English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yapmamalısın

Yapmamalısın traduction Espagnol

1,178 traduction parallèle
- Bana numara yapmamalısın.
- No me tienes que asaltar.
- Yapmamalısın da...
- No tienes que hacerlo.
Bunu yapmamalısınız, efendim.
No tiene que hacerlo, señor.
Yapmamalısınız.
No deben.
Bu kadar geç saatlere kadar deney yapmamalısın.
No deberías hacer experimentos hasta tan tarde.
Jane, öyle şakalar yapmamalısın.
Jane, no deberías bromear así.
- Böyle yapmamalısın, üzüyorsun beni.
- No deberías hacerlo. Me siento mal.
Bunu yapmamalısın Luther.
Yo no lo haría, Luther.
Bence bunu yapmamalısın.
No pienso que debas hacer eso. ¿ Uh, Nikki?
Bunu yapmamalısınız.
No debe hacer eso.
Öyle yapmamalısınız, lütfen.
No debe hacer eso, por favor.
Hata yapmamalısınız. ... Bu gece yarısı imha edilecek.
No debemos cometer errores o quedaremos destruidos a medianoche.
Vovka! Böyle şakalar yapmamalısın...
Vladímir, no bromees así.
- Bunu yapmamalısın.
- No debe hacerlo.
Hayır, Tanner, yapmamalısın.
No, Tanner, no debes.
Karınla bile olsa bunu yapmamalısın
No deberías hacer eso ni siquiera con tu mujer.
Bu yaşta yetişkin şakaları yapmamalısın.
A tu edad, no deberías hacerle bromas a los adultos.
Yapmamalısın...
No debes hacerlo.
Bu gibi şeyleri yapmamalısın.
No debes hacer esta clase de cosas.
Yapmamalısın.Çok iğrenç.
- No debes. Es obsceno.
- Yapmamalısın.
- No deberías.
Bunu yapmamalısın, bana bak.
No debes hacer eso, mírame.
- Hayır, Baba! Yapmamalısın.
¡ No, papi, no debes hacerlo!
Darlene, bunu yapmamalısın.
Darlene, no deberías de hacer eso.
Bu kadar heyecan yapmamalısın.
No puedes emocionarte tanto.
- Bence bunu yapmamalısın.
No deberías hacer esto. ¿ Ah, sí?
İhtiyar Beetroot'la pazarlık yapmamalısın dostum.
No intentes renegociar con el viejo Beetroot, hijo.
Biliyorsunuz, 18 yaşından küçüklere içki servisi yapmamalısınız.
¿ Sabe? , no tiene derecho a servir alcohol a menores.
Panik yapmamalısın.
Tengamos calma.
Efendim, böyle yapmamalısınız!
¡ Señor, no debería hacerlo!
- Bunu yapmamalısın.
- ¡ No hagas eso!
Bunu yapmamalısın.
No debe hacer eso.
Hey, bunu yapmamalısınız. Patronum sizi öldürür!
Oiga, no puede hacer eso. ¡ Mi jefe lo matará!
Yapmamalısınız.
No debe usted hacerlo.
İşini sevmiyorsan yapmamalısın.
Pero si no te gusta tu trabajo, ¡ lárgate!
Bence bunu yapmamalısın.
Creo que no deberías hacerlo.
Bunu ona yapmamalısınız.
No puede hacerle esto.
Bunu yapmamalısın.
No deberías haber hecho eso.
Bunu yapmamalısın.
¡ No debes hacer eso!
Yapmamalısın. Yas tutuyormuş gibi gösteriyor seni.
Tienes que dejar eso Parece que estuvieras de duelo.
Siz Hanımlar böyle yapmamalısınız.
No debería ser así entre hermanas.
- Bunu yapmamalısın.-Haklı, Taylor.
- ¡ No hagas esto! - Tiene razón, Taylor.
Asla yapmamalısın, asla, asla, asla travma yaşatmamalısın.
Jamás, jamás, jamás, jamás deberías traumatizar.
Asla yapmamalısın - Asla yapmamalısın -
Nunca deberías - Nunca deberías -
Yapmamalısın - Yapmamalısın
No deberías...
Yapmamalısın.
No lo hagas.
Bu tip şeyleri mükafatlandırılmak için yapmamalısın.
No se hace algo así por una recompensa.
Bunu yapmamalısın.
No deberías hacer eso.
Haklısın Frank, yapmamalıydık.
Tienes razón, no deberíamos hacer eso.
Sanırım hemen uzman bir yardım ve destek almalısınız... çünkü insan kafatasında elektrikli matkap kullanımı... veya öyle bir şey, evet, kesinlikle yapmamalıyız.
Busque ayuda profesional inmediatamente... porque usar un taladro eléctrico en el cráneo... es algo que uno no debería hacer.
Grimsby, seni yaşlı fasulye sırığı, yapmamalıydın.
Grimsby, flaco, no tenías por qué.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]