Ben hariç traduction Français
677 traduction parallèle
" Ben hariç herkes gemiyi terk etti.
Ils ont tous déserté, sauf moi.
Ben hariç.
Pas moi.
Keşke olsaydı. Burada ben hariç herkesin var.
Hélas, tout le monde en a un, sauf moi.
Halada arıyorlar. Bizim kulübede baskın yedi, ben hariç herkesi tutukladılar.
Ils ont pris d'assaut l'hôtel et buté toute la bande sauf moi.
- Ben hariç, Tommy.
- Pas moi, Tommy.
- Ben hariç herkes bu işe bulaşmış.
- Tout le monde est au courant sauf moi.
Ben hariç herkes.
Tout le monde sauf moi.
- Ben hariç. Ben kalıyorum.
- Tous sauf moi, je reste.
- Ben hariç, bütün erkekler de misyonerdi.
Les hommes sont missionnaires. Je suis l'exception.
Ben hariç herkes.
Tout le monde, sauf moi.
Ben hariç mi?
Après moi?
Hayır efendim. Burada kimse yok. - Yani ben hariç.
Non, madame, il n'y a encore personne.
- Herkes tembel. Ben hariç.
- Tout le monde est fainéant.
Bu herkesi sıkar, ben hariç.
Cela ennuie tout le monde, sauf moi.
Büyük kızım neredeyse balayına çıkacak ve ben hariç herkes biliyor.
Ma fille est presque mariée... Et je n'en sais rien!
Bütün erkekler öyle... ben hariç!
- Ils le sont tous, sauf moi.
Arkadaşları üzerinde kötü bir etkiye sahiptir, ben hariç.
Son influence est néfaste, sauf sur moi.
Ben hariç.
Sauf à moi.
- Belki ben hariç herkesin.
Sauf moi, peut-être.
- Ben hariç.
À part moi.
Bu silaha sahip olabilecek başka kimseyi düşünemiyorum, ben hariç. Sağ ol.
Je ne voudrais voir personne d'autre posséder ce fusil à part moi.
Ben hariç, sanırım.
- Sauf moi, sans doute.
Kyoto'da bile ben hariç kimse böylesine güzel kızları toplayamaz.
C'est ce qu'il y a de mieux à Kyoto.
Saklanacak yer yok, kaçacak yer yok. Ben hariç.
Pas de salut... en dehors de moi.
Biliyorsun Bill, ben hariç... o arabayı kasabaya güvenli getirebilecek dünyadaki tek serseri sensin.
Tu sais, Bill, à part moi, y a que toi qui aurais pu faire passer cette diligence.
Ben hariç kimse.
Personne d'autre n'est moi.
Ben hariç kim yaptığım onca şeyin altında kalırdı ki?
Qui d'autre que moi est enterré sous tout ce que j'ai fait?
Ben hariç.
- Sauf moi.
Kimse onu tanımıyor. Ben hariç hiç kimse.
Personne ne le connaît, à part moi.
Ben hariç etrafımdaki herkes giyinip, bir yerlere gidiyor.
Tout le monde ici se fait belle et sort sauf moi.
Ben hariç kimse.
Personne, sauf moi.
Sorun şu ki, burada ben hariç herkes dürüst.
Quand je pense être le seul à être malhonnête.
Şimdi ben hariç elinde kimsen yok.
Il ne te reste plus que moi.
Senin tanıdığın gibi tanıyan. Ben hariç herkesin tanıdığı gibi tanıyan.
Qui me connaît comme toi, comme tout le monde.
Ben hariç diğer kıdemlilere seslenirken resmi biçemi kullanın.
Devant les anciens, parlez en militaire.
Ben hariç kimse.
Personne sauf... moi.
Herkes ölmüş, ben hariç.
Tout le monde est mort. Sauf moi.
Ben hariç herkes alıştı hepsi aynı şeyleri arzuluyor. Ama ben bunun doğru olmadığını biliyorum doğru değil.
Ils réussissent tous à s'habituer, à avoir les mêmes goûts que les autres.
Hey, Ben hariç hiçkimse treni haraket ettiremez!
Je suis le seul à donner le départ!
Tayfa sayısı - ben, kaptan hariç - bir dümenci, bir yardımcı kaptan beş gemici.
L'équipage - sauf moi, le capitaine, un barreur, un mousse et cinq marins.
Benden her şeyi isteyin ama bu hariç. Ben böyle bir utancı kaldıramam. Ölürüm daha iyi.
Demandez-moi n'importe quoi, mais pas ça!
- Kimsenin elinden bir şey gelmez beklemek hariç. - Öyleyse ben beklerim sen de bu arada dinlenirsin.
On ne peut que veiller et attendre.
Ben ne birine ne de birşeye karşıyım. Ayık olmak hariç.
Moi, je suis contre ne plus être soûl.
Ben hariç.
sauf pour moi!
İşin içinde ben olunca, evet. Biri hariç.
En voyant ma tronche, non... à part une seule piaule...
- Sen hariç tabii ki. - Tek kişi ben değilim. Sophie'yle Oskar ne olacak?
Je ne suis pas le seul, il y a Sophie et Oscar.
Parası hariç ben de olmayan nesi var?
Elle a quoi de plus que moi, à part l'argent?
Sel bastı, götürdü, ben ve kızkardeşim Nan hariç.
L'inondation a tout emporté sauf moi et ma petite sœur Nan.
Ben hayatımda bir kez olsun yatağa düşmedim. At sırtından düşüp ezildiğim zaman hariç.
Je ne suis jamais malade.
Ben, asla bir yerden kovulmadım! Beni ormanda kovalayan o yaratık hariç geçen yaz, Ohio'da.
Je n'ai jamais été chassé de nulle part... sauf quand mon vieux me bottait le cul sur toute sa terre de l'Ohio.
Bağırmalarıma gelince, ben sesimi başımızdaki o deli hariç kimseye yükseltmedim.
Quant à élever la voix, je ne crie jamais sauf après ce dingue qu'on doit supporter.
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben helen 20
ben hemen geliyorum 46
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben helen 20
ben hemen geliyorum 46