English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çok küçük

Çok küçük traduction Espagnol

7,678 traduction parallèle
Çok küçük bir şeyi, bu neredeyse ortaya çıkarır.
Para algo tan pequeño, prácticamente se sale de la pantalla.
Çok küçük bir şey var.
Todavía queda otra cosa pequeñita.
- Çok küçük bir konu daha var.
Hay... una... otra pequeñísima cosita.
- Ama bu gerçek kimliğimizin çok küçük bir parçası.
- Pero es una pequeña parte de quienes somos realmente.
Evet, o çok küçük.
Sí, es demasiado pequeño.
Max bu yatak çok küçük sarılarak birlikte yatmalıyız.
Max, esa cama es tan chica, deberemos hacer cucharita.
Çok küçük yaşlardan beri farklı biriydi.
Desde muy temprana edad, él era diferente.
O muhabbet kuşları daha çok küçük. Vahşi doğada beş dakika dayanamazlar.
Esos pajaritos son pequeños, no van a durar nada en el medio silvestre.
- Hayır, çok erken. Daha çok küçük.
No, no, no, no, es muy pronto.
Ama eminim çok küçük.
Pero estoy seguro de que es... muy pequeña.
Bu çok küçük bir bira.
Tiene tres dormitorios. Eso es muy poca cosa.
Çok küçük biri için, Islak deri ölümcül bir soğuğa yol açabilir.
Para un animal tan pequeño, quedarse con el pelo empapado puede suponer un resfriado mortal.
- Belki de üç. Fizik dünyası çok küçük.
El de la física es un círculo reducido.
Daha çok Küçük Fingirdek'in Muhaberesi gibi.
Más bien "La Batalla de la pequeña descarada".
Üniforma çok küçük kalmış.
- El uniforme te queda chico. - Es una pena.
Burası bir tür kayboluş noktasıdır. Pissarro bu noktayı çok küçük bir ışıkla belirginleştirmiş.
Ese es el punto de desaparición y lo acentúa con un diminuto punto de luz.
Her seferinde ağaçtan ancak çok küçük bir miktar kazıyabilirsiniz. Bu süreçte tüm tezgah titreşir ve düz yaptığınız kazıma işlemi sonucunda bu dalga etkisi oluşur.
Sólo raspas un poco cada vez y en el proceso, el aparato que usas tiende a vibrar y lo que tienes es un efecto de onda.
O sadece çok ama çok küçük bir parçası.
Y ese solo fue un pequeño, pequeño motivo.
Harvey şehrin çok küçük bir kısmından bir şeyler bekliyordu.
Harvey se ha reducido a esperar muy poco de la ciudad.
Çok küçük farklılıklar var.
Hay un pequeño giro a todo.
Çok küçük bir kasabada büyüdüm.
Crecí en un pueblo muy pequeño. En las montañas.
Tutma yeri elim için çok küçük.
El mango es demasiado pequeño para mi mano.
İki kişilik bir uçak için çok küçük.
Es poco espacio para dos personas.
- Şu anda bunları duymak istemiyorum. Bu görevde başarılı olmak için çok küçük bir olasılık ve yüksek derece riskler ol- -
Parece haber un margen muy delgado de éxito y un alto grado de riesgo...
Öyleyse, bunu kazanabilmemizin çok küçük de olsa bir ihtimali var.
De acuerdo, entonces puede que haya una ínfima posibilidad de que podamos sacar esto adelante.
Bebeğim, o küçük kıyafetinin içinde çok şirin görünüyorsun.
Nena, te ves tan linda en su pequeño uniforme.
Benim... küçük çocuklarım vardı, daha çok genç ve çok tatlılardı.
Tenia... hijos pequeños, tan jovenes, tan tiernos.
Tecrübelerime göre kremasyondan sonra kemik kalıntıları genelde çok daha küçük olur.
Según mi experiencia, los fragmentos de huesos de cremación son más pequeños.
Küçük Ermenistan'da bir çok şarküteride bu teklifi yapmıştım.
He hecho esa oferta en muchas charcuterías en la pequeña Armenia.
Küçük kız kardeş geldiğinde çocuk onu tabii ki çok sevdi.
Y la hermana bebé llega, y por supuesto él la quiere mucho.
Bugün geliyor, çok endişeleniyorum. Lord Castleroy'u küçük çeyizle gücendirecek.
Va a llegar hoy y me preocupa que ofenda a Lord Castleroy con una pequeña dote.
Bu odadan çok daha küçük bir hücrede 8 yıl kaldım.
Ocho años perdí allí en una celda de una fracción del tamaño de este cuarto.
Betty'de sesi en çok çıkan öğrencilerin listesi var. Şansımız yaver giderse, bu küçük balıklar bizi büyük balığa götürebilir.
Betty tiene una lista de los estudiantes que están siendo más elocuentes quizá tengamos suerte y los pescaditos nos conduzcan al pez más grande.
Hoşgeldin. Sen çok güçlü bir küçük adamsın.
Médico De La Cruz, hermana de la Sra. Palmer está aquí.
Ardından yayılan duman bulutunun biçiminden ötürü Minyatür Gül yahut Fukaranın Gülü adıyla anılıyordu ki küçük çaplı diktatörlüklerde çok rağbet görüyordu.
Era popular en pequeñas dictaduras.
Evet, sen ve küçük arkadaşın çok sevimlisiniz ama ne yazık ki kadromuzda şu an boş yer yok.
Sí, bueno tú y tu amiga son encantadores pero es una pena que no tengamos ningún estreno de momento.
- Edith o küçük kıza çok bağlanıyor.
Edith le está cogiendo mucho cariño a esa niña.
Küçük memelilerin metabolizması çok hızlı çalışır.
Cuanto más pequeño sea un mamífero, más rápido será su metabolismo.
Küçük muhabbetimizden gerçekten çok keyif aldım.
Bueno, me ha encantado charlar contigo.
Onu, daha küçük bir çocukken tanıdım. Ama benim gözümün gördüğü adam çok da büyük değildi.
Lo conocí solo de pequeño... pero el hombre ante mis ojos no era muy grande.
Pencereler çok küçük ve dar. Işık süzülerek içeri giriyor.
La luz se filtraba dentro.
Ondan uzaklaşmak için çok küçük görünüyorlar.
Parece muy joven para alejarse de ella.
Daha çok yer örten daha küçük pamuklularım var.
Yo tengo calzoncillos de algodón que cubren más.
- Küçük olan çok tatlıymış.
- Los pequeños son lindos.
Sex çok daha hızlı ve küçük düşürücüydü.
Esto fue más rápido y más humillante.
- At. Atları çok seviyor ben. Şu küçük olanları seviyor musun?
Me gustan los caballos. ¿ Te gustan los pequeños, los que llegan por aquí?
Bu aramızda küçük bir sır olarak kalabilirse çok sevinirim.
Me encantaría que... si esto podría ser nuestro pequeño secreto.
Çok fazla küçük yalan söyleme.
No digas muchas mentiras pequeñas.
Eğer onlar ayıysa, küçük ayı adalarında çok yalnızlar.
Así que, si son osos, entonces están solos en su pequeña isla de los osos.
Çok güçlü akciğerlerin var, küçük hanım.
Tienes unos pulmones poderosos, jovencita.
- Küçük müzeleri daha çok severim.
- Me gustan los pequeños museos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]