English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Ne yaptılar

Ne yaptılar traduction Espagnol

1,636 traduction parallèle
Sana ne yaptılar, Reg?
¿ Qué te han hecho, Reg?
Ne yaptılar?
¿ Qué hicieron?
Bak Jimmy Lips'e bizimle konuştu diye ne yaptılar.
Mira lo que le hicieron a Jimmy Lips sólo por hablar con nosotros.
Sana... ne yaptılar böyle... Lex?
¿ Qué te han hecho, Lex?
Hayır, sana ne yaptılar?
No, mire lo que hicieron.
- İlk söylediğinizde ne yaptılar? Benden daha güzel olduğu için kıskandığımı söyleyip güldüler.
Se rieron diciendo que ella era más bonita que yo.
Aman Tanrım, bu uyuşturucu satıcıları sana ne yaptılar?
¡ Dios mió, que te hicieron esos Traficantes de droga!
- Sana ne yaptılar böyle?
¿ Qué te han hecho?
Sana ne yaptılar?
¿ Qué te hicieron?
- Sana ne yaptılar?
¿ Qué te hicieron?
Sana ne yaptılar?
¿ Que te hicieron?
- Sana ne yaptılar?
- ¿ Qué te hicieron? ¡ Tú vete!
Lex, sana ne yaptılar böyle?
Lex, ¿ qué te han hecho?
Bu ülkenin iyiliği için şimdiye kadar ne yaptılar?
¿ Qué están haciendo por el bien del país?
Çıkarın onu! Sana ne yaptılar?
¿ Qué te han hecho?
Dedi ki, ameliyatı yaparsan, o zaman... Sana ne yaptılar?
Ella dijo que si lo hacías, entonces ellos ¿ Qué te hicieron?
Havaalanı hangarında ona ne yaptılar?
¿ Qué le... le hicieron en ese hangar del aeropuerto?
Peki burada ne yaptılar?
¿ Qué hacían aquí?
- Ona ne yaptılar?
- ¿ Qué le hicieron?
- Evet. ... o zaman ne yaptılar size?
... ¿ qué era lo que os hacían?
Kimler ve Luke'a ne yaptılar...
Que son y que han hecho...
Sana ne yaptılar?
¿ Que te han echo?
Ona ne yaptılar?
¿ Qué le hicieron?
Oh, Tom, sana ne yaptılar?
¿ Tom, qué te hicieron?
Evet, ne yaptılar?
Sí, ¿ qué hicieron?
Bunu ne halt etmeye yaptılar ki?
¿ Por qué demonios hicieron eso?
Çünkü şimdi ayrılık sonrası "tanrım ben ne yaptım anında" donup kaldılar ve bu ne kadar sürerse, herkes için o kadar kötü olur, yani sen birşeyler yapmalısın.
Porque ahora mismo están congelados en ese momento post-separación "demonios-qué-he-hecho" y cuanto más se extienda, peor es para todos así que tienes que hacer algo.
Kim oldukları, ve bu dünyada ne yaptıklarını... kendileri bile kabul etmezlerken, onlara özgüven nasıl aşılarız?
� C � mo hacer que crean en s � mismos si no pueden admitir sus sentimientos sobre qui � nes son y lo que hacen en este mundo?
Bunlar ne yaptı? Ne mi yaptılar?
Qué han hecho?
Nasıl... Sonlandırmak için ne yaptın? Kapıları nasıl açabildin?
¿ Cómo hiciste qué hiciste para detenerlo, para hacer que suban las puertas?
Ailem ne yapabildilerse uzun zaman önce yaptılar, sonra seks yaptılar sonra da beni yaptılar, ve şimdi insanlar ne giydiğime nereye gittiğime önem veriyor.
Mis padres hicieron lo que sea que hicieron hace mucho y entonces tuvieron sexo y a mí y ahora a la gente le importa lo que visto y a dónde voy.
- Sana ne yaptılar ki?
Me torturaron.
- Ne yaptılar?
- ¿ Te hicieron qué?
Amerikalılar bu sabah uyandıklarında, Moskova'yla yaptıkları işbirliğinin... kendilerine ne kadar pahalıya patladığını anlayacaklar.
Los americanos se despertarán esta mañana sabiendo que alto precio han pagado por su alianza con Moscú.
Kendi insanlarına karşı seni silah yaptılar. Peki ne zaman öğrendin bunu?
Ellos hicieron un arma en contra de tu gente. ¿ Cuándo te diste cuenta?
Burayı keşfetmiş olmalılar ne yaptıkları hakkında hiçbir şey bilmeden makineyle uğraşmaya başlamışlar.
Deben haber descubierto el sitio y empezado a trastear con la maquina.... sin tener ni la menor idea de lo que estaban haciendo.
Kendileri için ne gerekiyorsa yaptılar.
Hicieron lo que tenían que hacer.
Ne yaptılar?
¿ Qué te han hecho?
Dinlemedikleri yetmiyormuş gibi, memurlarımıza tükürdüler, onları kışkırtmak için ne gerekiyorsa yaptılar.
No sólo no lo hicieron, escupieron a nuestros oficiales. Hicieron todo lo que pudieron para provocarlos e incitarlos... absolutamente no.
bana siz politikacıların bunca zamandır ne yaptığınızı anlatabilirsiniz?
¿ En ese caso, tal vez podría decirme que han estado haciendo ustedes los políticos todo este tiempo?
Ne yaptılar, tüm kıçı mı kullandılar?
¿ Utilizaron todo el trasero? Sólo están hinchados.
- Sana ne yaptılar dedim?
- Ja... - ¿ Qué te han hecho?
"Ve yaptığım hatalar ve ötesinde neden olduğum acılar ne olursa olsun," "bu hayatta en azından bir şeyi doğru yaptığımı biliyorum..." "ve bu da sana aşık olup seninle bir aile kurmaktı."
y no importan los errores que haya cometido o hasta qué punto esos errores pueden haber causado dolor, sé que al final he hecho algo bien en esta vida... y fue enamorarme y crear una familia contigo.
Yaptıklarının ne kadar anlamsız olduğunun farkına vardılar.
Se percataron de lo inútiles que eran sus acciones.
Sence Bolen'lar ne yaptı?
- ¿ Qué crees que hicieron los Bolen?
Ne istedilerse yaptılar ve biri onları durdurana kadar bunu yapmaya devam edecekler.
Hacen lo que quieren y seguirán haciéndolo hasta que alguien los detenga.
Sana ne yaptılar, Adam?
¿ Qué te han hecho, Adam?
Onlar da ne olur ne olmaz diye kuduz aşısı yaptılar.
Asi que para estar seguros, le estan dando la vacuna de la rabia.
Sana ne anlattılar bilmiyorum ama bazı kötü şeyler yaptım.
No sé qué te dijeron, pero hice algunas cosas malas.
şimdi, sayıları takip eden bir kat dolusu adamım var, bana genetik zarar konusunda, değişimin ona ne yaptığı konusunda bir bok anlatmıyorlar.
Ahora, tenemos toda una planta llena de gente haciendo números, diciéndome mierdas sobre deterioro genético, sobre lo que el cambio le está haciendo.
Chicago Üniversitesi, Şili Katolik Üniversitesi ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma gereği, pek çok öğrenci Chicago Üniversitesi'ne geldi bizim tarafımızdan eğitildiler ve doktora aldılar.
La Universidad de Chicago tuvo un programa de intercambio... con la Universidad Católica de Chile... a través del cual muchos chilenos estudiantes vinieron a Chicago... donde se entrenaron y tomaron su doctorado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]