Bizim traduction Français
89,360 traduction parallèle
İpler bizim elimizdeydi. Geleceğimize hükmediyorduk. Hayat arkadaşlarımızı, mesleklerimizi seçiyorduk.
Qu'on avait un pouvoir dessus, qu'on décidait de son avenir, qu'on choisissait son conjoint, son métier, qu'on était responsable des décisions qui la façonnent.
Nihayetinde bizim hayatımız ayrı, onlarınki ayrı.
On a nos vies, et ils ont les leurs.
Bizim adamımız olmadığını söylemeye gerek yok.
Inutile de dire que c'était pas lui.
Senle bizim aramızdaki mesafe kadardı araları ve onu vuran kadınla konuşuyordu.
Il était près d'eux, comme toi et moi maintenant, et il discutait avec la femme qui lui a tiré dessus.
Bizim için bir çıkış yolu buldun mu?
Tu as trouvé un moyen de sortir?
Ramal, Poseidon'un adamı, bizim değil.
Ramal est l'homme de Poséidon, pas le nôtre.
Bizim işimiz soru sormak değil.
C'est pas ton boulot de poser des questions.
Bizim Freddie Mercury idare edemez.
Freddie Mercury supportera pas ça.
- Bizim Michael mı?
C'est notre Michael?
Bizim yaşadıklarımızı sen de yaşadın.
Tu as traversé ce qu'on a traversé.
Onu bizim eve getirme, tamam mı?
Ne le ramène pas ici, compris?
Bizim hayatımızdı.
C'était notre vie.
İlk hamleyi bizim yapmamızı bekliyor.
Il attend qu'on avance le premier pion.
Ya da bizim için, Michael Scofield.
Ou pour ceux qui le connaissent, Michael Scofield.
Bir tek bizim arabamızda mı kamera var sanıyorsun?
Tu crois vraiment que notre voiture est la seule avec une caméra?
Nihayetinde kendin göreceksin ait olduğun yer burası, bizim yanımız.
Et tu t'apercevras qu'ici c'est chez toi... avec nous.
Yamyamlar bizim arabamızı bozduysa seninkine de bir şey yapmışlardır.
Si les cannibales ont trafiqué notre voiture, ils l'ont probablement fait également avec la votre.
Bizim de aradığımız bu. Bay Slink, Kan, Heart Holding'in olmazsa olmazı.
Vous voyez, c'est ce que nous recherchons... le sang, M. Slink, l'essence même de Heart.
Bunu yapmasının bir sebebi olduğu belli. Bizim de bunu öğrenmemiz lazım.
Il n'a pas fait ça sans raison, et on doit trouver la raison.
Howard, bu bizim görevimiz.
- Howard. C'est notre devoir.
Bilimin kendinden emin kişilerinden, bizim bitki adam.
C'est un homme de science, notre planteur.
O sır her neyse bizim için sorun olmaz.
Peu importe ce que c'est, ça va aller.
Bizim için hiç fark etmez.
- On est dispos n'importe quand.
Jean, unutma, bizim işimiz hastalarımızın işini yapmak değil.
Notre rôle n'est pas de faire le travail à la place de nos patients.
Niye bizim için canını tehlikeye atsın?
Pourquoi risquerait-il sa vie pour nous?
Kılıç'ı kullandığım anda Aşağı Dünya bizim dünyamızdan ayrılacak.
Quand je brandirai cette épée, le Monde Obscur ne fera plus partie de notre monde.
O da bizim tarafımızda.
C'est un allié.
Bizim için kendi canını verdi.
Il a donné sa vie pour nous.
Bunun bizim zaman yolculuğu yaparak tarihi değiştirmemizden farkı ne?
Et quoi cela diffère de nous, voyageant dans le temps en altérant l'histoire?
Farklı versiyonlarımız ama bu kesinlikle bizim takım.
Ce sont des versions différentes, mais c'est définitivement l'équipe.
Bizim Kader Mızrağı'nı neden istediğimizi biliyor ama kendi planları hakkında ser verip sır vermiyor.
Il sait ce que l'on veut faire avec la Lance du Destin, mais il s'est montré évasif sur ses plans.
- Bizim için bir şey yapması gerekiyor.
Il doit nous construire quelque chose.
Şimdi de enerjisini bizim dünyamıza salıyor.
Elle relâche de l'énergie sur Terre.
Onları anakaraya götür, sonra bizim için buraya geri dön.
Ramène-les sur le continent et ensuite reviens nous chercher.
Onlar bizim arkadaşlarımız ve senin yardımına ihtiyacımız yok.
Ce sont nos amis, et on n'a pas besoin de votre aide.
Glades'ten kurtulduk ve sen bunu bizim evimize geri sokuyorsun.
On est sortis des Glades, et tu les ramènes dans notre maison.
Tüm hayatımız şiddet bizim.
Notre vie entière est faite de violence.
Gregor'a karşı yaptığımız darbe kısa ömürlü olabilir... Bizim gibi.
Ce coup contre Gregor ne durera sans doute pas longtemps... comme nous.
Biliyoruz. Bizim öğrenmek istediğimiz "chuchang" in ne olduğu.
On sait, mais ce qu'on veut savoir c'est qu'est-ce le chucang?
Onlar bizim hedefimiz değil.
Ce ne sont pas nos cibles.
Yalnızca bizim daha zeki olmamız gerekiyor.
Nous allons juste devoir être plus malins.
Throwing Star Killer'ın, bizim Prometheus dediğimiz kişinin Green Arrow'u kandırdığını söyledi.
Il a dit que le Tueur aux shurikens, un homme qu'on appelait Prometheus, l'avait manipulé.
Bazı günler şehir olduğu yere yığılmak istiyormuş ve bizim tek yaptığımız ise kaçınılmaz sonu ertelemekmiş gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Il y a des jours, j'ai l'impression que la ville veut imploser, et que tout ce que nous faisons n'est que repousser l'inévitable.
Prometheus var, kanunsuz var, bir de bizim tarafımızda olabileceğini düşündüğüm polis öldüren bir joker var.
On a Prometheus, Vigilante, et ce joker, que je pensais être de notre côté, qui vient de tuer un policier.
Evet. Gregor, ona sadık adamlarından yeni terfiler yapacaktır ve bizim hepimizi de öldüreceklerdir.
Gregor va nommer ses nouveaux loyaux partenaires et ils vont tous nous tuer.
- Onun avantajı varsa bizim de avantaj kazanmamız gerek.
- Il a un moyen de pression, on a besoin d'en avoir un nous aussi.
Adam bizim 10 adım önümüzde gibi hep.
On dirait que ce gars a toujours 10 coups d'avance.
Kanıt olmadan Gregor bizim hain olduğumuzu söyleyecektir.
Sans preuves, Gregor dira que nous sommes les traîtres.
Asıl soru sen bizim için neler yapmayı göze alıyorsun?
La question est de savoir ce que tu es prête à quo en échange de ton quid?
Asıl soru bizim elimizde bir şey var mı?
La meilleure question est : "est-ce qu'on a quelque chose?"
Green Arrow ve ekibiyle olan ilişkin bizim için bir tehdit oluşturuyor. Evet.
Ta connection avec Green Arrow et son équipe, c'est un fardeau.
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23
bizim de 22
bizimle mi 20
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23
bizim de 22
bizimle mi 20