Bizimle geliyorsun traduction Français
447 traduction parallèle
Bu kez sen de bizimle geliyorsun.
Cette fois, tu viens avec nous.
Pikniğe gidiyoruz, fakat sen de bizimle geliyorsun.
Nous allons faire une picnic, mais, nous ne l'avons pas avec nous.
Öldürülmelerine seyirci kalamazsın! Sus, sen de bizimle geliyorsun!
Elle vient avec nous.
Bizimle geliyorsun.
Viens avec nous.
Gidiyorsak sen de bizimle geliyorsun pislik torbası.
Si on y va tu viens avec nous.
- Bizimle geliyorsun, değil mi?
Mais tu viens avec nous!
Kesinlikle öyle. Pekâlâ, sen de bizimle geliyorsun.
- Tu parles qu'on t'emmène!
Bizimle geliyorsun.
Tu viens avec nous.
- Bizimle geliyorsun.
Tu viens avec nous!
Bizimle geliyorsun, değil mi?
- Tu as appelé? - Tu viens avec nous, n'est-ce pas? - Où ça?
Bizimle geliyorsun. Gelmeni istiyoruz!
Tu viens, parce qu'on te veut.
- Bizimle geliyorsun.
Aller, viens avec nous!
Bizimle geliyorsun.
Vous venez avec nous.
Ally, eşyalarını hazırla. Yarın bizimle geliyorsun.
Ally, va faire tes bagages.
Bizimle geliyorsun, değil mi?
Vous allez vous joindre à nous?
- Evet şerif. Bizimle geliyorsun.
Tu vas venir avec nous.
- Sen bizimle geliyorsun. - O benim oğlum!
- Tu nous accompagneras.
Saçmalama bizimle geliyorsun.
Ne dis pas de bêtises. Tu viens avec nous.
Sana güzel haberlerim var. Bizimle geliyorsun.
On pourrait acheter ce vieux chacal avec un sac de billes.
Bizimle geliyorsun, değil mi?
Te joins-tu à moi?
Bizimle geliyorsun Pacini.
Venez, Pacini. Nous vous accompagnons.
- Haydi. - Bizimle geliyorsun.
Allez, viens avec moi.
- Sen, bir polise salak mı diyorsun? - Bizimle geliyorsun.
- Nous te une fois ce que les manieres apprendre.
Bizimle geliyorsun.
- Suivez-nous.
Bizimle geliyorsun Wilson.
Viens, Wilson!
Bizimle geliyorsun.
Viens avec nous!
Bizimle geliyorsun. Gerçekten bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum.
- Ce n'est pas moi!
Bir saniye. Bizimle geliyorsun. Değil mi, Virginia?
Attends, tu vas venir avec nous, n'est-ce pas Virginia?
Hua Er Dao, kalk, bizimle geliyorsun
Hua Double-sabre, viens avec nous.
Bizimle geliyorsun, ev yanıyor çatısı çökecek.
Sans ton père malade, on aurait brûlé ta maison.
Caldwell, bizimle geliyorsun. Steward, sen ne yapmak istiyorsun?
- Que voulez-vous faire?
Sen bizimle geliyorsun.
Viens avec nous. Allez.
Tamam ahbap, sen bizimle geliyorsun!
Allez, tu viens avec nous!
Bizimle geliyorsun, Bernie.
Tu viens avec nous!
- Hadi ahbap, bizimle geliyorsun.
- Vous, vous venez avec nous.
Taylor, sen bizimle geliyorsun.
Taylor, tu viens avec nous.
Ve sen de bizimle geliyorsun.
Et toi... Tu viens avec nous!
Bizimle geliyorsun. Yürü!
Allez, suis-nous!
- Bizimle geliyorsun.
- Tu vas venir avec nous.
Çavuş John Gallagher. Bizimle geliyorsun.
Sergent John Gallagher, tu viens avec nous.
Sen bizimle geliyorsun, tatlım!
Tu viens avec nous, ma belle!
Sen de bizimle geliyorsun.
Vous êtes des nôtres.
- Bizimle mi geliyorsun?
- Vous venez avec nous?
Beni Santa Barbara'ya götürmesine izin veriyorsun. Üstelik, aynı arabada bizimle birlikte geliyorsun. Bizimle aynı otelde kalacaksın.
Tu le laisses m'emmener à Santa Barbara... et tu viens même avec nous... dans le même hôtel!
- Kapıyı kapatsanıza. - Bizimle geliyorsun, Matt.
- Tu veux fermer la porte?
Sen de bizimle kasabaya geliyorsun. Atına atla.
Toi, tu viens en ville avec nous.
Sen de bizimle geliyorsun.
Vous chevaucherez avec nous.
Bizimle mi geliyorsun, yoksa daha iyi bir işin mi var?
Vous venez avec nous ou avez-vous mieux à faire?
Bizimle beraber geliyorsun, yardımına ihtiyacımız olacak.
Viens. On a besoin de toi.
- Hayır, bizimle merkeze geliyorsun.
Pas question. Tu viens avec nous.
- Jerry, bizimle mi geliyorsun?
- Tu nous accompagnes?
geliyorsun 30
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizimle misin 23