Yorum yok traduction Espagnol
4,356 traduction parallèle
Yorum yok.
Sin comentarios.
Yorum yok.
- Sin comentarios.
Yorum yok.
No comment.
Tam olarak şöyle dedi, "yorum yok."
Él dijo, y cito : "Sin comentarios".
Yorum yok.
No puedo responder a eso.
Sadece dedim ki,'yorum yok'.
Diré : sin comentarios.
- Yorum yok.
- Sin comentarios.
- Biz, "Yorum yok."
- Diremos, "sin comentarios".
Anlıyorum ama bana bakıcılık etmene gerek yok.
Lo entiendo, pero no necesito cuides de mí.
Devrilen valiyi uzaklardan fotoğraflamaya çalışan gazetecilerden kaçınıyorum. Benim devrildiğim falan yok.
Evito los teleobjetivos intentando documentarme cómo piensan los que podrían haber caído, al igual que yo y que sin duda no lo he hecho.
Kıskanmıyorum. yok öyle birşey. kıskanmıyorum.
No me siento amenazado. No. No me siento amenazado.
Seni aşağı inmekten vazgeçirmenin bir yolu yok sanıyorum.
Supongo que no podré convencerte para que no vayas.
Hayır sana inanmıyorum demiyorum, gerçek şu ki ne düşündüğümün bir önemi yok.
No estoy diciendo que no te creo, la verdad es que... no importa lo que piense.
Sizi güvende tutmak için çalışıyorum. O yüzden "nakdimiz yok" sözünü duymak istemiyorum.
Hago el trabajo que los mantiene a salvo a todos, así que no quiero escuchar nada sobre "Efectivo en mano."
Katılıyorum ama onunla ilgili bir bilgimiz de yok.
Estoy de acuerdo, pero no tenemos nada sobre él tampoco.
Dönebilirdik ama maalesef beynimde lezyon yok ve tatlı minnoşum hakkında söylediğin pis şeyi hatırlıyorum.
Podríamos, pero desgraciadamente mi cerebro no está lesionado y recuerdo la porquería que acabas de decir sobre mi tierno babú. Vamos.
Sorun şu ki, Dash'le aramda bir problem yok gibi, ama şu Killian rüyalarını bir türlü durduramıyorum.
El tema es, no es que haya algún problema entre Dash y yo, pero no puedo parar de soñar con Killian.
Bunu Bella adlı biri yazmış ve geçen Aralık'ta atılmış. Benim adım Bell, sonda A yok ama bizi karıştırmanı anlıyorum.
Yo me llamo Bell, sin "A", pero ya veo por qué nos puedes haber confundido.
Kiminle evlendiğini anlamaya çalışıyorum çünkü, açıkçası, senin böyle bir niyetin yok.
Estoy tratando de averiguar con quién te casas, porque, al parecer, tú no tienes intención.
Umurumda çünkü bir haftadır Yakışıklı ve ailesi ile kamp yapıyorum ve bir yere vardığım yok.
Me importa porque he estado acampando con los Encantadores por una semana, y no he conseguido nada.
Bu saçmalığa inanmıyorum ve kitabımın da bununla alâkası yok.
No creo ni una palabra de esas chorradas y no es de lo que trata mi libro.
Hayır yok, ama senin yüzünden okula geç kalıyorum.
Estoy bien, pero me estás haciendo llegar tarde al colegio.
Yok, anlıyorum.
No, lo entiendo.
- Yok artık, Kaptan,... dikkatini vermesini sağlıyorum sadece, hepsi o.
- ¡ Tonterías, Skip, es para mantenerlo alerta! Eso es todo.
Yok, anlıyorum.
No, entiendo.
Bill onu tanıyorum. Sıkıntı yok.
Bill, lo conozco. está bien, ¿ de acuerdo?
Ama prova ettiğim bir parçam yok, maalesef... - Bu gece yapabileceğimizi sanmıyorum...
Bueno, no tengo nada ensayado, así que desafortunadamente, no creo que seamos capaces de hacerlo esta noche, pero...
Bu adamı üç aydır arıyorum ama elimde hiçbir şey yok.
Llevo buscando a este tipo tres meses, y no tengo nada.
Bugün FBI'ı hacklememiz gereken bir gün. Bunu söylerken utanıyorum ama FBI'ı nasıl hackleyeceğim konusunda en ufak bir fikrim yok.
Hoy es el día en el que necesitamos hackear al FBI, y no me avergüenza decir que no tengo ni idea de cómo hackear al FBI, así que llámame.
- Yok yok, hatalıydım bu senin işin ve seni anlıyorum. - Sorun değil.
- No pasa nada.
Sıkıntı yok Sadece anahtarlarımı arıyorum.
No te preocupes, están dentro de mis llaves.
hareket falan yok tu ve konuşmak istediğinin bu olduğuna inanıyorum.
No hubo avances, y no puedo creer eso es lo que quiere hablar.
Evim yok, apartmanda yaşıyorum.
No tengo una casa, tengo un apartamento.
Yok ya, ben artık onlarla çalışmıyorum.
Ya no trabajo con ellos.
Yok, bakamıyorum.
No miro.
Bu yorum için teşekkür ederim Astrid çünkü açıkça görülüyor ki şu an bitirilmeyi bekleyen çok fazla işim yok.
¿ Por qué? , gracias, Astrid, por la observación, porque está claro que no tengo suficiente con lo que ya tengo.
İsteğini hafife almıyorum ama elimde başka bir bilgi yok.
No es mi intención fallar en su petición. Pero simplemente no hay más información que proveer.
Hiç arkadaşım yok, bu yüzden büyükbaba Tag'i arıyorum.
No tengo amigos, así que estoy llamando al abuelo Tag.
Yok seni anlamıyorum.
No estoy siguiéndote.
- Ben... yok, yorum yaptım.
- No, hice un comentario.
Bundan hoşlanmıyorum ama başka seçeneğimiz yok.
No me gusta, pero creo que es la única opción que tenemos.
İşin yok, karın yok, kabalık etmek istemem ama benim günlerim sayılı olsaydı son günlerimi burada geçirmek isteyeceğimi sanmıyorum.
Sin trabajo ni mujer. A ver, a ver... no quiero sonar cruel ni nada, pero si me quedara poco tiempo, no creo que quisiera pasar lo que me queda aquí.
İşin yok, karın yok, kabalık etmek istemem ama benim günlerim sayılı olsaydı son günlerimi burada geçirmek isteyeceğimi sanmıyorum.
Sin trabajo, sin esposa. Quiero decir, no quiero sonar grosera ni nada, pero si se me estuviera acabando el tiempo, creo que no querría pasar mis ultimos días aquí.
Şaka yapıyorum. Benim arkadaşım yok.
Es una broma, no tengo amigos.
Yok, yok. Kaval kemiğini bulmaya çalışıyorum.
Sólo estaba tanteando tu canilla.
Onların Vangelis'i yakıp yok etmelerini kafamdan çıkarıp atamıyorum.
No puedo quitarme de la cabeza que hayan podido devorar a Vangelis.
İşim de yok ve bir teknede yaşıyorum.
No, y no tengo trabajo, y vivo en un bote.
Bu gayet güzel başkomiserim ama henüz yeni bir ailem yok. Yani eski muhteşem geleneklerime bağlı kalıyorum ben.
Bueno, eso es amable, capitán, pero aún no tengo una nueva familia, así que, supongo que estoy atrapado con mis fabulosas tradiciones antiguas.
Yorum yok.
No hay comentarios.
Bir aşağısına bir yukarısına bakıyorum da benden eskisi yok.
Miro arriba y abajo, no hay nadie que estuviera aquí antes que yo.
Şimdi bu kararların kadın ve doktoru arasında alınması gerektiğine inanıyorum, Bunun önünde durmak için herhangi bir hakkım yok. o ilişkinin... kararı
Después de buscar en mi consciencia, he decidido... ahora creo que esas decisiones se deberían tomar entre una mujer y su doctor, yo no tengo derecho a interponerme a... esa elección de esa relación.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65