English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yok artık

Yok artık traduction Espagnol

19,117 traduction parallèle
Yok artık.
Vamos.
Yok Olup Giden Kasaba 175 ) } 4 Ekim 2013'ten beri İtomori diye bir yer yok artık.
Itomori, la ciudad que desapareció Itomori, la ciudad que desapareció
Yok artık, Gerald hapı yuttu.
Mierda, Gerald está jodido.
Bir şey yapmana gerek yok artık bitti.
Ya no tienes que hacer nada, nunca más.
- Yok artık, çıkmıyoruz.
Dios mío. No estoy saliendo con él.
Yok artık.
¡ Cielos!
Yok artık daha neler.
¡ No me digas!
Yok artık Louise. Şuna bak.
Santo Dios, mira eso.
- Yok artık!
- ¿ Qué carajos? ¿ Qué?
Yok artık, ben kusmadan kurtul şundan.
Por Dios, corta eso antes de que me dé un tiro. Mobley.
- Yok artık Eric! Nedir bu böyle?
Joder, no, Eric. ¡ ¿ Qué es esto?
Yok artık!
Jesucristo.
- Yok artık ya.
Me estás tomando el pelo.
Yok artık, saçmalık bu.
Anda ya. Es ridículo.
Yok artık!
¡ Vamos!
Uzaklaştırma kararı yok artık.
Ya no hay orden de restricción.
Ve Polis Yüz yok artık.
Y no más cara policía.
Yok artık.
Oh vamos.
Yok artık ya!
Por favor...
Yani, yok artık... ♪ ♪ Kapı açık.
En serio... Está abierta.
Demokrasi bile yok artık.
Ya ni siquiera es una democracia.
- Yok artık.
- Es una broma.
Yok artık.
¡ Vaya!
Neerja artık yok.
Neerja no está aquí.
Artık önemi yok. - Böyle sonuçlanması iyi oldu.
Ya no importa, porque me gusta que todo salió bien.
Her kimse artık, Simms olmadan onunla iletişim kurma imkanım yok.
No he oído de él desde el desastre del juzgado, y sin Simms, no tengo manera de comunicarme con quien sea quien es
Artık bir önemi yok çünkü bu gecenin mükemmel geçeceği hakkında hayaller kuruyordum ama tam tersi oldu.
Pero no importa porque tuve este fantástico sueño sobre cómo esta noche iba a ser y resultó exactamente lo contrario.
- Artık bana ihtiyacın yok.
- Ya no me necesitas para nada.
Sana artık kan yok demiştim.
Te dije que no más sangre.
Mecliste senin lehine olan bir adamın aklını çelmek için çirkin niyetle mektup gönderdin, bu yüzden artık mektup yok.
Enviasteis una carta en un intento de inclinar a un miembro de la Signoria a vuestro favor así que no más cartas.
Artık yeni operasyon yok.
Nada de nuevas misiones.
Artık ihtiyacım yok.
Yo ya no la necesito.
Yaşamı yok edecek güç artık senin emrinde.
El poder de destruir la vida está a tus órdenes.
Artık yok ve umarım bir daha asla ortaya çıkmaz.
Se ha ido y espero que no vuelva nunca.
# Artık eski hayatım yok oldu #
# Y ahora mi antigua vida no ningún tiene sentido #
Artık önemi yok.
Ya no tiene importancia.
Artık kullanacak hâli yok nasıl olsa.
Ya no los puede usar.
Artık o kartın bir değeri yok.
Esa tarjeta ya no sirve para nada.
Artık her neyse, sürümün kokusundan hiçbir iz yok.
- Sea lo que sea... no hay rastros de mi manada.
Önemi yok ama yeter artık.
No es un gran acuerdo, pero es lo que hay.
Artık o lanet süpürge sapını kullanmamıza gerek yok.
Ya no tendremos que usar ese palo de escoba.
- Yok artık, inanamıyorum!
- ¡ Dios mío, no puedo creerlo!
Sana artık ihtiyacım yok.
Es que... no... ya no te necesito.
Şimdi artık bunu arkamızda bırakıp ilerleyebiliriz, garipleşmeye gerek yok.
Ahora podemos dejarlo atrás, seguir adelante, no tiene por qué ser raro.
O artık yok.
Se ha escapado el gato.
Artık ikinci şanslar yok.
Sin segundas oportunidades.
Artık aileden bir farkımız yok.
Ahora somos bastante parecidos a una familia.
- Artık aileden bir farkımız yok.
Ahora somos bastante parecidos a una familia.
Bir şey söyle, senin de artık başka çaren yok nasılsa.
Dime. Tampoco tienes más opción.
Her neyse, artık o konuda hissettiğim bir şey yok Horace.
- Sí. De todos modos, eh, no siento nada al respecto, Horace.
- Kitap yok mu artık?
- ¿ No hay libro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]