English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Z ] / Zararı yok

Zararı yok traduction Espagnol

1,403 traduction parallèle
Zararı yok. Ama söylesenize... Sen projene devam et.
Pero continúa con la investigación.
Bir zararı yok.
No importa.
- Bunun bir zararı yok değiI mi?
No hay nada malo, ¿ no es cierto, Steve?
Bir robota aşık olduysam ne olmuş? Kimseye zararı yok ki.
¿ Y qué si quiero a una robot?
Bir de Nappster korsan kopyaların hiç zararı yok diyor.
¡ Y las copias ilegales no hacían daño!
- Tedbirli olmanın kimseye zararı yok.
- No, no me molesta estar preparada.
Etrafa sıçramış yemeğin kimseye bir zararı yok ki.
Un poco de comida salpicada nunca lastimó a nadie.
Zararı yok.
Sácala. Está bien.
- Fazladan mesafenin zararı yok.
- Bueno, podría pegar con más distancia.
- Zararı yok.
- Está bien.
Hey, hey, hey, hey. İyi niyetli olmanın hiçbir zararı yok. Bunu tam zamanında fark ettiğim için şanslıyım.
no hay nada de malo con ser buena puedo ver que llegué justo a tiempo
Willow... Böyle olmanın hiçbir zararı yok.
Willow no tiene por que ser así.
Zararı yok.
Bueno, no importa.
Kötü adamları biraz germenin zararı yok.
Nunca viene mal que los malos se pongan un poco nerviosos.
Bu işe yarayabilir. Kimseye bir zararı yok.
Esa es una buena cancion, no hiere a nadie
Her şeyden tam anlamıyla emin olmanın bir zararı yok, değil mi?
Tus inspecciones nunca están de más, ¿ verdad?
Fiziksel bir zararı yok.
No está causando ningún tipo de daño físico.
Bir defa daha olmasının zararı yok.
Qué importa una más.
Ama sizinle kavgamız yok. Geri çekilirseniz, bu ikisi zarar görmeyecek.
Haga regresar al resto de sus hombres y no les pasará nada a estos dos.
" Çocuğa zarar vermek gibi bir niyetimiz yok..
" En realidad no quería hacer daño Junior..
Zarar yok, pislik yok.
sin daños.
Tamam. Ama Fett'e zarar vermek istemezsin çünkü adamım bunun geri dönüşü yok.
de acuerdo. pero tu no quieres hacerle daño a Fett, porque no saldrias vivo.
Bir dakika, Barry Schickel'a zarar vermek için sebebi yok ki.
Un momento. No tenía motivos para hacer daño a Schickel.
Evet beyler, zarar ziyan yok. Aradığımız adam bu değil.
Si no se apuesta no se gana, pero no creo que sea nuestro hombre.
Virüs, kubbedekilere zarar vermez ama tüm tavukları yok eder.
El virus sin afectar a nadie dentro del domo, destruirá a todos los pollos.
"Akıllara zarar" ve olağanüstünün de kötü bir tarafı yok.
Decir trascendental o alucinante tampoco es ofensivo.
Kimse yok mu? Böyle yapmaya devam edersen kendine zarar vereceksin.
Te vas a lastimar si sigues haciendo eso.
Başka bir zarar yok.
Ningún otro daño.
Orada bize zarar verebilecek kimse yok. Burada kal ve hedefleme tarayıcıları üstünde çalış.
Quédese aquí y trabaje en esos scanners de objetivos.
Tapınağın zarar göreceğini söylemeyebile gerek yok.
Sin mencionar la destrucción del santuario.
Size zarar vermek gibi bir amacımız yok, fakat bir açıklamayı red etmem.
No tenemos intención de lastimarlos, pero no nos molestaría recibir una explicación.
Hava keseleri tamamen delindi. ama Pilot mahalline gelen zararı tersine döndürmek için yeterli itme basıncımız yok.
Las cámara de aire están completamente abiertas, pero no tenemos bastante presión para invertir los daños sufridos en el cuarto del Piloto
Yardıma ihtiyacım yok, çünkü ona bir zarar vermek istemiyorum.
Sí, bueno, no necesito asistencia porque no quiero causarle daño.
Kutsal dağımın hiçbir yerinde kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek. "
En todo mi monte santo no habrá quien haga daño ni destruya ".
Kimseye zarar vermek gibi bir düşüncem yok.
Ni se me ha pasado por la cabeza.
Zarar yok.
No hay daños.
Enişelenmene gerek yok, kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.
No te preocupes, no dejaré que nadie te haga daño.
Zarar gören yok
No hay ningún daño.
Pekala, pekala, kimseye zararım yok benim. Kimseye zararım yok.
Muy bién, señor, no hago daño a nadie no hago daño a nadie.
- Zarar yok
- No ha pasado nada.
- Zarar yok mu?
- ¿ No ha pasado nada?
Müttefikler'e daha fazla zarar verici bilgiler dışarı çıkmadan bu sızıntıyı yok etmeliyiz.
Tenemos que eliminar este escape antes de que más información dañina sobre la Alianza salga a la luz.
Eğer bana yada kardeşlerime zarar verirsen. Seni yok ederiz.
Si nos haces daño a mí o a mis hermanas, te destruiré.
Gemilerini yok ettik ama füzyon enjektörümüz. Oldukça zarar gördü.
Destruimos su nave... pero hemos sufrido graves daños en nuestro inyector de fusión.
- Senin işine yaramaz, zarar yok.
- Si no te sirve...
Zarar görebilirsin, iyi ki kapalı yerde kalma korkun yok.
Podría tener una lesión seria. Alégrese de no ser claustrofóbica.
Böyle aptalca bir şey yüzünden zarar görmesine gerek yok.
Es algo estúpido como para dejar que lastimen a tu hijo.
Kimsenin Christopher'a zarar vereceği yok.
Nadie quiere hacerle daño a Christopher.
Kimseye zarar gelmesine gerek yok!
- ¡ Ya lo oíste! Nadie tiene que salir lastimado.
Eğer farketmediysen eğer kontrolünü kaybederse ki bu onun için pek zor değil verebileceğin zararın sınırı da yok.
Ni hay límite al daño que causaría si enloquece de lo cual este tipo no está lejos, por si no lo notaste.
Bu akşam bir işim yok ve sanırım bir akşam yemeğinden zarar gelmez.
Esta noche no tengo nada así que una pequeña cena no estaría mal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]