English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bacaklarını aç

Bacaklarını aç traduction Français

379 traduction parallèle
Bacaklarını aç!
Écarte les jambes!
Hayır, onun bacaklarını aç.
... Non, pas tes bras ainsi.
Bacaklarını aç.
Ecarte les jambes.
Bacaklarını aç.
- Paumes contre le mur bien à plat.
Bacaklarını aç!
Écarte! - Écarte les jambes.
Bacaklarını aç, hepinize söylemem mi gerekiyor?
Ouvres tes cuisses, dois-je le répéter?
Yat ve bacaklarını aç! çabuk!
En croix!
Tamam. Şimdi çok yavaş bir şekilde silahı yere bırak merdivene dayan ve bacaklarını aç.
Maintenant, posez lentement votre arme et écartez les jambes.
Bacaklarını aç.
Ecarte les jambes, Ilsa, relax.
Öyleyse bacaklarını aç.
Ecarte bien tes cuisses.
Fabrikadan çıktığında, koltukaltlarını yıkamalısın. Buraya geliyorsun, düdüklenmek için bacaklarını açıyorsun ve evine gidiyorsun.
Tu sors de l'usine, tu te laves sous les bras, tu viens là et tu écartes les jambes, puis tu rentres chez toi.
Bacaklarını aç.
Ouvre tes cuisses.
Ellerini yukarı kaldır. Bacaklarını aç.
Mains posées là, jambes écartées.
- Bacaklarını aç!
Qu'est-ce que c'est?
Kimi görürlerse bacaklarını açıveriyorlar.
Elles écartent les cuisses pour n'importe quel Jean-foutre!
Bir erkeğin gölgesini bile görünce bacaklarını açıyorsun.
Plus d'un régiment t'est passé dessus.
Bacaklarını açın.
Tenez ses jambes.
Tamam. Bacaklarını aç!
Écartez les jambes.
Aç şu uzun bacaklarını!
Fais pomper tes grandes jambes!
- Evet, var. - Senin bacakların acımıyor mu?
- Et t'as pas mal aux pieds?
Onu kaybetmenin acısını konyakla geçiremezsin, bacaklarının acısını da geçirememiştin, sadece kendini öldürebilirsin.
L'alcool ne tuera pas ton chagrin de l'avoir perdue. Il ne peut que te tuer.
Aç bacaklarını.
Fouillez-les.
Bacaklarım biraz açılsın.
Je vais aller me dégourdir les jambes.
Dişlerinizi iyice sıkıp, bacaklarınızı açın.
Écartez les jambes!
Hatun bacaklarını iki yana açınca bizimki heyecandan titremişti!
Cet imbécile tremblait au moment de la baiser.
Çıkabilirsiniz. Beş dakika dolaşın bacaklarınız açılsın.
Dérouillez-vous les jambes.
Kalçamın ve bacaklarımın sızısı çok acıtıyor.
Ma jambe me fait terriblement mal.
Diyorlar ki, celladın havaya kaldırdığı baş hâlâ yaşarmış gözler hâlâ görür dil hâlâ acıdan kıvranır ve yerdeki kollarla bacaklar da hâlâ titrermiş.
On dit que la tête brandie par le bourreau est encore en vie, que les yeux voient encore, que la langue se tord encore et que, plus bas, les bras et jambes tremblent encore.
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
La jolie petite Sally Se promenait par ici En montrant ses jolies gambettes Tous les hommes étaient à la fête On voyait ses jarretelles Mais ce n'était pas gratuit
Bacaklarınızı açın!
Les bras en croix!
- Aç bacaklarını, kıpırdama.
- Ecarte les jambes, immobile.
En etkili sonucun alınması için, bacaklarınızı açın.
Pour une efficacité optimale, écartez les jambes.
Hadi bakalım açılsın bacaklar!
Venez ici. Écartez les jambes!
Haydi, koş. Tabanları yağla! Haydi, aç bacaklarını.
Allez, détends-toi.
Ve şimdi, bacaklarını aç.
Maintenant... écarte les jambes. Tu peux aussi remonter ta jupe.
Bacaklarınızı açın.
Ecartez les jambes.
Bacaklarını ve kollarını aç.
Etends tes bras et tes jambes.
Aç bacaklarını.
- Assure-toi que tes jambes soient assez écartées.
Sadece bacaklarını mı Açıyordun, hepsi bu mu?
Et... tu as seulement écarté tes cuisses?
Senin bacaklarını sabahtan geceye kadar açık görmek istiyorum.
Il faudrait que tu vois ce qui se passe. Je passe mes journées les jambes écartées.
O küçük taş gibi karpuzlarını. O küçük kuşun kabarıp aniden silkelenmesini. O bacakların, ıslandığında açılmasını.
Ces petits seins tout roses et tendus... ce petit cul qui se tortille... ces longues jambes, ruisselantes.
- Bacaklarını geniş aç, Arnold.
- Ouvre les jambes Arnold.
- Biraz daha aç bacaklarını.
- Ouvre un peu plus les jambes.
Bacaklarını iyice açıp "Baba" demişsin.
Yasuda me l'a dit. Elle disait "Père", en écartant les jambes.
- Bacaklarını aç. - Sekiz.
Huit!
Bu bacaklarını nasıl kaybettiğini açıklıyor.
C'est comme ça qu'il a perdu ses jambes.
Kadının bacakları açılmıştı. ... eteği, uyluklarının yukarısına kadar açıktı.
La femme gît sur le dos, les jambes écartées, la robe relevée laissant paraître le haut des cuisses.
Bacaklarınızı açın.
Écarte!
Bacaklarınızı açın!
Jambes écartées!
Açın bacakları!
Bougez ces jambes!
Sağ ayağını biraz kaldır, bacaklarını da biraz daha aç.
Peux-tu lever le pied droit?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]