English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Itiraz yok

Itiraz yok traduction Espagnol

619 traduction parallèle
Neden askerlere itiraz yok?
¿ Por qué no arenga a los soldados?
Ve itiraz yok.
Y sin pedir nada a cambio.
İtirazım yok...
Está de acuerdo
İtirazımız yok. Bence yapılacak en iyi şey, siz de aynı fikirdeyseniz davayla ilgili gerçekleri gözden geçirmeme izin vermeniz.
Además de eso... que se sepa, nadie más entró a la casa.
İtirazım yok.
No hay inconveniente.
Hayır, tabii ki itirazımız yok.
- No, ninguna.
Soru yok, itiraz da yok. Kabul ediver.
No hagas preguntas ni pongas peros, limítate a aceptar el préstamo
- İtirazım yok.
Caballeros,
Varlığına itirazım yok, yeter ki bizim işimizden uzak dursun.
Yo no tengo nada en contra de su permanencia aquí mientras esté alejada de nuestros asuntos.
Bir itirazım yok. Ya senin?
- No me importaría.
Katil bir hırsızın asılmasına itirazım yok.
No tengo nada contra colgar a un ladrón asesino.
Bunu bir itirazım yok Bay Davies.
No discuto ese hecho, Sr. Davies.
İtirazım yok.
En absoluto.
- İtirazın yok mu?
- ¿ Te importaría?
Deniz Kuvvetleri'nin bir itirazı yoksa benim de yok. Başka sorusu olan?
No veo objeción en ello si la marina está de acuerdo. ¿ Otra cosa?
Hayır, bir... bir itirazım yok.
No... ninguna objeción.
Bir itirazım yok.
No hay objeción.
İtiraz yok beyefendi : hiçbir dayanağınız yok.
No se moleste, señor. El caso está claro.
Hayır, hiçbir itirazım yok.
No, ninguna.
Peki arkadaşım, kız senindir. Hiçbir itirazım yok.
Es toda tuya.
İtiraz yok.
No discutas.
İtirazımız yok, Hakim Bey.
Su Señoría.
Aslında, itiraz etmeye hakkım yok.
En realidad, no tengo derecho a oponerme.
İtiraz yok.
- No se lo discutiré.
Buna bir itirazın yok, değil mi?
No te importa eso, ¿ verdad?
Karara itiraz etmediğimi düşünme ama inatçı olmakta ısrarlıysan yapacak bir şeyim yok.
No quiere decir que yo esté de acuerdo, desde luego, pero si insistes en ser obstinado, no habrá nada que yo pueda hacer.
Senin zengin olmaya itirazın yok, değil mi?
No tienes inconveniente en hacerte rico, ¿ verdad?
- İtirazımız yok, değil mi?
- ¿ Qué? - No tenemos objeción.
Eğer Albay Holland, Bay Rice'ın görüşlerini öğrenmek istiyorsa buna bir itirazım yok.
Si el Coronel Holland comparte las opiniones del Sr. Rice, no tengo ninguna objeción.
İtirazım yok. Pekala.
De acuerdo.
Savunma makamının itirazı yok mu?
¿ No tiene ninguna objeción?
Paraya bir itirazım yok.
No tengo nada que objetar al dinero.
- O halde itirazım yok.
Entonces no tengo objeciones.
hayır, itirazım yok.
No. No me importa.
- Buna hakkınız yok. - İtiraz reddedildi.
¡ No tiene derecho a hacerme esas preguntas!
Pekâlâ... itirazı olan yok mu?
Está bien, ¿ lo habéis pensado?
Arkadaşıma ne söyleyeceğimi bilmek istemene itirazım yok.
No me opongo a que sepas lo que iba a decirle a mi amiga.
Sanırım buna bir itirazın yok.
¿ Tiene alguna objeción contra mí?
Hararete itirazım yok
No nos importa el calor
- İtiraz yok!
No te hagas de rogar.
Erkeklerin dansına itirazım yok.
No me opongo a que mis hombres bailen.
İtiraz reddedildi. Başka sorum yok.
Primero habla de paliza y luego descubrimos que se trata de un solo golpe.
Tabii kadınların kalçalarıyla düşünmelerine bir itirazım yok.
No tengo nada contra las mujeres que piensan con las caderas.
Ona itirazım yok.
No tengo objeción a la misma.
- Hayır, hiçbir itirazım yok.
- No, ninguna.
İtiraz yok.
Sin alborotos.
O sürüngeni yemeğe götürmene itirazım yok. Ama 6,60 dolar tutmak zorunda mı?
No me importa que lleven a esa asquerosa a comer, pero ¿ por qué tiene que costar 6,60 $?
Sorumuz ve itirazımız yok.
No tengo preguntas ni objeciones.
Savunma makamının itirazı yok.
La defensa no tiene objeción.
Oh. İtirazım yok.
No, no me importa.
İtirazımız yok.
Nosotros no tenemos problema con eso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]