English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Onu bulmalıyız

Onu bulmalıyız traduction Espagnol

977 traduction parallèle
Onu bulmalıyız!
¡ Tenemos que encontrarlo!
Bilmiyorum, ancak onu bulmalıyız.
No lo sé. Pero tenemos que encontrarlo.
Onu bulmalıyız. Ona bir şeyler oluyor.
Le ha ocurrido algo.
Öncelikle onu bulmalıyız.
Hay que encontrarla.
Belki de onu bulmalıyız, efendim.
Quizá podríamos encontrarlo, señor.
- Onu bulmalıyız. - Sen bul.
Hay que encontrar a esta niña como sea.
Onlardan önce onu bulmalıyız.
- ¡ Tenemos que encontrarle!
Onu bulmalıyız.
Tenemos que encontrarlo.
Doğru söylüyorum Paul, çıkıp onu bulmalıyız!
¡ Es cierto, Paul, debemos salir a buscarle!
- Onu bulmalıyız.
- Tenemos que encontrarla.
Onu bulmalıyız.
Hay que encontrarle.
Öncelikle, onu bulmalıyız.
Primero tenemos que saber dónde lo han metido.
Onu bulmalıyız.
Debemos encontrarlo.
Bernard, onu bulmalıyız.
Bernard, debemos encontrarlo.
- Onu bulmalıyız!
- Debemos hallarlo.
Karanlık çökmeden onu bulmalıyız.
Tenemos que encontrarle antes de que anochezca.
Onu bulmalıyız.
Usted vaya por allí.
Onu bulmalıyız, Barbara, bulmamız gerek.
Debemos encontrarlo, Barbara, debemos.
- Asılmış adam kayboldu ve onu bulmalıyız!
- ¿ El señor Comisario ha perdido algo? - Sí, un hombre colgado.
Ama kendini öldürmeden onu bulmalıyız.
Pero debemos encontrarlo antes de que se suicide.
ilk önce onu bulmalıyız.
Primero tenemos que encontrarlo.
İştahı yeniden kabarmadan onu bulmalıyız.
Tenemos que encontrarle antes de que se le abra el apetito de nuevo.
- Onu bulmalıyız.
- Debemos hallarlo.
Canavar yeni avını bulmadan, biz onu bulmalıyız.
- ¡ Debemos hallarlo antes que él a su presa!
Onu bulmalıyız. Çabuk.
Tenemos que encontrarle.
Uçmadan önce, onu bulmalıyız!
Hay que atraparlo antes de que eche a volar.
Kertenkele olabilir mesela, onu bulmalıyız!
Tal vez debamos encontrar primero al Lagarto.
Starbuck'a söylemek için sabırsızlanıyorum. Onu bulmalıyız.
No veo la hora de decírselo a Starbuck, debemos hallarlo.
Onu bulmalıyız. - Hemen. - Anlaşıldı efendim.
Hay que encontrarla, y pronto.
- Onu, onlardan önce bulmalıyız.
Lo cazaremos antes que ellos.
Tren vagonuna saldırıp onu Demir Atın kampından çalan kızılderilileri bulmalıyız... Kırmızı ceketlerin şefi bilmeliki, biz doğru söylüyoruz.
Hay que encontrar indios que asaltaron caravana... y robaron campamento de Caballo de Hierro... para que jefe casaca roja sepa que decimos la verdad.
- Şey, onu kurtarmak için bir yol bulmalıyız.
- Habrá alguna forma de rescatarlo.
Bu riski almaya gönüllü bir doktor bulmalıyız, ve idamı takip eden ilk bir saat içinde Onu Frankie'yle aynı yerde buluşturmalıyız, bir de kesinlikle Frankie'ye otopsi yapılmasını engellemeliyiz.
Tenemos que encontrar un doctor que esté dispuesto a arriesgarse, Tenemos que dárselo a Frankie una hora después de la ejecución, y tenemos que asegurarnos de que no se realiza la autopsia.
Ona davayı kazandıracak bir avukat bulmalıyız, yoksa onu kaybedebiliriz!
¡ Debemos encontrar un abogado que le ayude o le perderemos!
Evet, Della Harms yeni yardımcısıyla gidiyor,... onu buralardan atmak için yeni bir yol bulmalıyız.
Bueno, ahí va otro capataz de Della Harms, tendremos que quedarnos sin esta parte del país.
Bu Cherie. Onu saklayacak bir yer bulmalıyız.
Hay que encontrar un sitio para que se esconda.
Ve hatırla, onu canlı bulmalıyız.
Sólo que, tengan en cuenta que hay que cogerlo vivo.
Onu, ölü veya diri bulmalıyız.
¡ Y rápido, muy rápido!
Onu ortadan kaldırmak için bir yol bulmalıyız.
Debemos encontrar el modo de hacerle morir.
Onu elimizden kaçıramayız evlat! Önce biz bulmalıyız.
La cogeremos primero.
Takatani'den önce onu biz bulmalıyız.
Debemos encontrarlo antes que Takatani.
- Onu bulmalıyız, yoksa...
Prosigan la búsqueda.
Vurmak çok kolay ama onu oradan çıkarmanın bir yolunu bulmalıyız.
Es el mejor lugar, pero debo hallar una manera de sacarlos.
Onu beslemek için bir yol bulmalıyız..
Tenemos que encontrar una manera de darle de comer.
- Onu bugün bulmalıyız. - Bu kadar.
No ha sido un día muy bueno.
Onu arayıp bulmalıyız.
Debemos hallarlo.
Eğer bir sızıntı varsa, onu mutlaka bulmalıyız.
Si hay una fuga. tenemos que encontrarlo.
Onu bulmalıyız.
Hay que encontrarla.
Onu bugün bulmalıyız, yoksa amirlerime bildirmek zorunda kalacağım.
Hay que encontrarle cueste lo que cueste antes de esta noche, si no me veré obligado a informar a mis superiores.
Onu oraya getirmenin bir yolunu bulmalıyız.
Hay que ver como lo llevamos ahí.
Onu bulmalıyız.
¡ Tonterías!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]