English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Herhalde yani

Herhalde yani traduction Espagnol

350 traduction parallèle
Herhalde yani.
Claro, estuve enfermo de pequeño.
Herhalde yani, malın onlar izin verdiği sürece senin.
Claro que sí, tendrás lo que digan que tienes.
- Herhalde yani.
- ¿ Una emergencia? - ¿ Eso parece, no?
Herhalde yani.
Por supuesto.
Herhalde yani, dostlarımız her şeyi söyleyemezler.
Tenemos amigos que no pueden decirlo todo.
Herhalde yani.
Claro que sí.
- Şaşırtmak mı, herhalde yani!
- ¡ Claro que me sorprende!
Herhalde yani.
Naturalmente.
Herhalde yani.
Seguro...
Herhalde yani, o bir dilenci değil.
Laurent tiene pasta.
Herhalde yani.
¡ Que si salí!
Doğrudur herhalde yani.
Creo que lo tengo bien.
- Herhalde yani.
- Eso es cierto.
Herhalde yani. Büyük balo öncesi bir kız kendini güzelleştiremez mi?
Claro que sí. ¿ Acaso una chica no puede lucir fabulosa antes del gran baile?
Bay Burns, Küba başkanına güvenebiliriz herhalde yani.
Sr. Burns, yo creo que sí podemos confiar en el presidente de Cuba.
- Herhalde yani.
- Seguro.
Yani Güney Konfederasyonu Savaşı demek istediniz herhalde.
Querrá decir la guerra por la Confederación del Sur, señor.
Yani, herhalde.
Bueno, supongo que sí.
Sıkı bağlanmıştır herhalde, dimi? - Yani sanırım götürebiliriz. - Tabii.
De acuerdo, si está bien atada, supongo que podremos llevarla.
- Herhalde yani.
- Vaya si quiero.
Daha fazla büyüyemez herhalde? Yani artık başka sineklere ihtiyacı yok anlaştık mı?
Entonces, ¿ no necesitarás más moscas?
Yani sevgilim denebilir herhalde.
Supongo que eso la convierte en mi novia.
Tanrım, şaka yapıyorsun herhalde. Yani içeri girmene izin mi verdiler?
Estás de broma. ¿ Me estás diciendo que te han dejado pasar?
Herhalde ben kuzeye ve doğuya giderim. Hudson nehrine giderim. Yani Kanada'ya, ama nehirlerden.
Creo que yo me iré al norte y al este Uno puede ir directo hasta el río Hudson quiero decir, a Canadá, por el interior de la corriente.
Yani, birini seçtiniz herhalde?
Bueno, dicen que se llegan a querer como si fueran de uno.
Yani normaldir herhalde...
Seguramente la tendrá nor...
Yani, olabilir herhalde.
Bueno, supongo que podría serlo.
Yani en çok demek istiyorsun herhalde! Ne kadar sürdüğü kimin umurunda?
Dirás que cuánto, da igual Io que se tarde.
Yani herhalde bir erkek arkadaşın vardır.
Seguro que tienes novio.
Oh, Al. Para kazanmayan bir adamın işten çıkarılmasındaki.. ... komik yani görebilirsin herhalde.
Al, seguro que le ves la gracia a que alguien que no gana nada diga que se ha quedado sin trabajo.
yani, hayır... demek istediğim, eğer buraya gelmek için özel bir sebebim olmasaydı, gelmezdim herhalde.
Bien, no, es decir, no, si no tuviera alguna razón especifica para venir aquí, no.
- Yani? 14 kiloluk bir sokak kedisine bulaşmazlar herhalde.
No loco juego con los gatos 100kg,
Şimdi siz geldiniz, beni sınıfın en arkasına oturttunuz. Buradan doğru düzgün göremiyorum bile. Yani herhalde bu yaz da mezun olamayacağım.
Ahora, llega Ud y me empuja hasta el final de un cuarto donde ni siquiera puedo ver bien lo que significa que probablemente no voy a graduarme este verano tampoco.
Yani herhalde kontenjan açıldı.
Así que supongo que hay una vacante.
Yani herhalde evlendiler, çünkü adam bize taşındı.
No sé si se casó con él, pero nos mudamos ahí.
Yani herhalde bu demek oluyor ki, şeyi görülebiliyor...
Entonces... Por lo tanto, se le puede ver su cosita.
Yani "çay" demek istedin herhalde ama "evlilik" olarak söyledin.
- Sí, eso ha dicho. Verá, quería decir "té", pero le ha salido "matrimonio."
Biliyorum. Yani herhalde çok, çok iyi bir adamdır. Bilmiyorum.
Digo, probablemente es probablemente sea un tipo muy, muy simpático.
Yani, herhalde sorun olmaz.
Probablemente le guste la idea.
O yaz baharda bu evi satın almıştık. Yani herhalde buradaydık.
Compramos la casa esa primavera, así que debíamos estar aquí.
Çocuk çok hızlı düşmemişti. Yani evet, herhalde hafifti.
El chico no cayó muy rápido, así que sí, debió de ser muy ligero.
Yani şimdi benle işte bir gün daha geçirmek istemezsin herhalde, değil mi?
Entonces no quieres pasar otro día conmigo en el trabajo.
Yani bir sonraki adım herhalde aletin bize veya çocuklarımıza takılması.
Es solo un pequeño paso de ahí... ... hasta empiecen a ponerlo a nosotros y nuestros hijos.
Yani? Herhalde, kafasız bir bedenin,... kilitli bir morg buzdolabından kaçtığını söylemiyorsun? Değil mi?
¿ No estarás sugiriendo que un cuerpo sin cabeza salió de la cámara cerrada de la morgue, verdad?
Diğer yerlerde sizi sersemletecek şeylerin tümünden, bir parça görmüşümdür herhalde... Yani, artık,
Bien, pienso que vi algo, tan sorprendente, como ustedes verian en cualquiera de esos otros lugares, y en ingles, tambien.
Yani bir zamanlar vardı, herhalde.
Quiero decir, lo tuve. Supongo.
Yani... Resmen dumur oldum. Bu herhalde yeni bir stil.
Quiero decir, estoy acostumbrada a toda clase de excusas... pero ésta es una nueva.
- Yani herhalde mecazi olarak...
- Metafóricamente. - No.
Yani bilmiyorum herhalde öyledir.
Es posible que sea así.
Yani para herhalde sorun değildir.
Aunque el dinero no...
Yani, herhalde saatlerce beklemissindir?
Quiero decir, debes haber esperado algún tiempo, no? Sí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]