English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / O da oradaydı

O da oradaydı traduction Espagnol

297 traduction parallèle
O da oradaydı. Olanları gördü.
Lo ha visto todo.
Bobby bana gördüklerini anlatırken o da oradaydı.
Estaba allí anoche cuando Bobby dijo lo que vio.
O da oradaydı.
También está ahí.
O da oradaydı.
Él estaba allí.
Çok karanlıktı ve o da oradaydı.
Estaba muy oscuro, y Io vi.
Onlarla buluştuğumuz gün o da oradaydı.
Estaba allí el día que nos conocimos.
Evet. O da oradaydı.
Aquí también...
Doğru, arabayı park ettim ve bir eve doğru yürüdüm. O da oradaydı.
Aparqué el coche y me dirigí hacia la casa de al lado.
Mektubu aldığımda o da oradaydı.
Estaba conmigo cuando llegó.
Ama geçen seferki gibi değildi. Sonra evden elinde süt güğümüyle bir adam çıktı. Ve Glaude, o da oradaydı...
Sí... pero no fue como el otro día... y entonces un hombre salió de él y sosteniendo una lata de leche... y Le Glaude, estaba allí...
O sırada o da oradaydı ve çok kızmıştı.
Ella estaba allí y ella estaba realmente furioso.
Tesisatçı söylemiş olabilir, o da oradaydı.
Pudo haber sido el plomero. El estuvo aquí también.
Ben seninle telefonda konuşurken, o da oradaydı.
Fue mientras hablaba contigo por teléfono. Él estaba allí.
Bir gün ahıra gittiğimde o da oradaydı.
Fuimos felices una semana. Un día entré en el granero y le encontré allí...
O da oradaydı.
También estaba allí.
Flash yani, o da oradaydı.
Quiero decir, Flash. Él estaba ahí.
O da oradaydı.
- Oh, estaba allí.
Hayır. 17 ay önce Lizbon da yürüyordum o da oradaydı.
No. Estaba trabajando en Lisboa y mientras caminaba lo vi.
Oh o biliyor, o da oradaydı.
Lo sabe. Estaba ahí.
- O da oradaydı.
- Él también estaba allí.
Ollie'ye sorabilirsiniz, çünkü o da oradaydı. Ve zavallı tabi zavallı Slater...
Pregúntele a Ollie, estaba allí,
- Çöpü çıkarıyordum, o da oradaydı.
- Fui a tirar la basura y allí estaba.
- Biliyor çünkü o da oradaydı.
Lo sabe porque él estuvo en la batalla de Ca Lu.
O da oradaydı.
El estaba ahí.
O da oradaydı.
También estaba allá.
Pariste'yken O'da oradaydı.
El estaba destinado en Paris cuando estaba alli.
Bak, ya dün gece oradaydın ya da fotoğrafı orada olan birinden aldın.
Una de dos : o estaba Vd. anoche o el film proviene de quien sí estaba.
Seni iyi tanırım, Mike, nasıl oldu da o kız oradaydı? Tino! Buraya gel.
Conociéndote Mike, no se cómo se te ha colado la chica.
O zaman da o oradaydı.
Y él estaba ahí.
Ve o da oradaydı.
Ella estaba allí.
O da mı oradaydı?
¿ Estaba allí?
O zaman, ya merdivenler oradaydı, ya da siz yürüyerek inmediniz.
Entonces, o la escalera estaba ahí, o no bajó por ahí.
İşte orada.. ... ya da oradaydı.
Ahí está, o estaba.
Biliyor musunuz, şu otomobil beş ya da altı gün oradaydı.
Sabe, el auto estuvo allá fuera por cinco o seis días.
Gitmesine izin verdim ; o da alt çekmeceye doğru seğirtip çekmeceyi açtı ve neyi var neyi yok hepsi oradaydı.
Así que lo dejé ir, él apuntó al último cajón... lo abrí y ahí estaba todo.
Yani, oradaydım, o kız da oradaydı ve...
Yo estaba allí, ella estaba allí, y...
Ve — ve o oradaydı, ve o da.
Y él estaba allí. Y él.
Neal'ın evine gittiğimiz o zamanı hatırlıyorum da Mary de oradaydı.
Recuerdo cuando estábamos en casa de Neal, y Mary estaba allí.
Ben oradaydım ve o da aşağıda...
Nada más le guiño el ojo y estoy arriba- -
Ya da sadece "ben de oradaydım" diyebilmek için mi?
¿ O simplemente para decir : "Yo estuve allí"?
- Demek o da oradaydı? - Ne?
- ¿ Qué?
Washington Meydanında yürüyordum... O salak adam da oradaydı. Maymunlu herifin teki.
Estaba atravesando Washington Square, y había un tío... con un mono.
- O da oradaydı.
Y él también.
Oradaydım. Ulakları dağıttı. O da batıya gitti.
Dispersó a los carteros y se fue al oeste.
Gecenin ikisinde oradaydık. Ben üzerimde o alacalı ipek elbiseyle ve Marcus da üzerinde her ne giyiyorsa. Çok teşekkürler.
Así que ahí estaba, a las dos de la mañana, con mi vestido de tafetán y Marcus usando... quién diablos recuerda lo que vestía...
O ve Jack Fairy, Berlin kayıtlarını yeni bitirmişlerdi. Curt Londra'da söylüyordu ve Brian oradaydı.
Él y Jack Fairy habían grabado en Berlín y Curt actuaba en Londres.
- Belki o da o gün oradaydı.
Quizás él estaba ahí. ¿ Quién?
- O da mı oradaydı?
¿ Ella estaba allí también?
- Ya da sen de oradaydın.
- O estaba allí.
Ama oradaydı. Erkek ya da kız.
Él, o ella, o quienquiera que sea.
Chicago'da bir oyun oynanmıştı. O yüzden oradaydı zaten.
Fue a Chicago a verla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]