Bizimkiler traduction Français
1,323 traduction parallèle
- Evet doğru sorun da bu sen düşünmüyordun bizimkiler uçuyor ve benim arabam yok.
Là est bien le problème. Tu n'as pas réfléchi, mes vieux sont pétés et plus de voiture.
Bu yüzden eğer o işi yaparsak, bizimkiler bizi duyabilir. Doğru!
Pourquoi mes parents pourraient nous entendre?
Bizimkiler AP'de. Yalnızca 15 dakikamız var.
Mes parents font les courses, alors on a, disons, 15 mn.
Kesinlikle çılgın bir geceydi, ama ben ve bizimkiler çok şey öğrendik, umarım siz de öğrenmişsinizdir.
Quelle soirée de dingue! Mais ça nous a appris plein de choses.
Bizimkiler ve ben bu konuda bir şarkı yazdık, işte şöyle :
Ça nous a inspiré une chanson qui donne à peu près ça...
Bizimkiler olabilir mi?
C'est l'un des nôtres?
Bizimkiler de oraya geçemezler.
personne des notres ne peut aller là-bas!
Çocuklar, bunlar bizimkiler.
Les amis? C'est nous.
- Bunlar da bizimkiler.
- Je te présente tout le monde.
Bizimkiler 2 gün sonraya bizi davet ediyorlar, olur mu?
Mes parents nous invite pour après-demain, ça va?
Bizimkiler daha iyi, dedi.
Il dit que les nôtres sont mieux.
- Bizimkiler buna alışmış.
- On est habitués peut-être.
Erişkinlerin birbiri ile kavga etmesi için, bizimkiler bize bir din verdi.
La nôtre donne des religions aux adultes. Pour qu'ils se battent entre eux.
Ya bizimkiler hatayı fark edip geri döner, ya da... biz onlara telsizle ulaşıp geri dönme emrini veririz.
Les bombardiers réaliseront qu'il s'agit d'une erreur ou nous les rappellerons par radio.
Amerikalıları dürüst zannediyordu, bizimkiler gibi değil.
Il pensait que les Américains étaient plus honnêtes que les Russes.
Akyazı'dan gelmişler ama bizimkiler kesin kazanır.
Akyazi, mais notre équipe va gagner.
Hayır yani, şimdi bizimkiler ufak insanlar ya takarlar böyle şeyleri.
Dans mon club, certains pourraient prendre ça au sérieux! C'est leur problème.
Evet, harika bir gün geçirdim.Bizimkiler barda bir parti verdi.
J'ai passé une bonne journée. La bande m'a fait une fête.
Bizimkiler.
Ou nous.
Bizimkiler döndü galiba.
Les parents sont de retour.
Anlaşma senin menfaatlerin için en iyi, bizimkiler için değil.
Ce marché était établi dans votre intérêt, pas le nôtre.
Belki bizimkiler etmiştir.
Nos parents, peut-être.
- Bizimkiler korkuttu.
Ma famille leur a fait peur.
İade edilecek olurlarsa bizimkiler çok üzülür.
Notre culture Jekench désapprouve les acquisitions.
Saçmalamıyorum, Daniel. Bizimkiler asla station vagonlarını almamıza izin vermezler.
C'est pas pour vous embêter, Daniel, mais mes parents nous laisseront jamais prendre le break.
Bizimkiler endişelenecek.
Mes parents vont se faire du souci.
Ama bizimkiler...
Mes parents! Rentre chez toi.
Hey Joey, neden bizimkiler de bedava değil?
Pourquoi on paye, nous?
Sanırım bunlar bizimkiler.
je crois que ce sont les notres.
Bizimkiler düzgün davranıyorlar mı?
Mes jeunes se comportent bien?
O zamandan beri bizimkiler savaş bölgesindeler.
Depuis, les bois sont une zone de guerre.
- Bizimkiler hikaye. - Ya Eric?
- Ce qu'on fait, c'est que dalle.
Bizimkiler İngilizce bilmiyorlardı ve öyle bir çocuğa bakamazlardı.
Les parents parlaient pas anglais, ils pouvaient pas s'occuper de lui.
Bizimkiler evde değiller.
Bon Eric, mes parents ne sont pas à la maison.
- Bizimkiler bir şey söylememi istemedi.
- Mes parents ne voulaient pas que je le dise, alors...
Bizimkiler evlilik yeminlerini tazeliyorlar.
Mes parents reprononcent leurs voeux de mariage.
Bizimkiler de cehenneme kadar yolun var dediler. Gönüllü yoktu.
On a dit : "Allez au diable!" Personne n'a levé la main.
Bizimkiler için yolu temizlemeliyiz!
On va dégager les routes.
Ve bizimkiler o kasabaya girilmesini istiyor.
Nos patrons, ils vont vouloir y aller.
Bizimkiler setlerini dağıttıktan sonra video kliplerimizi pek göstermiyorlar.
Ils passent moins nos clips qu'avant... depuis la fois où le groupe leur a bousillé un décor.
Bizimkiler hiç bilmiyor.
Mes parents sont adorablement niais.
Bizimkiler de, ama bu mecburi değildir
Le nôtre l'est, mais ça n'est pas obligatoire.
Bizimkiler, dünyanın en büyük ticari su yolunun... yanlış ellere düşmeyeceğinden emin olmak istiyor. Zaten şimdi de yanlış ellerde.
Les copains au pays craignent que la plus grande porte commerciale ne tombe en de mauvaises mains... maintenant qu'elle est en de mauvaises mains.
Zaten dönmek zorundaydık, dostum, lastik izlerini silmedik, bizimkiler başka izler de bırakmış olabilir.
J'ai laissé mon étui. De toute façon, il faut. On a pas couvert nos traces de pneu.
Ben zaten yaptım! Bizimkiler tarafından öldürüldüm!
J'ai failli m'en sortir, mais je me fais tuer par les miens.
Belkide terapiye SEN gitmelisin böylece bizimkiler SENİN düşüncelerini dinlemesi için birine saatte 200 $ verir ve bizde seni dinlemek zorunda kalmayız.
C'est toi qui devrais voir un psy. Les parents le paieraient 200 $ pour t'écouter, à notre place.
Ve sonra bizimkiler ona bir sürü yeni şey aldı.
Et les parents ont gobé ses explications foireuses.
Bizimkiler dokuza dokuz.
Nôtres sont neuf par neuf.
Bunlar bizimkiler.
Ce sont bien les nôtres.
"Bizimkiler ne halt etmeye adımı Pesha koymuşlar" mı?
"Pourquoi on m'a appelée Pesha?"
Bizimkiler de.
Nous aussi.
bizimkilerden biri 16
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22
bizimle misin 23
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22
bizimle misin 23