English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hiçbir şeyin

Hiçbir şeyin traduction Espagnol

3,646 traduction parallèle
# Başka hiçbir şeyin önemi yok #
No, nada mas importa
# Başka hiçbir şeyin önemi yok #
Y nada mas importa
Ağzından çıkan hiçbir şeyin değeri yok.
TODO LO QUE DICES, LO DICES DE DIENTES AFUERA.
Hiçbir şeyin onun yerini tutmayacağını biliyorum.
Sé que una pérdida no se puede reparar.
Hiçbir şeyin yok.
No tienes nada.
* Biliyorum hiçbir şeyin kalıcı olmadığını * * Ve bütün bunların daha önce yaşandığını *
* Sé que nada dura eternamente * * y todo esto ha sucedido antes *
Kanını pişirene kadar hiçbir şeyin kesinliği yok.
No sabrán nada seguro hasta que analicen la sangre.
Hiçbir şeyin imkansız olduğunu düşünmüyorum.
No creo de algo imposible.
Hiçbir şeyin.
Nada.
Annem der ki, çok çalışabilirsin doğru okullara gidebilirsin ama hiçbir şeyin garantisi yok. Hayat böyle.
Así es la vida, lo siento.
Hiçbir şeyin olmadığı gibi.
Nunca funciona nada.
Seni sevdiğimi söylemek istiyorum ve aramıza hiçbir şeyin girmesini istemiyorum.
Quiero decirte que te amo y no quiero que nada se interponga entre nosotros.
Yediğim hiçbir şeyin besin değeri yok.
Todo lo que como son calorías vacías.
Hayır hayır, hiçbir şeyin yerini değiştirme.
- ¿ Sí? - ¿ Qué? - ¡ No, no, no!
Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasını istemiyorum, tamam mı?
Que nada te distraiga, ¿ OK?
Söylediği hiçbir şeyin doğru olduğunu sanmıyorum.
No sé si algo de lo que dijo es verdad.
Hiçbir şeyin değeri yok artık.
Ya nada vale la pena.
Hayatın boyunca hiçbir şeyin dışında kalmadın değil mi?
A ti nunca te marginaron, ¿ verdad?
Benim hayatımdaki problem ise, genişleyecek başka hiçbir şeyin olmaması.
El problema con mi vida es que no tengo nada más allá.
Hiçbir şeyin sözünü vermiyorum Paul.
No te prometo nada, Paul.
O an onu hiçbir şeyin incitmesine izin vermeyeceğine yemin edersin.
El momento en que juras que no dejarás que nadie lo lastime.
* Ama yürürken sokaklarda * * Yiyecek hiçbir şeyin yoksa *
* pero cuando caminas por la calle * * y no tienes suficiente para comer *
Şiddet hiçbir şeyin çözümü değildir.
Los métodos violentos no son el modo de lograr nada.
- Aynen, hiçbir şeyin amacı ne?
- Exacto. ¿ Qué sentido tiene?
Çağrını alsan iyi olur hiçbir şeyin aramayacağını kanıtlamadan önce.
He de conseguirte la llamada antes de que pruebes que nadie llama.
Birlikte değilsek dünyada hiçbir şeyin anlamı yok.
No hay nada en este mundo que tenga sentido si no hay un tú y yo.
Hiçbir şeyin olmasına müsade etmeyeceğim.
Oye, no dejaré que les pase nada.
- Hiçbir şeyin yok. - Her neyse.
- Estás muy bien.
'O gün kalbimin sağında ve solunda hiçbir şeyin olmadığını farkettim..'
Ese día aprendí que el corazón no esta ni a la izquierda ni a la derecha.
Kendinizi sıkışmış gibi hissediyorsunuz küçük bir kasabada sıkışmış gibi ve dışarıda hiçbir şeyin olmayışı. Ta ki güneş tekrar gelene kadar.
Sientes como si estuvieras atrapado... atrapado en un pueblo muy pequeño y no hay nada más por ahí... hasta que el sol empieza a salir.
Onun başına gelecek hiçbir şeyin seninle alakası yok.
Lo que sea que pase con él no tiene nada que ver
Burada olanlardan başka hiçbir şeyin yok.
Lo que tienes aquí es todo lo que tienes.
Hiçbir şeyin yok mu?
¿ Tienes alguna bebida?
Jennie mutsuzsa hiçbir şeyin anlamı yok.
Nada es bueno si Jennie es infeliz.
Ben de dahil hiçbir şeyin değişmesini istemiyorsun.
Tu quieres que nada cambie, incluyéndome a mí.
Acıdan daha şehvetli ve aşağılanmaktan daha heyecan verici hiçbir şeyin olmadığını.
Que no hay nada más sensual que el dolor y nada más excitante que la humillación.
Başka hiçbir şeyin önemi yok.
Nada más importa.
Bakın, hiçbir şeyin olmadığından emin olmak için hepimiz çok çalışmalıyız.
Miren, todos debemos trabajar mucho para asegurarnos que no pase nada más.
Uzaylıya telekinetikle fırlattığım hiçbir şeyin etkisi olmadı.
Nada de lo que le he arrojado telequinéticamente al alienigena, Ha tenido algún efecto.
Mutlu olacağın hiçbir şeyin yok mu?
¿ No tienes nada que te haga feliz?
O şişe dışında hiçbir şeyin yeri bile değişmemişti.
Nada estaba movido o cambiado, excepto por ese vial.
Bak onun, onun seninle konuşmasını istemedim ve söylediği hiçbir şeyin fikrini değiştirmesini beklemiyorum.
Mira, yo no le pedí que hablara contigo y no espero que nada de lo que te ha dicho... cambie tu opinión.
Bayım, söyleyeceğim hiçbir şeyin oğlunuzu getirmeyeceğini biliyorum.
Señor, sé que nada de lo que yo diga traerá a su chico de vuelta.
Hiçbir şeyin ya da kimsenin kadimlerin sözlerini yaymama engel olmasına izin vermeyeceğimi görün.
Vea que no permitiré que nada ni nadie se interponga en la difusión de la palabra de los ancestros.
Kaşına, kaşına, günümüz çocuklarının hiçbir şeyin değerini bilmediğini söyledi.
Se rascó. Dijo que los jóvenes hoy en día no tienen valores.
Her salakça bir şeyin peşine düştüğünde işimi gücümü bırakıp sana yardım etsem hiçbir işimi tamamlayamam!
Si abandono todo para perseguir alguna mal concebida y estúpida fantasía ¡ nunca lograré terminar nada!
Olduğum şeyin göz alıcı hiçbir yanı yok.
No hay absolutamente nada glamuroso en lo que soy.
Hiçbir şeyin yararı olmuyor.
- ¡ No, lo sé, Josh!
Böyle bir şeyin hiçbir zaman olmayacağına söz veriyorum.
La promesa de algo que nunca pasará.
- Hiçbir şeyin yarısını ister misin?
¿ Quieres conseguir la mitad o nada?
- Bana bu zıkkımı beş gündür enjekte ediyorsun ama hiçbir şeyin değiştiği yok.
No ha cambiado nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]