English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Burada mısınız

Burada mısınız traduction Espagnol

1,043 traduction parallèle
- Epeydir burada mısınız?
Sr. Madeleine, creía que estabais... Preso. Ya no Io estoy.
Hala burada mısınız Bayan Evans?
Preparados para arriar. ¿ Aún aquí, Srta. Evans?
Ve siz hala burada mısınız?
¿ Y usted sigue aquí?
Burada mısınız, çocuklar?
¿ Estáis aquí chicos?
Hâlâ burada mısınız?
¿ Todavía aquí?
Hala burada mısınız, Yüzbaşı?
¿ Sigue aquí, capitán?
- Hâlâ burada mısınız!
- ¿ Todavía no se ha ido?
Şimdi birlikteyiz. O halde ikiniz de burada mısınız, bir vücutta?
¿ Entonces ambas están aquí en un mismo cuerpo?
Burada mısınız?
¿ Estáis aquí?
Burada mısınız?
¿ Estás aquí?
Hâlâ burada mısınız?
¿ Y bien?
- Noel'de burada mısınız?
¿ Pasará aquí la Navidad? Sí.
Ormancı Bey! Burada mısınız?
Señor guardabosques, ¿ está ahí?
Burada mısınız İvan Petroviç?
¿ Está usted aquí, Iván Petrovich?
Haşmetlim burada mısınız?
¡ Señor, usted aquí!
- Burada mısınız?
- ¿ Estás aquí?
Sen ve albay burada kendinizi savaşın dışına çıkarmışsınız ama adamlarım gözden çıkarılamaz.
Vd. Es prescindible. Vd. Y el viejo se han borrado de la guerra. Pero mis hombres no son prescindibles.
Her hangi bir fark yaratır mı? Şey, komik bir hisse kapıldım... burada salın dışındayız... her nasılsa.. ben... bir gün kayıp.
Tengo la extraña sensación... de que cuando estábamos en la balsa... de alguna manera... perdí un día.
Burada toplanışımızın sebebi, bu kadın ve erkeği evlilik bağı ile birleştirmek.
Estamos reunidos aquí para unir a este hombre y a esta mujer en santo matrimonio
Bu güzel toprakların bir parçasıyım, Burada doğdum ve 45 yıldır da yaşıyorum. Sınır Assola kasabasını tam ortadan ikiye ayırır : İtalyan ve Fransız bölgesi olarak.
Hay mitad francesa y mitad italiana porque la frontera está en medio, dividiéndolo en dos partes justo como si cortara en dos partes el hotel llamado "Las 2 Fronteras"
- Çok naziksiniz, efendim. - Burada yalnız mısınız?
Eso es muy amable de su parte.
Bay Gallagher, burada zamanımız çok sınırlı ve...
Sr. Gallagher, es que tenemos tan poco tiempo y...
Bir şeye ihtiyacı olabilir diye burada kalır mısınız?
¿ Podría quedarse por aquí en caso de que necesite ayuda?
Yani bu işi burada bırakacak mısınız?
¿ Quieren decir que no harán nada más respecto a este asunto?
İki gün önce ayrılmış olsaydınız, ben de burada olamayacaktım.
Si hubiese venido anteayer no me habría encontrado aquí.
Korkmamalısınız. Burada büyüdüm ben, anne. Öz oğlunu tanımıyor musun?
No debes espantarte. ¡ Yo crecí aquí mamá!
Fakat sizin bir daha burada dolaştığınızı görürsem, Joe'ya sıska boynunuzu kırdıracağım.
Pero, como vuelva a veros por aquí, haré que Joe os tuerza vuestros delgados cuellos.
Doktor olduğunuzu unutamaz mısınız? Sadece komşum olarak burada olsanız?
¿ No puede olvidar que es médico, y estar aquí sólo como vecino?
Burada yalnız mısınız?
¿ Está aquí solo?
Sırf burada kalasın diye sana ihtiyacımız var demek istemedik.
No queríamos decirte que sólo te necesitábamos, para que te quedaras.
İkiniz, burada kalmalı ve Vicky'ye yardımcı olmalısınız. Anladınız mı?
Quédense aquí y ayuden a Vicky.
Bakın bayım... burada büyük karışıklığa yol açtınız. Bırakmayın!
Escuche, señor, ha causado muchas molestias en el hospital. ¡ Quieto!
Burada, Picketwire Nehri'nin kuzeyindeki büyük çiftçilerin bu bölgeyi açık rejimde tutma mücadeleleri başarıya ulaşırsa tüm sebze çiftliklerinizin, mısırınızın, küçük dükkanların, her şeyin, çocuklarınızın geleceğinin sona ereceği açıkça yazılı!
Está claro que si los grandes rancheros al norte del Río Picketwire ganan la lucha para mantener el territorio como espacio abierto, vuestras granjas, vuestro maíz, los pequeños comerciantes y el futuro de vuestros hijos se acabará. ¡ Desaparecerá!
Burada yalnız mısın?
¿ Vive solo aquí?
Döndüğümde hala burada olacak mısınız?
Estará aquí cuando vuelva, ¿ no?
Ne zaman ihtiyacınız olursa hayatımın yarısı burada ona dikkat et.
Llevo media vida ahí dentro.
Ee, sen burada yalnız mısın?
¿ Y tú? ¿ Estás solo?
Ben giderken hala burada olacak mısınız?
¿ Seguirá aquí cuando salga?
Haklısınız ama burada çalışacak insanlara ihtiyacımız olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Estupendo, pero no podemos ignorar el hecho que necesitamos las personas aqui.
Umarım, az önce burada olanları yanlış anlamazsınız.
Espero que no se haga una idea equivocada acerca de lo que pasó recién.
- Burada yalnız mısın?
- ¿ Estás sola aquí?
Haftalarca, aylarca tüm güçleriyle sadakatle çalışmış insanlarımızın bir kısmı ile bu akşam burada toplandık.
Es la culminación de muchas semanas, muchos meses de trabajo a conciencia... por parte de muchos de los que están aquí esta noche.
Bugün burada hep beraber toplanmış bulunuyoruz. Angela Martine ve sen, Robert Tomlinson, dostlarınızın huzurunda, hukukumuza ve inançlarımıza uygun bir şekilde...
Por eso estamos reunidos aquí hoy contigo, Ángela Martine y contigo, Robert Tomlinson, en presencia de sus amigos de acuerdo con nuestras leyes y distintas creencias...
Burada şifreleme ve şifre çözme sınıfımız var.
Aquí tenemos la clase de decodificación y cifrado.
Bakıyorum Akademideki sınıfımızın çoğunluğu burada bulunuyor.
Veo que muchos de los que se graduaron en nuestro curso están aquí.
Bakıyorum Akademideki sınıfımızın çoğunluğu burada bulunuyor.
Bien, veo que nuestra clase de graduados de la academia está bien representada.
Burada yalnız mısın?
¿ Está sola aquí?
- Burada rahat mısınız? - Evet ama kliniğiniz beni şaşırttı.
- Sí, su clínica es desconcertante.
'Büyük Devletler arasında değil, burada, ulusal sınırlarımız içinde.'
No entre los grandes poderes pero aquí, dentro de nuestras propias fronteras.
Haklısın, bir davet çıkarın civarda bulunan bütün kılıç ustalarına burada kutlama yapacağımızı bildirin.
Bien, tengo invitaciones emitidas... a los artistas marciales en unas pocos cientos de millas Les he reunido a todos en este lugar
Lowell, bu zırvalığı burada yemek zorunda mısın?
Lowell, ¿ tienes que comer eso aquí dentro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]