué hay para cenar.
Ben burada yaşamaktan sıkıldım, sen sıkılmadın mı?
Bueno, estoy cansado de vivir aquí ¿ tú no?
Benimle yürüyüp burada geçirdiğimiz zamanı anlatır mısın bana?
¿ Quires caminar conmigo y contarme sobre nuestro tiempo aquí?
Kardeşimi öldüren insanların burada neleri varmış bakalım.
Veamos qué es lo que la gente que mató a mi hermano estuvo haciendo aquí.
Axl'ın dolabı bu koridordaydı ve bana buradan geçmem için izin vermiyordu. Sınıfım burada olsa bile.
El casillero de Axel estaba en este pasillo, y él nunca me dejaba caminar por aquí, a pesar de que tenía una clase aquí.
Benimle takılır mısın burada?
¿ Vas a salir conmigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]