Düsünüyorsun traduction Français
33,528 traduction parallèle
Hâlâ daha cesur olduğunu düşünüyorsun değil mi?
Tu penses toujours que tu es plus brave que moi, n'est-ce pas?
Bunun bir çeşit ayinimsi şeyle alakalı olduğunu mu düşünüyorsun?
Vous croyez que c'est un genre de rituel bizarre, un truc comme ça?
Karını öldürdüğümü birkaç parti arkadaşına iyilik yaptığım için mü düşünüyorsun?
Vous croyez que j'ai tué votre femme parce que j'ai pistonné quelques vieux copains?
Ne düşünüyorsun, Mike?
À quoi pensez-vous, Mike?
Öldürüldüğünü mü düşünüyorsun?
Tu crois qu'elle a été assassinée?
Yani itildiğini düşünüyorsun.
Vous pensez qu'on l'a poussé.
Onca yıl boyunca sen geç saatlere kadar çalışırken benim sadece yemek hazırlayıp halıları süpürdüğümü mü düşünüyorsun?
Tu penses vraiment que toutes ces années, je suis resté là à faire à manger et à aspirer les tapis pendant que tu travaillais tard?
Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
Est ce que tu le penses vraiment?
Kumarın olumlu bir şey olduğunu mu düşünüyorsun cidden?
Tu penses vraiment que les jeux d'argent sont positifs?
Gerçekten insanların değişemeyeceğini mi düşünüyorsun?
Est-ce que tu croies vraiment que les gens ne peuvent pas changer?
Yani Luana'nın vücudundaki her neyse, onu Yang'in yerleştirdiğini düşünüyorsun.
Donc tu penses que peu-importe ce qui était implanté à l'intérieur de Luana, ce Yang l'a mis là.
- Ne düşünüyorsun Aaron?
À quoi tu penses, Aaron?
- Bu yüzden sürekli beni düşünüyorsun...
- C'est pour ça que tu t'inquiètes.
Ee ilk toplantınla ilgili ne düşünüyorsun?
Qu'as-tu pensé de ta première réunion?
Norman hakkında ne düşünüyorsun?
Que pensez-vous de Norman?
- Oy yolsuzluğunu mu düşünüyorsun?
Vous pensez aux votes truqués?
İğrenç olduğumu düşünüyorsun.
Tu penses que je suis dégoutante.
Sadece kendini düşünüyorsun.
Tu as seulement pensé à toi.
Pekâlâ, demek beraber eve çıkmayı düşünüyorsun?
Donc tu veux emménager avec lui?
Parti balonları hakkında ne düşünüyorsun?
Qu'est-ce que tu penses des ballons?
Hey Han, karnım, karnım, karnım hakkında ne düşünüyorsun?
Hey, Han, tu penses quoi de ma bosse de bébé, bosse de bébé, bosse de bébé?
Norman hakkında ne düşünüyorsun?
Votre opinion sur Norman?
- Orada gayet iyi durumda. - Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
- Cet endroit lui fait du bien.
Sarah bu adamla mümkün olduğunca sikiştin ve bir anda buna son verip her Noel'de, Paskalya'da ormandaki evinizde mutlu bir aile olmaya devam edebileceğini mi düşünüyorsun?
Sarah, raconte-toi l'histoire où tu as baisé ce mec pendant aussi longtemps et tout d'un coup, tu arrêtes, et vous redevenez une famille heureuse à Noël et à Pâques dans ta maison dans les bois, c'est ça - -
- Ne düşünüyorsun?
Qu'en penses-tu?
Neden Kara Pençe'yi destekleyeceğini düşünüyorsun?
Pourquoi rejoindrait-il de lui-même la Griffe Noire?
Diana'nın Adalind'e ulaştığını mı düşünüyorsun?
Tu crois que Diana entre en contact avec Adalind?
Onu öldürdüğünü mü düşünüyorsun?
Tu penses l'avoir tué?
Jason'ın en kötü hareketinin bu olduğunu mu düşünüyorsun?
Tu crois que c'est le pire chez Jason?
Ne düşünüyorsun yani?
Qu'en pensez-vous?
Beni çok düşünüyorsun.
Tu es très attentif avec moi.
Ne o, dahası da olacağını mı düşünüyorsun?
Quoi, tu penses qu'il en a d'autres?
Alexei'nin bizi inciteceğini mi düşünüyorsun?
On en a vraiment besoin? Tu penses que Alexei pourrait nous faire du mal?
Ne düşünüyorsun?
Tu en penses quoi?
Bütün kelime hazneni kullanmayı mı düşünüyorsun?
Tu vas faire tout le dictionnaire?
Austin'in Phil'in öldürülmesiyle bir ilgisinin olduğunu mu düşünüyorsun?
Vous ne pensez pas qu'Austin a quelque chose à voir avec le meurtre de Phil?
Niye Alberto'nun başına bir şey geldiğini düşünüyorsun?
Pourquoi croyez-vous qu'il est arrivé quelque chose à Alberto?
Anlıyorum seni. Peki sen ne düşünüyorsun?
Je sais, qu'en penses-tu?
- Öyle mi düşünüyorsun Alex?
- Tu trouves, Alex?
- Dış görünüşe göre dikkatli ve kuralcı olduğunu düşünüyorsun, değil mi Ike?
- On la croirait sage, n'est-ce pas, Ike, si on se fie aux apparences?
Zeki olduğumu düşünüyorsun.
Vous pensez que je suis intelligente.
Keller'ın bunu hâlledemeyeceğini mi düşünüyorsun gerçekten?
Keller s'en occupe.
Marihuanayla ilgili ne düşünüyorsun?
Que pensez-vous de la marijuana?
- Ama hâlâ onu düşünüyorsun.
- Mais vous y pensez encore. - Non.
Muhtemelen bu ceviz kabuğunu buraya eski karımın koyduğunu düşünüyorsun.
Ce serait possible que mon ex-femme ait mis... cette coque de noix dedans?
Başına gelmeyen boşalma sorununun hayalî çocukluğundaki utançtan dolayı olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?
Tu penses vraiment que l'incapacité à éjaculer dont tu n'as jamais souffert, était causée par la honte de ton enfance fictionnelle?
Ne düşünüyorsun?
Qu'en penses-tu?
Ama toplantıya gelmem ve programa uymam gerektiğini düşünüyorsun.
Mais vous pensez que je devrais aller à une réunion et suivre un programme.
Hâlâ işi mi düşünüyorsun?
Tu penses encore au travail?
Preminger olayı için kimi düşünüyorsun?
Qui tu aimerais pour ce truc de Preminger?
Anne gibi düşünüyorsun çünkü anne olacaksın ama değilsin.
Tu penses comme une mère car tu es sur le point d'en être une, mais tu ne l'es pas.
düşünüyorsun 44
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşün 451
düşünün 108
düşünmüyorum 81
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşün 451
düşünün 108
düşünmüyorum 81
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35