Acele traduction Français
23,514 traduction parallèle
Trent Amca'yı buraya getir. Acele et!
Va chercher oncle Trent!
Acele et!
Donne ta main.
Acele et.
Dépêchez-vous...
Acele et! Zamanımız tükeniyor!
Maham n'est pas habitué à entendre un non!
Acele et, o gelmeden.
Avant qu'il arrive.
Keyfinize bakın. Acele etmeyin.
Prenez votre temps, rien ne presse.
- Acele et.
- Vite.
- Acele et ki kutlayabilelim.
- Vite, qu'on fête ça.
Acele et.
Vite.
Gelenlere misafirperverlik göstermede biraz acele ettiginizi söyleyenler oldugunu da unutmayalim.
Eh bien, certains diraient que vous anticipez un peu en décidant qui est le bienvenu ou non.
- Beni acele ettirme.
- Ne me presse pas. Ouais!
- Acele ediyorum.
- Je me dépêche.
Hüküm konusunda acele karar vermek...
Un jugement hâtif... Hâtif.
Acele karar... İki şüpheli daha var.
Il y a deux autres suspects.
Acele et yoksa Ceres'te su çalmaya geri dönersin.
Dépêche toi, sinon tu vas retourner voler de l'eau sur Cérès.
Acele et.
Dépêche-toi..
- Acele edin!
- Dépêchez-vous!
Tamam, acele et
- Okay, vite. - Oh.
Açlıktan ölmeden önce acele et.
Dépêche-toi, avant d'être affamé et de mourir.
Acele etsen iyi olur.
Dépêche un peu.
Acele edersen belki yakalayabilirsin.
Cours, tu la rattraperas.
Bir iyi eski moda acele.
Et maintenant, inspire profondément.
Acele etmesine de gerek yok.
Et il n'a pas besoin de se presser.
Gitmelisin. Acele etmem lazım.
- Tu devrais y aller, je dois m'y mettre.
Shark, acele etsen iyi olur!
Shark, magne-toi!
Acele et, 12 saniye olduğunu biliyorsun.
Allez. Tu sais qu'il y a 12 secondes.
- Acele et. - Tamam.
- Dépêche-toi.
- Acele et.
- Allez.
Acele edersen onu korkutursun.
Patience, ne l'effraie pas.
Acele etmemiz lazım!
Il faut qu'on bouge!
- Hadi, hadi, acele.
- On se grouille!
Acele edin!
Vous devez vous dépêcher!
Acele etsen iyi olur.
Dépê chez-vous.
Yoksa niye bu kadar acele gitsinler?
Pourquoi partir si vite, autrement?
Acele etme.
C'est ça. Prenez votre temps.
Ben ise acele etmeyi sevmem.
Moi? J'aime prendre mon temps.
Acele etmezsem kankan bir 20 yıl daha yiyecek.
Si je n'agis pas, ton pote va se prendre encore 20 ans.
Neden acele edelim ki?
Pourquoi tu veux foncer là-bas?
Acele etme, iyice düşün.
Prenez le temps de réfléchir.
Acele etmeliyiz.
Il faut faire vite.
Acele etme.
Prends ton temps.
- Acele et.
- Faites vite.
- Acele edin!
- Avancez!
- Biraz acele etmiyor musun?
- Tu vas un peu vite, non?
Lütfen Tommy, acele et.
S'il te plait Tommy, dépêches-toi.
Lütfen Tommy, acele et.
S'il te plait, Tommy, dépêches-toi.
Sanırım onun bir yere gitmeyeceğinin farkına vardı. Ve onu, bu konuda acele ettirmek istemiyordu.
Il a dû réaliser qu'elle n'irait nul part... et il ne voulait pas précipiter son départ.
- Yine de acele bir olaydı.
- Ça n'en restait pas moins urgent.
Acele et.
Mets-toi debout!
Acele et!
Dépêchez-vous!
Acele etmedin herhalde.
Vous avez été long!
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmeliyiz 190
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmeliyiz 190