Gazete traduction Français
3,493 traduction parallèle
Ben temizlik yaparken gazete başlıklarını okuyor.
Elle me lit les tabloïds quand je nettoie.
- Neden bu kadar çok yerel gazete alıyorsun?
- Pourquoi avoir tant de journaux locaux? - Je rassemble des informations.
Brian, The Daily Growl gerçek bir gazete değil.
- Brian, ce journal n'existe même pas.
Sadece daha fazla gazete satmak için yazıyorlar!
Pour faire vendre leurs journaux!
Babası gazete muhabiri.
- Lève les bras! - Et cette petite?
Gazete okumuyor musun?
Tu ne lis pas les journaux?
O büyüklükte bir uçak düşüyor ve ne gazete, ne televizyon haberini yapmıyor.
Un avion de cette grosseur qui disparaît et pas un mot dans les journaux ni aux nouvelles.
Gazete haberlerini görmedin mi?
N'as-tu pas lu les articles dans la presse?
Ücretsiz gazete mi?
Le journal gratuit? Oui.
- Gazete, efendim? - Ah, teşekkür ederim.
- Le journal, monsieur?
Sen gazete satacaksın diye onların gizliliğinin ihlaline izin vermeyeceğim.
Je refuse qu'ils soient compromis pour vendre des journaux.
Dinle, Clark. Ben artık bekleyemem, gazete de öyle.
Clark, j'en ai assez d'attendre, et le journal aussi.
Ya da televizyon seyretme, gazete okuma. Kimseyle konuşma.
De regarder la télé, de lire la presse ou de parler aux gens.
Belki de gazete dağıtma işine girmeliyim.
Tu veux aussi que je livre les journaux?
Yazdığım gazete işte bu.
Ceci est un journal dans lequel j'écris.
Bayan Gazete var mı?
Auriez-vous une feuille de papier?
Eğer gazete batarsa veya satılırsa, sana hiçbir şey olmaz.
Si le journal plonge, s'il est racheté, vous serez à l'abri.
Bütün gün gazete dağıtmışsın.
Tu as bossé toute la journée.
Sokaklarda dolaşıp evlere gazete fırlatmışsın.
Tu as arpenté les rues toute la journée.
Hayatımda hiç gazete dağıtmadım.
Je déteste les facteurs.
Mahallede gazete dağıtacak bir güzergahım bile yoktu. Çimleri biçtim. Çim biçmemi istersen...
Ils n'apportent que des factures et des mauvaises nouvelles.
Yönetmenim Miles Deep'e filmlerimi çektiği için teşekkür ederim. Hayatımda hiç gazete dağıtmamama rağmen... gazeteci çocuk olabileceğimi söylediği için de.
Je remercie mon réalisateur, Miles Deep, qui a dit que je ferais un bon facteur même si je n'avais jamais distribué le courrier.
Şarkı üzerinde düşünmeye başladığımızda Ed gazate okuyordu, Ve şarkının sözlerinin neredeyse tamamını bir gazete yazısından yardım alarak yazdı.
Ed avait lu le journal quand on a commencé à jouer cette chanson et a écrit toutes les paroles d'après l'article.
Ailesi içi yırtık gazete kağıtlarıyla dolu bir çanta sunmaya karar verdi.
Ses parents ont décidé de me remettre un sac rempli de bouts de journaux.
Gazete bayiine girip de bir paket sigara bile alırken güvensizlik yaşıyorum.
Je fais même pas confiance au buraliste à qui j'achète mes clopes.
Gazete bayiindeki eleman gibi.
Alors, tu es comme mon buraliste?
Sarah orada gazete için resim çekiyor.
Sarah prendra des photos pour le journal.
Gazete yok, ağaç yaprağı bile yok.
Il n'y a pas de journaux, pas de feuille aux arbres.
Ve kusurları olsa bile gazete yazılarına dayanmaktan iyidir!
Et bien qu'elle ne soit pas parfaite, elle vaut mieux que de simples articles de journaux!
Ve eğer hepimiz bu gazete makalelerini ciddiye alıp aramızda cadılar olduğuna inansaydık, bu onları gerçek yapar mıydı?
Et même si chacun d'entre nous prenait pour argent comptant les articles de ces journaux et croyait qu'il y a des sorcières parmi nous, serait-ce pour autant la réalité?
Gazete dağıtabilirsin mesela.
Distribue des journaux.
- Eskiden gazete işindeydim.
J'avais un pied dans la presse.
Biri hala duruyor. The Courier, yerel gazete.
Il nous reste Le Courrier, ici.
Bunu Twitter'dan... - Gazete bu tip haberlere sıcak- -... Youtube'a, her yerde göreceksin.
Dans quelques jours, ce sera twitté et youtubé sur toute la planète.
Bu tip şeylere hazırlıklı olman gerekiyor. Haber gazete manşetlerini süsleyecek.
Préparez-vous à la furie médiatique qui va avec.
Araba veren gazete yarışmasında yarışmacılardan, 25 kelime ya da aşağısında dünya barışı için çözüm yazmaları istenmişti.
Le concours du journal demandait aux gens de trouver une solution de paix en utilisant 25 mots au maximum.
Gazete parası topluyorum.
Je ramasse l'argent pour les journaux.
Gazete parası mı topluyorsun?
Tu te fais payer?
Gazete yarışmasında kazandığım araba geldi.
La voiture que j'ai gagnée est enfin arrivée.
Orda oturuyor gazete okuyor.
Là bas, il lit sont journal.
Gazete onun öldürüldüğü tarihe ait.
Ces journaux datent du jour de sa mort.
İlave gazete!
Extra! Pour tout savoir sur elle!
Kahve, gazete, her günkü şakalarını yapıyordu.
Le café, les journaux, une blague, comme tous les jours.
Gazete gibi konuşuyorsun.
On dirait un journal.
İkimizin baş başa oturup kahvelerimizi içerek gazete okuduğumuzu.
À penser à nous deux en train de boire un café, de lire les journaux.
Aslında, tamamını alıntı yapacağım çünkü bu bir gazete makalesi.
J'écris tout, c'est un article de journal.
Televizyon, gazete ve radyoyu da ayarladık.
la télé, les journaux, la radio.
Gazete ilanından.
J'ai mis une annonce :
- Gazete parası mı topluyorsun?
- Tu viens pour te faire payer?
Gazete okumuyor musun salak?
Lis les journaux, sale plouc.
Yani, gazete gibi konuşan birisi.
Parler comme un journal?
gazeteci 57
gazeteler 66
gazetede 18
gazeteciler 23
gazeteciyim 26
gazetede okudum 30
gazeteyi gördün mü 21
gazeteler 66
gazetede 18
gazeteciler 23
gazeteciyim 26
gazetede okudum 30
gazeteyi gördün mü 21