Tabi ki yok traduction Espagnol
203 traduction parallèle
Ya sen, Doktor? Tabi ki yok.
- ¿ Y usted, doctor?
Tabi ki yok.
Claro que no.
- Tabi ki yok.
- Por supuesto que no.
Tabi ki yok Kızım
No, claro que no. Mi hija...
Tabi ki yok, Lordum.O yalnızca bir köle.
Claro que no. Sólo es un esclavo.
Tabi ki yok.
¿ Por qué lo pregunta? Claro que no me lo causará.
Tabi ki yok.
Sí, está bien.
Tabi ki yok.
Por supuesto que no.
Tabi ki yok. Hayır.
¿ Por qué me iba a importar?
Tabi ki yok. Bu bir kulube.
Claro que no, Es una cabaña.
Tabi ki yok, efendim.Bu taraftan.
Claro que no, señor. Síganme.
- Tabi ki yok.
- Por supuesto que no. - Seguro?
- Benim ruh halim diye bir şey yok. Tabi ki yok.
Yo no tengo humor.
Tabi ki yok.
- claro que no.
Hayır, tabi ki yok, Efendimiz.
No, claro que no, Santidad.
- Tabi ki yok.
- Por supuesto.
Tabi ki yok.
¡ Claro que no!
Tabi ki yok. Ben yatmaya gidiyorum.
No puedo tratar con esto.
- Bunun bir anlamı yok. - Tabi ki de var.
- Eso no significa nada - ¡ Claro que si!
Tabi ki arkadaşım yok.
Claro que no tengo amigos.
Tabiı ki yok.
Claro que no.
Tabi ki bunun için beyine ihtiyaç yok.
Por supuesto, para eso no hace falta tener cerebro.
- İz yok. - Tabi ki olmaz
- No hay señales de ellos.
- Tabi ki yok leydim.
- Por supuesto, milady.
Ve saklanacak bir yer de yok. Sadece durumu gözden geçiriyorum tabi ki.
Y no hay sitio dónde esconderse, sólo para examinar la situación, naturalmente
- Bağlantı yok. Tabi ki bir bağlantın var.
- No tengo conexión.
Yok, tabi ki!
Claro que no.
Tabi ki şu anda Vietnam'da turist yok. Ama bir gün olacak.
Pero, por supuesto, ahora no hay ningún turista en Vietnam.
Ve tabi ki, İkinci Dünya Savaşı'ndaki askerlik hizmetinin herkesin taraf olduğu bir hizmet olduğuna hiç şüphem yok.
Y, por supuesto, yo provengo de una tradición... en la que el servicio militar estaba... En la Segunda Guerra Mundial, nadie dudaba que todos estaban implicados.
- Yok yok. Evet ürkütücü, ama tabi ki...
Sí, lo es, pero de acuerdo.
Tabi ki bunun bir anlamı yok.
Ella me lo trajo a mí.
- Tabi ki, çekinmene gerek yok.
Seguro. Sírvete tú mismo.
- Tabi ki gitmez. Anahtarı yok ki.
- Pues claro, no tenemos la llave.
Bu yüzden önce iğrenç kedini hayata döndürdüm. - Beyni yok mu? - Tabi ki.
Así le devolví de la muerte a esta bestia infernal.
Bu küçük bir medyum şakasıydı, Tabi ki kürem yok.
Sólo era un poco de humor psíquico, la verdad no tengo bola de cristal.
- Gümrüğe tabi bir şeyim yok ki.
- No tengo nada que declarar.
Bunun komik tarafı yok tabi ki.
Eso no tiene nada de gracioso.
Bende yok diyecek, ama bıçak tabi ki onda, al getir.
Te mentirá, pero lo tiene, así que tráelo.
Smithers, bu iddiayı kaybetmemin imkanı yok tabi ki 9 tane yıldızım..... 9 ayrı talihsizliğin kurbanı olmaz ve yarın oynamayacak durumda olmazsa.
Smithers, no hay forma de que pueda perder esta apuesta a menos que, por supuesto, mis nueve estrellas sean víctimas de nueve episodios desafortunados y no puedan jugar mañana.
Ve tabi ki şantaj olaylarında delillerin tepeden "parmağa" yok edilmesi çok önemli.
Por supuesto, con un chantajista uno debe asegurarse de que todas las pruebas han sido destruidas de rama.
Hapisten kaçmaya yardım etmeye benzemiyor mu? İlk Emir'i yorumlamak için sana ihtiyacım yok. Tabi ki.
Así que... usted es el líder de los alienígenas.
Tabi ki. Geçiş ücretini ödediği sürece sorun yok.
Claro, siempre y cuando se pague el peaje.
- Sanırım. - Tabi bunda yanlış bir şey yok ki.
Supongo.
- Sanirim. - Tabi bunda yanlis bir sey yok ki.
Supongo.
Tabi ki henüz hiç haber yok.
Aunque aún no las hay.
Tabi ki. Tüm şehrin içinde alışıldık hiçbir yer yok
Es natural... todos los lugares en esta ciudad son desconocidos para mí.
- Yok, Papa. Tabi ki sen!
- No, el Papa. ¡ Claro que tú!
Hayır, tabi ki yok.
No, en absoluto.
hayır, tabi ki hayır fakat şu anda gidebileceği başka bir yer yok.
Claro que no, pero ella no tiene adónde ir.
Sizinki değil tabi ki, söylememe bile gerek yok Gertrude.
No el tuyo, no requiere ser mencionado, Gertrude
Gerçek şu ki, adını ve çalıştığı şirketin adını yayınlamaya bile iznimiz yok ve tabi size yüzünü de gösteremeyiz.
El caso es que ni siquiera podemos mencionar su nombre o el de la compañía donde trabajaba y, claro, no podemos mostrarles su rostro.
tabi ki 1198
tabi ki öyle 33
tabi ki değil 21
tabi ki hayır 106
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
tabi ki öyle 33
tabi ki değil 21
tabi ki hayır 106
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37