Kolay para traduction Espagnol
5,568 traduction parallèle
Kolay para.
Dinero fácil.
Bu ortamda etkili olabilmek için "kolay ifade edilemeyecek ölçüde iyi kalite" gerekli.
Se necesita cierto je ne sais quoi para ser eficiente en este ambiente.
Yeni bir düşmandan ya da yeni bir eski düşmandan kolay hedef bulunmaz.
No hay nada como un nuevo enemigo o un nuevo viejo enemigo para que la gente te siga.
Ve böylece dikişlerle kolay bir biçimde birbirine eklemek için iyi bir pozisyon sağlamış oluyoruz.
Y todo está listo para una fácil conexión con suturas.
Bunu kolay yoldan halledelim.
Hagámoslo fácil para todos
Giysisinden bir parça almak onun için çok kolay.
Era fácil para ella conseguir ropa suya.
Et şeftalisinin aksine yarma şeftalinin çekirdeği çok daha kolay ayıklanır bu da daha rahat tüketilmesini sağlar.
A diferencia de un hueso pegado, la semilla de un hueso suelto se separa mejor de la pulpa, haciéndolo ideal para el consumo.
Senin için söylemesi kolay.
Es fácil para usted decirlo.
Senin için kolay olmadığını biliyorum.
Sé que no ha sido fácil para ti.
Tamam, onu tokatlamamış olabilirim ama bu konu hakkında ona zor anlar yaşattım. Çünkü ona kolay lokma değil de şımarık bir kız olduğunu göstermen için yapman gereken budur.
De acuerdo, no le abofeteé, pero le monté una buena porque... bueno, eso era lo que hacías para demostrar que eras una descarada, no una pusilánime cualquiera.
Louis, yeni ortakları benimsemek senin için her zaman kolay olmadı biliyorum ama Jeff ile gerçekten iyi çalıştınız.
Louis, sé que no siempre ha sido fácil para ti aceptar nuevos socios, pero has hecho un gran esfuerzo con Jeff.
Beni aşağılamak istiyorsan en kolayı buradan çekip gitmek.
Quieres que te humille para hacerte más fácil que te vayas.
Ona, altın çağlarına daha kolay geçebilmesi için bazı şeyler aldım.
Le conseguí algo para facilitar su transición hacia sus años dorados...
Senin için söylemesi kolay tabii.
Claro, para ti es facil decirlo.
Kimse için kolay değildir.
No es facil para nadie.
Odaklanması daha kolay oluyor, ve seçtiğim sanat formu ne olursa olsun bana harika bir malzeme veriyor.
Es más fácil concentrarse, y me dará gran material para cualquier forma de arte que elija.
Ondan kendin için kolay olanı yapmasını istiyorsun.
Tú quieres que él haga lo que es fácil para ti.
Senin için empati kurmak kolay olmalı.
Es muy fácil para ti ser compasivo.
- Senin için söylemesi kolay.
- Eso para ti es fácil de decir.
Sınırlı bir ömür yaşayacak biri için anlamanın kolay olmadığını biliyorum.
Sé que esto es difícil para alguien... -... con un número limitado de años.
- Senin için söylemesi kolay Rick.
Eso es fácil de decir para ti, Rick.
Bu Hulk ordusunda kolay pes edenlere yer yok.
No hay lugar para desetores en este ejército Hulk.
Gerçeği benim için kolay olsaydı, biz bu durumda olmaz.
Lo sé. Si la verdad era fácil para mí, no estaríamos en esta situación.
Bu da hiç kolay değildi çünkü Bayan Pierson sınıf başkanı olmam için büyük baskı yapıyordu.
Lo cual no fue fácil porque había mucha presión de la Sra. Pierson para que yo fuese el guardian de la tiza ese año.
Ticaret yasağı uyguladığı için bu suikasti Dük'e yıkmanız gayet kolay oldu.
Fue fácil para usted culpar al Duque, con sus tropas ejecutando el embargo.
Evet ama eminim ki kendini öldürmenin daha kolay yolları vardır.
Sí, pero hay muchas maneras más fáciles para matarse.
Böyle bir arada olunca daha kolay...
Para que sea más fácil cuando...
- Senin için söylemesi kolay.
¿ Madu...? Para ti es fácil.
Bu geceden bu kadar kolay vazgeçeceğimi sanmıyorum.
No creo que esté lista para dar por terminada la noche aún.
Senin için bunu söylemesi kolay.
Eso es fácil para ti decirlo.
Kolay değil.
Este juego no es para todos.
Bana baya kolay geldi.
Parece bastante sencillo para mí.
- Öylesi Gracie için daha kolay olurdu.
Creo que hubiera sido más fácil para Gracie.
Bak bu benim için hiç kolay olmuyor, tamam mı?
Mira, esto no es fácil para mí, ¿ vale?
- Senin için nasıl bu kadar kolay?
Y... ¿ cómo es que es fácil para ti?
- O kadar kolay değil. Daha çok savunma mekanizması gibi bir şey.
Es más bien un mecanismo para hacer frente a cosas.
Ama ondan bunu istemenin senin için kolay olmadığını biliyorum.
Pero sé que no fue fácil para ti pedírselo.
Görünen o ki birlik için kolay bir zafer daha istemişsiniz, Binbaşı.
Parece que reclamó otra victoria fácil para la Unión, mayor.
- Alışverişi kolay yapmasını sağlıyor işte.
Es sencillo comprar para él.
Vedalaşmak benim için daha kolay olur böylece.
Será más fácil para mí decir adiós.
Eğer sizin için daha kolay olacaksa misafir evini de alabiliriz.
Podemos ir a la casa de huespedes si es mas facil para uds.
Dün başıma bir şey geldi ama ondan önceki gün olanı anlatırsam, anlatması daha kolay olacak.
Bueno, yo tenía una cosa que me sucedió ayer, pero será más fácil para mí explicarlo si te cuento lo que pasó antes de ayer.
Çizgifilm şehrinden başlayabiliriz.. ve sonra öğle pikniği için Kolay Zamanlar Dağı'na geçeriz.. tıpkı geçen sefer yaptığımız gibi.
Podemos empezar en Ciudad Caricatura y luego dirigirnos a la Montaña de las Épocas más Simples para nuestro picnic de almuerzo, igual como hicimos la vez pasada.
Birkaç bir şeyimi burada bıraksam daha kolay olurdu.
Sería más fácil para mí traerme algo de mierda aquí.
Walter, biz oldum biliyorum Kendine saygısı tartışıyor ve nasıl sizin için daha kolay Vallenwe'en ile evde kalmak dışarı çıkmak için daha ve onunla ilgileneceğim ve nasıl sosyal, deneyiminizi çekilen hissediyor?
Walter, ¿ sabes que hemos estado hablando de tu autoestima y de cómo es más fácil para ti quedarte en casa con Vallenwe'en y cuidarla que salir y cómo socialmente, te sientes aislado?
Kişisel olarak, intiharın hayatta kalanlara bu kadar kolay işlemesinden nefret ediyorum. Ama lütfen, devam edin.
Personalmente, odio cuando los suicidas... lo hacen fácil para los sobrevivientes, pero por favor, continúen.
Senin için hiçbir zaman kolay olmadı ama, değil mi?
Pero no fue fácil para ti, ¿ cierto?
Yani, kendinize kolay yapabilirsiniz ya da biz için Cinayet'e aşağı getirebilir resmi bir konuşma. Bu çağrı var.
Puede hacérselo fácil o podemos llevarlo a Homicidios para una conversación formal.
Her şey benim için göründüğü gibi kolay değil, anlıyor musun?
No todo es tan sencillo como parece para mí.
Açtıktan sonra insanların şifrelerinizi falan görmesi daha kolay oluyor. Kodlarınızı falan.
Y entonces una vez que lo abres, es más fácil para la gente entrar ahí y ver tus contraseñas y, ya sabes, ver tus códigos.
Şimdi bir arama yapıp fahişelik ruhsatını iptal ettirmek benim için çok kolay olurdu.
Sería muy fácil para mí hacer una llamada ahora mismo y hacer que te revoquen tu licencia de prostitución.
para 1088
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paragraf 17
paraşüt 18
paran 31
para yok 73
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paragraf 17
paraşüt 18
paran 31
para yok 73
param var 112
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17