Ses ver traduction Espagnol
301 traduction parallèle
- Ses ver. - Hey!
- Toma, la señal.
Kim var orda? Ses ver!
¿ Quién está ahí?
Bana güzel anlaşılır ses ver.
Como tienes la voz, estas bien?
Haydi, ses ver!
¡ Vamos! ¡ Que te veamos!
Biraz ses ver, ben de eşlik edeyim.
Tú cede un poco, yo cederé un poco.
Ses ver, Liesl.
Danos la nota, Liesl.
Pekala beyler. Ses verin.
¡ A ver, muchachos, que os oiga!
Ses ver!
¡ Grita!
Ses ver.
Déme un tono.
Şimdi bana ses ver.
Probemos.
Sadece bir ses ver.
Sólo un sonido.
Sen, ses ver!
Pues llama tú.
Hadi ama, Blanky ses ver!
¡ Habla más alto, por el amor de Dios!
Kutsal koç ses ver ki seni duyabileyim. Komo Nango Djago gibi seslen!
Tú, carnero sagrado, grita como lo hacía Nango Djago.
Bala'nın kutsal hayvanı ses ver ki herkes seni duysun!
¡ Oh, fiera Bala, tú, el macho herrero, grita como yo para que todos puedan oírte!
- Uçuş mühendisi, ses ver.
- ¡ Navegante, responde!
Hey Milhouse, ses ver.
Hey, Milhouse, subele.
- Geordi, ses ver.
- Geordi, informe.
- Ses ver - Bir, iki
- " Fuera sonido.
- Ses ver - Üç, dört
- " Fuera sonido.
Erwin, ses ver. Aşağıda neler oluyor?
¿ Qué esta sucediendo ahi abajo?
Carter, ses ver!
¡ Carter, dime dónde estás!
İçimden bir ses Londra'ya döneceğimizi söylüyor.
Supongo que te volveré a ver en Londres.
Gördüğüm gibi, sevgili Pick, insan kulağı mükemmel bir kayıt ve ses yükseltici cihazdır.
Como puede ver,... el oído humano es un aparato perfecto de grabar y amplificar.
Yaşlı amcanın bir ördek gibi ses çıkarmasını ister misin?
¿ Te gustaría ver cómo hago el pato?
Cırcırböceklerinin çıkardıkları ses ve içindeki his garip. Bir öpücüğün kalıcılığı da garip. Hala tadını alabilmek.
Es curioso oír a los grillos, ver cómo te sientes y saborear un beso cuyo calor permanece todavía.
Haftalarca düzgün ağaç seçmek için çalıştık, belki de bu benim ölmeden önce doğduğum İngiltere'yi görmem için son şanstı. Bu ses nereden geldi
Dedicamos semanas a seleccionar el árbol adecuado, esta podría ser mi última oportunidad para ver mi Inglaterra natal antes de morir. ¿ De dónde vino?
İçimden bir ses bu işte herkesten çok senin parmağın olduğunu söylüyor.
- Tu tienes que ver con esto. - Ojalá tengas razón.
Beni duyuyorsan ses ver.
Demuestra que me escuchas...
- Konuyla bir ilgisi varsa, ses.
- Canto, por si tiene algo que ver.
Beyni uyandırırsan acı ver her dokunuş, her görüntü, her ses abartılı hissedilir.
Si el cerebro está despierto anticipa el dolor y cada cosa que se toca, se ve o se oye se exagera.
Jenice, ses büyültecini ver.
Jenice, dame el amplificador de sonido.
Işık yandığında kırmızı düğmeye, ses geldiğinde ise yeşil düğmeye basın.
Toque... el botón rojo al ver Ia señal luminosa y eI verde al oír Ia señal sonora.
İçimden bir ses tüm bunların onunla ilgisi olduğunu söylüyor.
Se me ocurrio que todo esto tiene que ver con... cómo se llama? .
O güzel dudakların uzamasını ve üflemesini görmek üstelik hiç bir ses çıkarmadan!
Ver esa hermosa boca haciendo pucheros y soplando sin producir una sola nota.
Hattâ içimden bir ses az sonra o kadının ayaklarının yerden kesildiğine şahit olacaksın diyor.
No creo. Tengo la corazonada de que vas a ver cómo pierde la cabeza.
İçimden bir ses yine bu heriflere gittiğini söylüyor.
Presiento que volvió a ver a esa gente.
Ses tanıma devrelerim tamamen düzelmedi ama gördüğünüz gibi, giderek gelişiyorlar.
Mis circuitos de análisis de voz no están restablecidos... aunque, como puede ver, están mejorando.
Bakalım nasıl ses çıkaracak.
La amplificaré para ver cómo suena.
Bu kadar ses getiren çocuğu görmek istedim.
Quería ver al chico que se ha convertido en una sensación.
Kelly, bir ses duydum. Git bak, bakalım hırsız mıymış?
Kelly, Escuché un sonido, ve a ver si es un ladrón.
Evet. İçimden bir ses gelmemi söyledi, sanki bu, geleceğimle ilgiliymiş gibi geldi.
Algo me dijo que debía venir como si mi futuro tuviera algo que ver con ello.
Ama görüyorsunuz, bir kere daha, bu ses, benim sesim duyulmadı. Sorulduğunu görmek istediğim sorulmamış sorular. Yine bu konu kontrol dışına çıktı.
Pero ven, otra vez, mi voz, la voz, no fue oída, las preguntas no fueron planteadas que yo quería ver planteadas y otra vez, el asunto cayó en el absurdo.
Dostum. Ver de buna ses ekleyeyim.
Hazme una copia de esto.
Almak için yere eğildim gaipten bir ses dedi ki, "Onu Howard'a ver."
Me agaché para recogerlo... y una voz dijo, "dáselo a Howard".
Ve içimden bir ses onu yeniden göreceğimizi söylüyor.
Y presiento que la volveremos a ver.
İçimden bir ses bu kez bu yaşlı çocuğa ciddi bir şans ver diyor.
Algo dentro de mí me dice que es hora de darle una seria oportunidad al chico.
Hayır tatlım. İçimden bir ses konunun işle ilgili olmadığını söylüyor.
No, cariño. algo me dice que esto no tiene nada que ver con el trabajo.
Bir ses duyarsan bak ve bize haber ver
Cuando oigas ruido, miras y luego nos lo cuentas.
- Ses tellerini görebiliyor musun?
- ¿ Puede ver las cuerdas?
Ses ver Eddie.
¡ Habla!
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24
ver onu 100
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24
ver onu 100