English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Buraya bakın

Buraya bakın traduction Espagnol

1,306 traduction parallèle
Çocuklar, buraya bakın!
¡ Miren esto!
Buraya bakın lütfen.
mire para aca!
Buraya bakın. Gülümseyin ve...
- Muy bien, miren aquí denme una gran sonrisa y digan "Feliz- -"
Buraya bakın millet!
¡ Vengan todos!
Tam buraya bakın.
Miren hacia aquí.
Buraya bakın!
¡ Miren para acá!
"Buraya bakın!"
Ya está bien. ¡ Lárguense!
Buraya bakın millet. Yaklaşın.
Miren todos hacia acá. ¡ Júntense!
Buraya bakın dayı!
¡ Miren por donde andan!
Buraya bakın.
Mira aquí.
Hey buraya bakın!
¡ Ten el resto!
Buraya bakın. Ben'le, bu geceki yetenek gösterisi için bir müzikal hazırlamayı düşündük.
Quiero anunciarles que con Ben planeamos producir un número musical de "Godspell"... para el concurso de talentos de esta noche.
Buraya bakın!
¡ Eh! ¡ Aquí!
Buraya bakın, En sevdiğim kısım.
¿ Viste eso? Me encantó eso.
Buraya bakın, lütfen.
Mire aquí, por favor.
Buraya bakın, buraya bakın çocuklar.
Eh, mira para qui jefe!
Buraya bakın!
¡ Mírenme!
Buraya bakın!
¡ Atención!
Buraya bakın!
¡ Oigan! ¡ Aquí!
- Bay Monk, bir resim alabilir miyim lütfen? - Bay Monk, buraya bakın lütfen.
Sr. Monk, una foto, por favor.
Bakın, sizi buraya çağırdık çünkü, İsa aşkımızı sizinle paylaşmak istiyoruz.
No sé Mirad, os hemos llamado aqui porque queremos compartir el amor de Cristo con vosotras
Buraya gelin ve dünyanın en harika Alec, Ron ve "Kim-o-rabilia" nın gezici koleksiyonuna bir bakın.
Acérquense a ver la colección ambulante más grande del mundo... de Alec y Ron y "Kim-o-ravilla".
Bazıları gezegenler arası diplomasinin gereklerine bakılmaksızın, keşfedilen herşeyin buraya getirilmesini savunuyordu.
Algunos querían que todos los descubrimientos se trajeran de vuelta, sin consideraciones tales como la diplomacia interplanetaria.
Haftaya yine buraya gelip ayakkabılarına bakıyor olacaksın.
Estar + á aqu + í la pr + ¦ xima semana, mirando sus zapatos.
- Ve geri kalanınızı bilmiyorum, - Zack, buraya bak!
- Y no sé el resto de ustedes - ¡ Zack, aquí!
Molly'nin iyi olduğuna bakıp, Ralphie'yi öpeceğim. Sonra da işe yarayan adamların hepsini buraya getireceğim.
Entonces, veré que Molly esté bien... le diré que lo estoy, besaré a Ralphie y con la camioneta subiré a los que se vean útiles y los traeré aquí.
Bakın Komserim buraya fal çıkartmak için yüzlerce insan gelir.
Y yo ni siquiera preguntar... si usted es un agente de policía o un falso ACP
Bak ahbap, buraya bu kızla beraber geldim, tamam mı? Yeni yılın geri sayımı sırasında onu öpmeyi planlıyorum. Onu tavlamaya çalışıyorum.
Uh, mira colega, yo vine con esa chica, y tengo planeado besarla cuando sea medianoche.
Bak, o adam aşağı yukarı yarım saat önce buraya geldi ve beş dakika içinde iki düzineye yakın karışık yedi.
Mira, el tipo estuvo aquí hace aproximadamente media hora... Y se bajó dos vasos de agua con azúcar en menos de 5 minutos.
Her yıl şovdan önce bunu yaparım. Her yıl buraya gelip saha hâlâ boşken bu durumun keyfini çıkarırım. İşte bakın, henüz ortalıkta hiç kimse yok.
Es algo que hago todos los años antes del show es venir aquí y disfrutar de la soledad de lo que yo llamo "El lienzo blanco", y es justo allí.
Seni emekliye ayrıldı biliyordum ama, buraya geldiğimde bir bakıyorum cinayet işlerine falan karışmışsın.
Yo creyendo que se había retirado, y vengo y le encuentro metido hasta el cuello en asesinatos y...
Bak, her gün buraya geliyorum ve onunla geçirdiğim her dakika iğrenç suçlular şartlı tahliyeyle salınıveriyor.
Vengo aquí todos los días, y por cada minuto que estoy con ella ponen a un criminal en libertad por un detalle técnico.
Vay, vay! Bakın kim buraya sürünmüş.
Mira quién vino arrastrándose.
Bakın, tavrınızı anlıyorum ama buraya bu adamı yakalamanıza yardım edecek psikolojik görüş vermek için gönderildim.
Entiendo su resistencia, pero estoy aquí para aportar una visión psicológica que les ayude a atraparle.
Bak benim buraya... biliyorum ki yardıma ihtiyacın olduğunu kabul etmek zor geliyor.. ama var.
Puedes imaginarlo. Y mira. Sé que es difícil para ti reconocer que necesitas ayuda... pero la necesitas.
Bakışınızı buraya yönlendirin.
Dirija su vista hacia aquí.
Buraya gelememeliydin. Bakın, bu o kayıp kadın.
- Es la mujer desaparecida.
Millet, buraya bakın.
Chicos, mirad aquí.
- Bakın. Stifler buraya girdi.
- Miren, Stifler entró aquí.
Büyük ihtimalle buraya bin defa uğramışsındır ve bir altın madenine bakıyor olduğunu bilmiyordun.
Probablemente caminaste caminaste por acá mil veces y no sabías que mirabas una mina de oro.
Bakın kim gelmiş buraya.
Mira quien está aquí
Bak, Jo, buraya gelmenin senin için kolay olmadığını biliyorum.
Jo, sé que venir para acá no fue fácil para ti.
Bak.. buraya başını belaya sokmaya gelmedim.
Mira... no estoy aquí para causar ningún problema
Çocuklar, buraya bakın.
En el misterio de Nancy Drew,
Hey çocuklar, buraya gelin, şuna bir bakın!
Hey chicos, chicos, vengan, tienen que ver esto!
Bakışını buraya çevir.
Dirige tu vista aquí.
- Bakın kim gelmiş! - Merhaba! - Gel buraya!
Miren quien vino Tía Honey.
Bak Monica... seni buraya çağırmamızın tek sebebi... bu tür davaları... yüzlerce kez araştırman.
Escucha, Mónica, la única razón por la cual fuiste convocada aquí es porque has investigado cientos de este tipo de casos.
Bakın, işte buraya.
Miren, aquí.
Bilet numaralarınıza bakın. Eğer numaranız söylenirse, buraya gelin!
Miren sus boletos. ¡ Si decimos su número baje de inmediato!
Buraya gelecek ve sonra bana yatakta ölü yatan bakın.
Vas a venir aquí y luego me ves muerto en la cama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]