Içki yok traduction Espagnol
520 traduction parallèle
Bir yudum içki yok mu?
Thorpe, ¿ tienes un trago de whiskey?
Patron sana başka içki yok, dedi.
El jefe ha dicho que no.
Bakın. Pazar günü içki yok.
No cerveza en domingo.
Yemek az, içki yok, tabii ki iyiyim.
Como poco y bebo menos, por eso estoy bien.
Ama içki yok, sakın unutmayın.
Pero recuerden - nada de beber.
Dans yok artık... içki yok, hiçbir şey yok.
Se acabarían los bailes, las copas, todo.
Burada adam gibi içki yok mu?
¿ No tienen un trago decente?
Anlıyorum. Ama başka içki yok.
Vamos, Keiko, no deberías beber más.
- Kasabada askere içki yok.
- Esta prohibido ir a la ciudad.
Bedava içki yok.
Nada de pruebas gratis.
Şimdi, daha fazla içki yok.
Ya basta de beber.
Artık içki yok!
¡ No más bebida!
Daha fazla içki yok.
No más bebida.
Bu gece içki miçki yok.
¡ No será esta noche!
Sigara içemezsin, tütün çiğneyemezsin, içki yok, misafir odasında kaşınamazsın ya da küfredemezsin.
No puedes fumar, mascar, inhalar, tomar, rascarte en el salón o maldecir.
Bana içki yok mu?
- ¿ No me dan una copa? - ¿ Qué hacen?
Ve içki içmek yok!
- ¡ Y no bebas más!
Yeni bir kural gelmediyse, içki içmek için kavalyeye ihtiyacım yok.
Salvo que exista una nueva ley, no lo necesito para tomar un trago.
- Evli değilim, sizden hiçbir çıkarım yok. Tek istediğim bir içki.
No estoy casada, no intento seducirte y sólo me apetece una copa.
İçki yok demedim mi?
He dicho que no bebas.
- İçki yok demek. - Peki ya T-Dub?
- No hay bebida...
İçki yok, anlıyor musun?
Recuerda, nada de alcohol.
İçki yok.
Nada de licor.
- İçki yok demiştin - Sadece bir tane
- Dijiste que no tomara.
- Gus, gel bir içki iç. - Hayır Charlie, içmek yok.
no me tomo nada.
Meyhane yok, Dr. Summers'ın dediği gibi içki de yok.
Ni bares ni bebidas, como dijo el Dr. Summers.
İçki içmeye vaktimiz yok bir gün bize yemeğe gelirsin diye düşünüyorduk.
No tenemos tiempo para tomar un trago... pero hemos estado pensando que tendrías que venir a comer algún día.
Artık içki içmek yok.
Se acabó la bebida.
İçki, kadın ve şarkı yok.
No hay vino, ni mujeres ni música.
Kasabaya gidip, kendime bir içki alabilirim, fakat gücüm yok.
Podría ir al centro a tomar una copa. Pero no tengo fuerzas.
İçki sigara katiyen yok.
Ni fumar, ni beber.
Ne yani? Dostlarımla içki içmeye hakkım yok mu?
¿ No puedo tomarme una copa con mi amigo?
İçki içmek de yok.
Y sin whisky.
Getir götür. Sana bir içki lazım mı diye soran yok.
Trae la botella, llévatela, pero nadie me pregunta si necesito un trago.
Para yoksa içki de yok.
Si no hay dinero, no hay tragos
Sorun yok, Mary Ann, sen benimle bir içki içebilirsin.
Venga, Mary Ann, vente a tomar algo conmigo.
İçki de mi yok?
¿ Licor?
Bir içki ısmarlayayım mı. Yani açık bir bar bulabilirsek. - Lüzumu yok.
Al menos déjeme invitarlo a un aperitivo, si encontramos un bar abierto naturalmente...
Ne kadar da mükemmelsin. İçki, sigara ve kumar yok!
¡ Eres todo un ejemplo, ni fumas ni bebes ni apuestas!
Sigara ve içki kullanmayınca serseriliğin tadı yok.
La perversión puede ser un muermo sin beber ni fumar.
İçki ve kumarım yok!
Yo no bebo, ni juego.
Oturup içki içecek vaktin yok.
Usted no tiene tiempo para holgazanear bebiendo.
Onlarla kaynaşmak, içki içmek yok. Bir daha söylemeyeceğim.
Nada de fraternizar con el pueblo y mucho menos emborracharse.
içki verin, bol keseden olsun cimriliğin alemi yok... zordur didinmek, yine de hoşuma gider hayat bir şans oyunu gibidir... neşe içinde dans etmekten hiçbir zaman bıkmam... eğer gözün yükseklerde değilse hayat güzeldir... her günün mutlu geçmese de hayat güzeldir... eğer sevdiğin biri varsa bütün dertlerini unutursun... bizim için kim ne derse desin herkes bizi küçümsese de hayat güzeldir...
"Cóctel de ginebra a discreción ¡ No escatimes, haz el favor! " Me encanta vivir a la intemperie La vida es un juego de azar " Nunca me canso de ella
İçki yok, geç yatmak yok... 3 : 15.
Nada de bebidas, nada de acostarse tarde. 3 : 15.
Fakat eğer kırk yılda bir kullanıyorsan bu arasıra sigara veya içki içmekten farkı yok.
Pero un chute de vez en cuando... es como una copa o un cigarrillo.
İçki yok, karı yok, hareket yok!
¡ No hay bebidas, no hay chavalas, no pasa nada!
"İçkimiz yok." İçki alacağız!
"No tenemos bebidas." ¡ Las conseguiremos!
Bir daha oyalanmak yok. İyi sarımsaklı çorba ve içki istiyorum.
La próxima vez quiero un buen asado, y vino, mucho vino ¿ está claro?
Bir daha içki falan yok! Asla.
Nunca volveré a tomar drogas.
İçki yok!
¡ No beber!
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65