English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Burada bekleyeceğim

Burada bekleyeceğim traduction Français

453 traduction parallèle
İlk öpücüğü... ve aziz elleriyle ilk dokunuşu için onu burada bekleyeceğim.
"Je vais l'attendre ici... son premier baiser, et la première étreinte de ses mains bien-aimées."
Sen geri gelene dek burada bekleyeceğim.
J'attendrai ici votre retour.
Haydi git sen. Ben burada bekleyeceğim.
Je vous attendrai.
Şimdi, beni dinleyin. Bir yıl alsa da burada bekleyeceğim. Bana gerçeği söylemenizi bekliyorum.
Je mettrai le temps qu'il faudra, mais je tirerai ça au clair.
Seni burada bekleyeceğim ve halkın alkışları arasında nehrin kenarında geçitteyken hayal edeceğim.
J'écouterai les tambours. Je te regarderai en pensée. J'attendrai ton retour.
- Onu burada bekleyeceğim.
Je l'attends ici.
- Burada bekleyeceğim. Sonra yukarı çıkacağım.
J'attends ici.
Seni burada bekleyeceğim.
Je vous attends.
Burada bekleyeceğim.
Je vais attendre ici.
Burada bekleyeceğim. Doktor onu ne kadar çabuk görürse...
J'attendrai ici.
Burada bekleyeceğim.
Je serai là.
Burada bekleyeceğim.
J'attendrai ici.
Ben burada bekleyeceğim. Sıcak, rahat ve korunaklı.
- Je t'attendrai ici dans ma maison chaude, confortable et protectrice.
- Ben burada bekleyeceğim, ihtiyacın olabilir.
- J'attendrai ici au cas où. - D'accord.
Sanırım burada bekleyeceğim.
Je vais attendre ici.
Üç saat içinde geri dönmüş olmalısınız. - Ben burada bekleyeceğim.
Vous devriez être de retour dans 3 heures.
Eğer sizin için sorun olmazsa, burada bekleyeceğim.
Si ça gêne pas, je vais l'attendre.
- Seni burada bekleyeceğim.
Je vous attendrai.
Albay John bana oğlumun bulunduğunu söyleyene kadar burada bekleyeceğim.
J'attendrai ici que Hudson me renseigne sur mon fils.
- Hayır. Burada bekleyeceğim.
- Non, je reste ici.
Burada bekleyeceğim.
Je reste ici.
Sizi burada bekleyeceğim!
Je vous attends ici!
Goetaborg dönene kadar burada bekleyeceğim.
Je vais attendre Goetaborg ici.
Seni burada bekleyeceğim, tamam mı?
Je t'attends ici, Anna.
Bütün gün seni burada bekleyeceğim...
Je t'attends ici... toute la journée.
Benim için üzülme Karl amca. - Ben burada bekleyeceğim.
- Je t'attends ici, oncle Karl.
Hayır, ben gelmesem daha iyi. Ben burada bekleyeceğim.
- Non, je préfère attendre ici.
Burada bekleyeceğim... gelip bizi... bulmasına karşı nöbet tutacağım.
Moi, je vais faire le guet au cas où il nous flaire.
Seni burada bekleyeceğim. Teftiş biter bitmez, bana koş.
Après l'inspection, cours me rejoindre.
Ben burada bekleyeceğim.
J'attends ici. Retournez au quartier général.
Burada bekleyeceğim.
Oui : que j'attendrai.
Neyse, burada bekleyeceğim.
De toute façon, je reste ici.
Onu görmem lazım. Görene dek burada bekleyeceğim.
- Je dois la voir.
Guy, burada kalıp müşterimi bekleyeceğim.
Guy, je vais rester ici pour attendre ma cliente.
- Burada bekleyeceğim.
- J'attends ici.
Bu durumda, ben burada oturup onun bana gelmesini bekleyeceğim.
J'attendrai qu'il vienne à moi.
Hayir, burada bekleyecegim.
Non, j'attends ici.
Yani sen arabanı almaya gideceksin, ben de burada mı bekleyeceğim?
- Vous avez peur?
Ben burada McCoy'u bekleyeceğim.
J'attendrai McCoy.
Hayır, seni burada bekleyeceğim.
Je vous attends ici.
O zamana dek hala burada olursam, sizi bekleyeceğim.
Si je suis encore ici dans six mois, je vous attendrai.
- Burada kalıp seni bekleyeceğim, Harry.
- Je vais attendre ici.
Sanırım burada oturup otobüs bekleyeceğim.
Je vais m'asseoir là pour attendre l'autobus.
Burada dinlenip bekleyeceğim.
En attendant, je me repose.
Burada oğlumu bekleyeceğim.
J'attends mon garçon ici.
Kucağımda kardeşinle burada oturup... Birleşik Devletler bölge şerifinin gelmesini bekleyeceğim.
Je garderai votre frère jusqu'à l'arrivée du Shérif fédéral.
Ben burada kalacağım Sigaramı içip ölümü bekleyeceğim.
Je vais donc rester ici, fumer mes dernières cigarettes, et attendre.
Burada işinizi bitirmenizi bekleyeceğim.
Je vous attends ici. Pas ici!
Tam burada bekleyeceğim.
Je l'attendrai ici.
Ben burada dönmeniz için bekleyeceğim.
Je vais attendre ici que vous reveniez.
Burada, onun işinden burnunu çıkartmanı bekleyeceğim.
Je viens m'assurer que tu ne fourres plus ton nez dans ses affaires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]