English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çok gençtim

Çok gençtim traduction Espagnol

237 traduction parallèle
Evet, çok gençtim. Benzerlik oradandır.
Yo era joven como él, sólo nos parecíamos en eso.
Çok gençtim o zaman.
Cuando era muy joven.
Çok gençtim.
Yo era muy joven entonces.
O kürsüye çıktığımda, çok gençtim.
Era muy joven cuando subí al púlpito.
Çok ama çok gençtim.
Yyo era muy joven.
Onun için çok gençtim.
Era demasiado joven.
Çocukluğumu unutun. O zamanlar çok gençtim.
Pero no hablaré de mi infancia ni juventud.
Hayat hakkında hiçbir şey bilmiyordum, çok gençtim.
Era muy joven, no sabía nada de la vida.
Yalnızca çok gençtim, Marnie.
Es sólo que yo era tan joven, Marnie.
Ama çok gençtim.
Pero entonces yo era mucho más joven.
- Biliyorsun, annem öldüğünde ben daha çok gençtim.
! - Yo era muy joven cuando murió mamá.
Çok gençtim.
Yo era tan joven.
Venedik'te, çok gençtim, 18 yaşında, müzik, delilik noktasına kadar.
En Venecia, desde muy joven, 18 años, la música, sabe, hasta la locura.
Çok gençtim, adama inandım.
Yo era muy joven y le creí.
- Hadii, çok gençtim.
- Oh, entonces yo era muy joven.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
y era joven, estaba jugando y no estoy seguro, sabes, seguramente... Sabía lo que estaba haciendo, pero no sé si agarré el cable o no, no sé si lo agarré o no, lo que sí sé, sabes, es que dolió
Seni doğurduğumda çok gençtim.
Naciste cuando yo era muy joven.
Çok gençtim.
Muy jóven.
Rol için çok gençtim.
Soy demasiado joven para el papel.
Çok gençtim...
Yo era muy joven.
- Hamile kaldım ve de çok gençtim.
- Quedé embarazada y era tan joven.
Sen doğduğunda, Shelly.Ben çok gençtim.
Era muy joven cuando te tuve, Shelly.
Hayır, ben çok gençtim. - Ne?
No, yo era muy joven.
- Ford ya da Agnew'a hizmet için çok gençtim.
- Qué? - Muy joven para servir a Ford o Agnew.
Araba kullanmak için çok gençtim, dedim. Aptal olduğumu söylemedim.
Dije que era muy joven, no estúpido.
O zamanlar çok gençtim. Çocuksu bir coşku hissediyordum.
Yo era joven y estaba lleno de entusiasmo.
Kimyaya karşı özel bir yeteneğim olduğunu farkettiğimde henüz çok gençtim.
Era muy joven cuando me di cuenta que tenía un don para la química.
O zamanlar daha çok gençtim.
Entonces yo era apenas un niño.
Evlendiğimde çok gençtim.
Yo era muy joven cuando me case.
Ama çok gençtim ve beni çok yaralamisti.
Pero era muy joven y me dolió demasiado.
O zamanlar çok gençtim
Yo era muy joven entonces
"Şimdi yazı yazıyorum" derdi. Bir gün o zaman çok gençtim. Bu durumdan çok sıkılıp Mürekkep şişesini masasının üstüne baş aşağı edip döktüm.
Un día, cuando era joven, me enojé tanto... que derramé la tinta sobre su escritorio... y empecé a escribir sobre su trabajo.
Annenle evlendiğim zaman gençtim, çok gençtim.
Era joven cuando me casé con tu madre ; era demasiado joven.
- Ben çok gençtim ama onu hatırlıyorum.
- Bueno, yo era joven, pero me acuerdo.
Çok gençtim o zamanlar
Aquí todavía estaba creciendo.
Ona göre, yaptığımız şeyde bir yanlışlık olduğunu düşünmek için çok gençtim.
Ella... Yo era demasiado joven para pensar que eso estaba mal.
Çok gençtim öyle bir adamın ilgisi başımı döndürdü.
Yo era muy joven, y me sentía halagada por la atención de un hombre así.
Çok gençtim o sadece bir oyundu.
Yo era tan joven. Sólo eran juegos.
Çok gençtim... ama biliyorum.
Bueno, yo era muy joven... pero lo sé.
Ama çok gençtim. çok kararlıydım... çok aptaldım.
Pero yo era demasiado joven... demasiado impetuoso... y demasiado tonto.
Başta farketmedim- - çok gençtim- - ama onlar bana önemli bir fırsat verdi, şimdi aynısını ben sana veriyorum.
Al principio no me di cuenta. Era demasiado joven pero ellos me dieron una gran oportunidad y ahora yo se la ofrezco a usted.
Gençtim, kadınlar beni arzuluyordu, ve zaman zaman onlardan birini çok mutlu edebildim.
Era joven, las mujeres me querían, y de vez en cuando conseguía hacer feliz a alguna.
Çok gençtim.
Era muy joven.
Çok gençtim.
Yo era muy joven.
Richard ile evlendiğimde çok gençtim.
Yo era muy joven cuando me casé con Richard.
... senden çok daha gençtim, ama senin iki katındım.
Mucho más joven que tú, pero el doble de grande.
İlk CIA başladığımda Çok hırslı bir gençtim. Ama o zamandan beri, gurur duymadığım pek çok iş yaptım.
Cuando empecé con la C.I.A. era muy ambicioso, pero desde entonces he hecho cosas que no me enorgullecen.
Ama bu 1 yıl önce oldu ve o zamanlar çok daha gençtim.
Pero eso fue hace años. Era mucho más joven.
Çok gençtim.
¿ De cuando era joven?
Ben de gençtim bir zamanlar, neler hissettiğini çok iyi biliyorum.
Yo también fui joven, y sé lo que sientes...
Gençtim ve çok kabarık saçlarım vardı.
Yo era joven y tenía el cabello largo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]