English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Ne yok

Ne yok traduction Espagnol

16,317 traduction parallèle
Hazinelerinde ne var ne yok görmemiz lazım.
Necesitamos ver lo que hay en su cámara del tesoro.
Sende ne var ne yok?
¿ Cómo te está yendo a ti?
Selam Nat. Ne var ne yok?
Hola, Nat. ¿ Cómo va la cosa?
Burada ne var ne yok onu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé en qué consisten.
Ne var ne yok?
¿ Qué pasa?
Ne var, ne yok, kardeşim?
¿ Qué pasa, hermano?
Ne var ne yok?
¿ Qué sucede?
Selam Ernie, ne var ne yok?
Hola, Ernie. ¿ Que pasa?
- Selam, ne var ne yok?
¿ Hola, cómo estás?
Ee Chuck ne var ne yok?
Entonces, Chuck ¿ qué pasa?
Bunun ne demek olduğu hakkında hiç bir fikrim yok.
No tengo idea de lo que eso significa.
Artık ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.
Ahora no tenemos ni idea de lo que está pasando.
Askerleri, kardeşimin cesedini bulmaya gönderdim ama ne ondan ne de Kara Büyücü'nün kılıcından bir iz yok.
He enviado soldados para encontrar el cuerpo de mi hermano, pero no había ni rastro de él o de la Espada Brujo.
Yok, kedilere bayılırım. Adı ne?
No, me encantan. ¿ Cómo se llama?
Pek bir şey yok. Ne istiyorsun?
No mucho. ¿ Qué necesitas?
- Bay Lester'in ne dediğini biliyorum ama ben uyanığım ve bana öyle gözünü dikip bakmana gerek yok.
Sé lo que dijo el Sr. Lester, pero estoy despierta. Así que deja de mirarme.
Yok artık, siz ne zaman böyle ağlayan bebeklere dönüştünüz?
Rayos, ¿ desde cuándo son tan llorones?
Ne yaptığından bile haberim yok.
No sabía lo que él estaba haciendo.
Buna "ne olur" diye bir şey yok.
¡ No hay "y si" con esto!
Anlayacağın, bana meselenin ne olduğundan bahsetmene gerek yok.
Así que, no tienes que molestarte en contarme de que va todo esto, ¿ vale?
- Ne zaman uyanacağına dair herhangi bir fikrimiz yok.
No sabemos cuándo podría despertarse.
Bak, ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama o elindeki her neyse çok tehlikeli.
Oye, no tengo ni idea qué es lo que eres, pero sea lo que sea esa cosa... es muy peligroso.
- Ne sebeple olursa olsun başka çaremiz yok.
Bueno, sea cual sea la razón, no tenemos otra opción.
- Ne kadar üzerinden geçtiğimin bir önemi yok.
No importa cuánto movimiento de caderas haga.
Pamuk olayında geri dönüş yok ne güzel.
Vaya. ¿ Nada de descartar lo de las pelusas? Estupendo.
Ne düşündüğünü bilmiyorum ama endişe etmene gerek yok.
No sé qué cree saber, pero... No tienes que preocuparte por él.
Ne düşündüğünü bilmiyorum ama senin endişelenmene gerek yok.
No sé qué cree saber, pero, no tienes que preocuparte por él.
Para ile ne yapacağınızı bildiğinize dair şöhretiniz var ama paranız olduğu zaman bu yok oluyor.
Se dice que saben qué hacer con el dinero... excepto cuando deben tenerlo.
- Ne yazık ki, söyleyecek hiç kimsem yok.
Por desgracia, no tengo a quién contárselo.
Sende ne var ne yok?
¿ Y tú?
O da dedi ki "Ne demek şansın yok, bütün hafta boyu settesin."
" ¿ Qué quieres decir con que no tienes oportunidad? Has estado en el set toda la semana.
Geçmişte ne yaşanmış olursa olsun bunu eşelemeye niyetim yok.
Lo que haya sucedido en el pasado, No tengo ningún interés en indagarlo.
Seni temin ederim ne düşündüğün hakkında hiçbir fikrim yok.
Puedo asegurarte de que no tengo... ni idea de lo que estás hablando.
Şirket sicil kurumunda tek kayıt yok. Adı ne e-postada ne de mesajda geçiyor.
No hay un solo registro en el Registro Mercantil, ni un e-mail, ni siquiera un mensaje.
- Ne yazık ki yok.
Por desgracia no, no.
Ve Damien, bir anda çıkıp geldi. Onlara ne söyledi hiçbir fikrim yok ama beni bıraktılar.
Y Damien, aparece de la nada y no sé qué les dijo pero me dejaron ir.
Ne kadar bozuk, ezilmiş ve hezimete uğramış olmasının ve başına gelenlerin bir önemi yok. Burada yaptıklarımız onu tekrar tam hâle getiriyor.
No importa cuán quebrado, cuán retorcido, cuán completamente pulverizado salga de ahí, lo que pasa aquí lo completa nuevamente.
Burada ne yaptığımızla ilgili en ufak bir fikrin yok mu?
¿ Al menos sabes qué hacemos aquí?
Aslında ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yok.
En realidad, no tengo ni idea de lo que estoy haciendo.
Pisliğini temizlemeni istiyorum Bernard. Bizi Theresa'nın zamansız ölümüne bağlayan ne kadar bağlantı varsa yok et.
Necesito que limpies tu desastre, Bernard, cualquier cosa que nos vincule con la temprana muerte de Theresa.
- Biraz daha çimento yok mu? - Ne?
- No hay suficiente cemento.
Benlik bir sıkıntı yok, ne istersen buradayım.
No me importa quedarme. Para lo que necesiten.
- B planı yok ki. Ne bileyim.
No tenemos un maldito plan B. No lo sé.
Ne yapmaya çalıştığımızı anlayan yok mu?
¿ Nadie ha pillado lo que estamos haciendo?
- Tanrı yok. - Ne? !
- No existe ningún Dios.
Ne olacaksa şu anda durdurmanın bir yolu yok.
Lo que sea que vaya a suceder, ahora no podemos impedirlo.
Bir zamanlar ne olduğunla ilgili hiçbir fikrim yok.
Desconozco qué fuiste antes.
Ne zaman ayrıldıklarını bilen yok. Hangi güzergaha karar verdiklerini bilen yok.
Nadie sabe cuándo salió ni qué ruta tomó...
Benden aldığın şeyin ne olduğunu idrak edemezsin. Yahut iyinin ne anlama geldiğini. Zira içinde hiç iyilik yok.
No puedes entender lo que me quitaste ni por qué era bueno, porque en ti no hay bondad.
Ne yaptığın hakkında fikrin yok. Bir köstebek olduğunu biliyor.
Sabe que hay alguien.
Beklememe gerek yok. Ne adam ama.
No necesito esperarlo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]