Bıktım artık traduction Espagnol
2,163 traduction parallèle
Bıktım artık bu saçmalıklardan, yok soğuk mezelermiş, yok baharatlılarmış.
Basta de cortes fríos, de condimentos.
Hayal kırıklığından bıktım artık
estoy enfermo de desaliento.
Bıktım artık.
¡ Estoy cabreado ya!
Soslarınızdan bıktım artık!
Por que ustedes comen esa salsa de menta?
Bıktım artık bundan!
¡ Estoy harto!
Güçlü olmaktan bıktım artık.
He tenido bastante siendo fuerte.
Saçmalıklarını duymaktan bıktım artık.
Me cansé de escuchar tu basura.
Bana bebekmişim gibi davranmandan bıktım artık!
Estoy harto de que me trates como a un bebé.
Bu dikkatsizliklerden bıktım artık.
Estoy harta de estos errores.
Sizinle uğraşmaktan bıktım artık bayan!
¡ Estoy harto de perder el tiempo contigo, señora!
Şu zengin, ahmak yapımcıdan bıktım artık.
¡ Estoy hasta los huevos de ese puto productor capitalista!
Yaptığın salaklıklardan bıktım artık.
Estoy cansado de vuestra estupidez.
Bifteklerini kesmekten bıktım artık.
Estoy cansada de cortarles sus filetes.
- Bundan bıktım artık!
- ¡ Estoy harto de esto!
Dağınıklığınızdan bıktım artık.
Ya he soportado suficientes estupideces tuyas.
Bıktım artık.
Estoy un poco cansado.
Şu dilini doğru kullanmayanlardan bıktım artık ama ya.
¿ A quién le importa? Estoy cansado de la gente que no le importa hablar inglés bien.
Kimseye muhtaç olmadıklarını iddia eden hippi nesli zırvalarından bıktım artık!
¡ Estoy harto del programa de autoayuda de los 12 pasos sobra de la porquería de la generación hippie!
Bıktım artık.
Para ya!
Bıktım artık, uslu duracağım çünkü seni seviyorum.
Seguiré haciéndolo porque te quiero.
Bıktım artık.
Estoy harto.
Allah'ım, bıktım artık.
¡ Dios, estoy cansado de esto!
Bıktım artık yalnızlıktan!
Estoy cansada de estar sola.
- Bıktım artık.
Estoy cansado de esto!
Bıktım artık.
Estoy enferma.
Bıktım artık.
Ya he tenido suficiente.
Birbirimizden nefret ediyormuşuz gibi davranmaktan bıktım artık.
Estoy cansado de fingir que no nos gustamos.
Bıktım artık b.ktan işlerinizden, Joshua.
Estoy harta de esta porquería, Joshua.
Bakın, bıktım artık.
Escuchad, estoy harto de esto.
- Senden bıktım artık!
- ¡ Estoy harto de ti, harto!
Bundan bıktım artık.
Estoy cansado de esto.
Artık bıktım.
Estoy harto.
Bu boktan bıktım artık, Joe!
¡ Estoy harto de esta mierda, Joe!
Evet biliyorum ve tahmin et artık bu şeytan-melek olayının ortasında olmaktan bıktım.
Sí, lo sé. ¿ Y adivina qué? Estoy harta de ser arrastrada a su asquerosa sociedad ángel - demonio.
Bıktım usandım artık.
No puedo decirte lo harto que estoy.
Şu Philadelphia'lı Phil ve bütün yarmaların Brian Westbrook şöyledir böyledir demelerinden ve onların pas oyununu geçemeyeceğini söylemelerini duymaktan bıktım usandım artık.
No puedo decirte lo harto que estoy de ese Philadelphia Phil y de todos esos payasos sin gracia diciendo que Brian Westbrook esto y de cómo no podemos detener su juego de pases.
Sonra bana, kendime nasıl bakmadığıma dair nutuk çekmeye başladı. Metrodan çıktıktan sonra ellerimi yıkamıyormuşum artık büyüdüğüm için tırnaklarımı yemeyi bırakmalıymışım.
Y ella empezó a sermonearme sobre cómo no me cuido y que no me lavo las manos al bajarme del subte y que necesito dejar de comerme las uñas porque soy una adulta.
- Bıktım senden, yeter artık!
- ¡ Ya tuve suficiente de ti!
Ama artık bıktım senden.
Pero estoy por encima de ti, ¡ eh!
Artık insanların yalan söyleyip arkamdan iş çevirmesinden bıktım.
. Sí. Estoy harto de que la gente me mienta y actúe a mis espaldas.
Aptal oyunlarınızı oynamaktan artık bıktım.
He terminado de jugar su estúpido juego.
Bıktım artık, duydun mu beni?
Estoy harta, ¿ me oyes?
Bıktım usandım artık.
Estoy cansado de ellas.
... Etrafda dolanırım herzaman İnsanlar keyfimi kaçırır Ve gittiğim yerlere Kimse gitmek istemez Bıktım artık bu rezaletten Bayat hayallerle yaşamaktan Karışmak istemem Sadece bitsin yeter Aynı eskisi gibi... hiçbirşey görmüyorum burda Aynı eski yer... bu dünyanın geleceği Hep aynı şeyler görüyorum, etrafda dolanırken Ve heryer tıpkı eski günlerde ki gibi Aynı eski yer...
# Cada vez que me doy la vuelta # Hay gente que me bajando # Y en todas partes que voy
Senin ikide bir evi dağıtıp pisliğini temizlemekten bıktım usandım artık.
Me tiene harta que estes constantemente haciendo desastres en esta casa y teniendo que limpiar todo.
Senden ve tekerlekli sandalyenden konuşmaktan bıktım, usandım artık.
Ya estoy harto de hablar de ti y tu silla.
- Bıktım usandım artık!
- No, era demasiado, que le robó el coche. Estoy cansado de esto!
Yapma! Saçmalıklarından bıktım artık!
¡ Basta de tonterías!
Ben böyle biri değilim ve artık bıktım.
Mirad, yo no soy así y estoy cansado de ello.
Artık bahşiş biriktirmekten, ot çekmekten, alkolden ve bunun gibi herşeyden bıktım.
ahorrando propinas, deje la hierba, el alcohol, casi todo.
Artık bıktım, Reuven.
No puedo con él, Reuven.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilirsiniz 36
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilirsiniz 36